kıran
-
yol kırañında hepimizi gözetler çıplak, az yapraklı demir ağaçlar...
hastalık, salgın, ölet anlamına gelen kıran sade söylenişlidir.
buna karşılık kenar-kıyı anlamına gelen kıran genizel n'li yani biraz "kıranğ" gibidir. çay kıranı, kıran kıran gitmek gibi örnek kullanımları var. bu arada, kenar kenar gitmek, biraz kendini saklayarak uzaktan izlemek anlamındaki kıranlamak da bu kıranın fiil halidir. cümle içinde kullanımı için (bkz: eds/@ibisile).
efe/külhanbeyi anlamındaki kırana hafif itirazım olacak. oradaki "yedi kıranla barışık olmak" (kıran: kırıcı) kalıbının aslı yedi kralla barışık olmak biçimindedir. kırallı söylenen uyumlu, neşeli, iş bitirici ve açıkgöz insan sıfatıdır. yalnız itirazım mutlak değil kısmi, zira şive sözlüklerinde, yerel kaynaklarda songulyabani'nin* yazdığı anlam da barınmakta.
(bkz: kenarı), kenarıya çekilmek
(bkz: kıran giresi), kıran giresice
(bkz: ali kıran baş kesen)
(bkz: gırcavuş)
(bkz: kıylamak)
(bkz: ağaç/@ibisile), yalnız ağaç/@ibisile
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap