• aslında karşılığı/anlamı kabus olsa gerek. ama öyle bir şey de var işte. çocukca bir söylenişi galiba

    nazan öncel şarkısında geçer.*

    eski sevgili deyişidir gözümde. eski sevgilisne ağladığı vakit kötü bir ruya mı gördum, n'olur uaynayım, len bi anlat bize n'oldu diye yangısı, sıfatının önüne sıfat eklendiği vakit daha acıklı olmuştur.
  • kabus olmayan; ama insana iyi de hissettirmeyen tersine kötü hissettiren rüyadır. yani kabus gibi germez, korkutmaz; ama kötü duygular uyandırır.

    asıl merak ettiğim konu ise insanın kötü rüyaları yıllarca aynı kalabilir mi?

    sanırım bu sorunun cevabı evet.

    gece sonunda istediğim gibi güzel uyudum; ama sabah uyanmama yakın gördüğüm rüya... yatakta gözlerimi açtım ve nerede olduğumu anlamaya çalışırken gözlerimin ıslak olduğunu fark ettim. kendimi gerçekten üzgün hissediyordum. sanki çok kötü şeyleri gerçekten yaşamışım gibi. ama hepsi bir rüyaydı.

    yine de insana gününü kötü başlatan ve iyi hissettiremeyen rüyalar işte.
  • uyandığında bir iç sıkıntısı bırakıyor bu kötü rüya. geçmiyor bir süre rüyada içinde olduğun his, durup düşünüyorum "neden böyle bir şey gördüm ki ben şimdi?" diye. şunları şunları düşündün, yatmadan şunları konuştun, olayları da birleştirince böyle bir rüya çıktı ortaya deyip, kendime telkin ediyorum.
    sonra her kötü hissi unuttuğum hızla, rüyanınki de geçiyor yavaş yavaş.
  • ünlü' nün rüya şarkısında da geçen isim tamlaması. beste-söz uyumu açısından kabus yerine kullanılmış olabilir.
  • gecenin 3unde ayaga diken, bir daha uyumak istememenize neden olan ruyalardir. oyle bir ic huzursuzlugu yaratir.
  • hiç görülmemiş olandır. malum her şeyi iyi-kötü diye yorumluyoruz, rüya görmezsek yorum olamayacağı için kötüdür.
  • 2 sene önceydi, annemin böbrek nakli kesinleşmeden önce diyalize girebilmesi için fistül ameliyatı olacağı günden önceki geceydi. ablamda kalıyordum.

    bir rüya gördüm. kabus belki. ama sanki kötü rüyadaha çok. neyse ne. ameliyatta sorun oluyormuş, doktor geliyor, klasik "elimizden gelen her şeyi... " cümlesine başlarken ben 8 sezonluk greys anatomy deneyimimle aklımda kaldığının bile farkında olmadığım onlarca hastalığı ve yöntemi doktora saymaya başladım "şu olabilir mi, bunu denediniz mi?" şeklinde.

    çırpınırken ablam uyandırdı. ağlamaya başladığımı ve hiç susmadan saatlerce ağladığımı biliyorum. sabah gözlerim açılamaz durumdaydı.

    tüm gün, dünyanın en mutsuz insanı bendim sanki. üzerimde koskocaman bir ağırlık vardı, ağlamaklıydım, geçmiyordu.

    işte, dün gece de bir ikincisi oldu. annem yoktu bu sefer. ben vardım rüyada. son derece çaresiz kaldığım saatler yaşadım, çok uzun saatler. gözümü açtığımda kalbimin atışı kanepeyi sallıyordu, dışarıda şimşekler çakıyordu. 2 saat boyunca uyuyamadım, ağlayamadım da uyanmasın diye kimse.

    şu an, hala yüzüm gülemiyor. kafamı dağıtsın diye izlediğim her şeyde ağlıyorum. hayal meyal ne olduğunu hatırlayabildiğim ama çaresizliğini hala hissettiğim bu rüya ne kötü rüyaymış be arkadaş!
  • antik yunanda, gün ışığı altında herkese açık açık anlatılınca gelecekte yaratacağı kötü etkileri yok olan bir zaman akış biçimi.
  • beni üzen ve üzebilecek olan iki olayın tek seferde bilinç altından çıkıp, rüya olarak geceme merhaba demesi. bitmedi sabaha kadar... bütün gece ağladım...
  • insanı sabah sabah üzen bir olay.
hesabın var mı? giriş yap