• türkiye'de 1930 yerel seçimleriyle birlikte verilen haktır.
  • kadınların seçme hakkı, bir ülkenin yetişkin kadınlarının en azından politik oylamalara katılma imkânına sahip olmaları anlamına gelmektedir. başka bir deyişle de erkeklerle eşit ölçüde seçme hakkına sahip olmalarıdır.
    18. yüzyılda başlayan kadın hareketleri’nin uzun mücadelesi kadınların seçme hakkını elde etmesinden önce başlamıştır. fransız devrimi sırasında kadın ve kadın yurttaş hakları bildirgesi’nin yayınlayan ve sonra da yayınladığı bir yazının kralcı görülmesi nedeniyle de idam edilen olympe de gouges kadınların seçme hakkı için mücadele veren ilk modern savunucudur. kadınlar ilk olarak 1776 yılında amerika’nın new jersey eyaletinde seçme hakkını elde ettiler; ancak bu hak 1807 yılında geri alındı. güney pasifik’te bir adada ingiliz kolonisi pitcairn’de ilk olarak 1838 yılında kalıcı kadın hakları elde edildi.
    ilk modern devlet olarak da amerika birleşik devleri’nin wyoming eyaleti 1869 yılında kadın haklarını tanıdı. 1871 yılında da paris kadın haklarını tanıdı. 21 mayıs’ta aynı yıl fransız hükümet askerlerinin bastırması ile bu hak tekrar geri alındı. bir zamanlar kısıtlı yönetimiyle ingiliz bölgesi olan yeni zelanda’da 1893 yılında kadınlar aktif seçim hakkını elde etmiştir. pasif seçim hakkını da ilk olarak 1919 yılında elde etmişlerdir. daha sonra 1894 yılında o zamanlar koloni olan güney avustralya aktif ve pasif seçme haklarını kabul etmiştir. ardından bir sene öncesinde britanya’dan ayrılarak resmen bağımsızlığını ilan eden, yeni kurulmuş avustralya devleti bu hakkı tanımıştır. böylece avustralya kadın haklarını kabul eden ilk modern egemen devlet olmuştur.
    1 haziran 1906 tarihli eyalet meclisi tüzüğü ile finlandiya kadın haklarını kabul eden ilk avrupa ülkesi olmuştur. finlandiya o zamanlar bir rus beyliği idi. 1915 yılında danimarka anayasasının değişmesi ile de kadınların seçme hakkı danimarka’da kabul edilmiştir.
    12 kasım 1918 yılında alman avusturya’sının devlet ve yönetim biçimi yasası ile kadınlar avusturya’da genel seçim haklarını elde etmişlerdir. avusturya-macaristan imparatorluğu’nun yıkılıp cumhuriyet rejimine geçilmesiyle de, anayasalarındaki 9. maddede de kurulan ulusal meclisin gerçekleşecek seçimleri için de “bütün yurttaşların cinsiyet ayrımı gözetmeksizin genel, eşit, direk, saklı oy hakkı”ndan bahsedilmiştir. sonraki maddede de “ülke, bölge, semt ve belediye temsilciliği seçimi ve seçim hakkı” olarak bu bilgi açımlanmıştır. aynı gün milletvekilleri komisyonu tarafından alman halkı için bir bildiri yayınlamıştır. bu bildiride “alman kasım devrimi” sırasında iktidara gelen hükümet yasaların verdiği güç ile bundan sonra her bir resmi kurum için yapılan seçimlerde 20 yaşını doldurmuş bütün kadın ve erkeklerin dengeli seçim sistemine dayanarak eşit, saklı, direk ve genel seçim hakkına sahip olduğunu ilan etmiştir. kısaca burada 30 kasım 1918 tarihinde yasaları belirleyen alman ulusal meclisinin seçimler üzerine yaptığı düzenleme ile seçim hakkıyasal olarak verilmiştir. böylelikle almanya’daki kadınlar 19 ocak 1919 tarihinde alman ulusal meclis seçimlerinde ilk defa ulusal seçim haklarını kullanmışlardır. nasyonal sosyalistlerin gücü ele geçirmesiyle 1933 yılında pasif seçim hakkı kadınların elinden tekrar alınmıştır.
    amerika’da kadınlar 1920 yılında 19. anayasa değişikliğinin ardından ülke çapında tam bir seçim hakkı elde etmişlerdir. ingiltere’de ise kadınlar 1919 yılında kısıtlı bir şekilde bazı özel durumlarda oy kullanabilme hakkını elde etmişlerdir. daha sonra ise tam oy hakkını 2 temmuz 1928 tarihinde elde etmişlerdir. türkiye’de kadınlar 1930 yılında aktif, 1934 yılında da pasif seçme hakkını elde etmişlerdir. fransa 1944 yılında alman ordusunun müttefikleri sayesinde özgürlüğüne kavuştuğunda fransa’daki kadınlar, 1944 yılında da belçika’daki kadınlar ve hatta aynı yıl italya’daki kadınlar seçim hakkını elde etmişlerdir. (italya’daki kadınlar daha önce 1925 yılında genel seçim hakkını elde etmişlerdi.) hindistan’da da kadınlar seçme hakkına 1950 yılında ulaşmışlardır.
    isviçreli kadınlar ülke çapında bir seçim hakkı için 2 şubat 1971 tarihine kadar beklemek zorunda kalmışlardır. appenzell innerrhoden kantonu da bu hakkı ilk olarak 1990 yılında kabul etmiştir. buna ek olarak 1984 yılında lichtenstein, 2003 yılında da afganistan bu hakkı kabul etmiştir. 2005 yılında da kuveyt’teki kadınlar hem aktif hem pasif seçme hakkına sahip olmuştur. dünya çapındaki farklı ülkelerin son 230 yıl boyunca kadın haklarını elde etmelerinin kronolojik tablosu bulunmaktadır.
  • http://www.yabanci.co/…arin-secme-ve-secilme-hakki/

    kesin ifadeler kullanıp hiç kaynak göstermeme hastalığı olan dinci yalanları ile karalanmak istenen devrim ...

    --- alıntı ---
    kadınların bu fikri benimsemesi ve sorgusuz sualsiz iman etmesindeki etkenlerden en önemlisi mustafa kemal’in kadınlara yaşam hakkı tanıdığı yalanı. öyle ki resmi tarihe göre osmanlı döneminde neredeyse sokağa dahi çıkamadığı iddia edilen kadınlara seçme ve seçilme hakkı vermiş, devlete ortak etmişti.
    --- alıntı ---

    devlete ortak kadın kaynak istememdeki neden bunu hangi olay sonucunda çıkartığını merak etmemdir.

    --- alıntı ---

    seçme ve seçilme hakkını kadınlara mustafa kemal bahşetmemiş, kadınlar bu hakkı kendileri almışlardı.
    --- alıntı ---

    normalde mustafa kemal'e yöneltilen en büyük itham diktatörlük iken nasıl bir olay ile kadınlar zorladılarda bu haklarını aldılar merak konusu... şu zamanda bile bu toplumun kadınları var olan hakkını kullanamaz iken asırlar boyu gelen erkek egemen toplum genlerin suçunun cumhuriyete yüklenmesi çok ilginç olmuştur. şu kesindir cumhuriyet buna çare olmamıştır ancak osmanlıyı yüceltecem diye komik olmak buna denir. osmanlı döneminde bir tane kadın politikacı var mıdır... evet osmanlıda yönetimde kadına yaşama hakkı verilmez... rol almak isteyende alavereci dalavereci damgası yer

    kaynak gibi gösterilen kadınsız inkılap kitabıda aynı kaynak göstermeden hüküm verme olayından müzdariptir.
  • tek partili dönemde neyin hakkının verildiğini merak ettiğim uygulamadır
  • (bkz: nezihe muhiddin)
    (bkz: kadinlar halk firkasi)
    (bkz: cete-i nisvan beyannamesi)
    (bkz: turk kadin birligi)
    (bkz: kadinsiz inkilap)
    (bkz: nezihe muhiddin kulliyatı)
    (bkz: fatma aliye) konulari okunarak bu hakkin nasil verildigi degil, nasil alindigi ya da kadinlarin zaferine baskalarinin nasil zorla ortak olduklari anlasilabilir.
  • "oy kullanma hakkı verilmesi" ile "seçme ve seçilme hakkı verilmesi"nin aynı şey olmadığını anlamayı gerektirir. türkiye cumhuriyeti'nde kadınlar; özet olarak 3 nisan 1930'da çıkarılan belediye kanunu ile yerel seçimlerde, 5 aralık 1934'de ise genel seçimlerde oy kullanma ve yönetici olma hakkına sahip olmuşlardır.

    ama türkiye'de bir çok kadın hala, müstakbel kocası tarafından seçilmek, müstakbel kocasını seçmek, okuyacağı okulu seçmeyi bırakın, okuyup/okumayacağını seçmek, yapacağı işi seçmek, gideceği yeri seçmek, kiminle gideceğini seçmek, yaşayacağı yeri seçmek, giyeceği kıyafeti seçmek (yobaz kafalarınızda yanlış fikirler oluşmasın, siyasi fikirlerden veya sembollerden bahsetmemekteyim, mini etek de, türban da dahildir buna, seçmeyi/seçilmeyi bırakın, cahili/okumuşu dahil, nerede ne giyilir/ne giyilmez onun bile ayırdına varamayacak kadar görgüsüzdür bu konuda, erkekleri de dahil) gibi seçimleri yapamamaktadır.

    kadınların seçme ve seçilme hakkından bahsedebilmek için, öncelikle medeni bir toplum olmak gerekir. bu medeniyete erince farkedeceksiniz ki, evet atatürk'ümüz kendi döneminden çok uzakları görmüş, o ileriye bakarken, onun yolundan gittiğini iddia edenler geriye bakmaya devam ettiğinden bugününü görememekte. sağcıları yobazlıkla suçlayan solcular daha yobaz, solcuları kafirlikle suçlayan sağcılar daha kafirdir ülkemde.

    sonuç olarak, güzel ülkemin insanlarının medeniyeti anlayıp, o merhaleye gelmesine daha çok var.
  • kemaliste göre 1934, islamcıya göre 2013 olan tarih.

    türkiye'deki tartışmalardan bir haber ortalama bir demokrasi öğrencisi olarak bir taraf almak gerekirse; ilkinin iki zaafı var, 1. tek parti döneminde seçme seçilme hakkı mı oluşmuş (sürekli tartışıldı zaten bu), 2. uzun bir süre başı kapalı kadına seçilme hakkı verilmedi. ikisi de yaban atılır iddialar değil.

    bir de şu var, demokrasi olsaydı o devrimler hayal olurdu... bir olasılık olarak evet olabilirdi tabi ama bu da son dönem osmanlı çalışmalarına bakıldığında cumhuriyetten daha seküler ve liberal bir hava bile bulunabiliyor.

    neyse burada sözü polemiğe saflaşmaya bırakalım.
  • başını ilerici/sosyalist kadınların çektiği türkiye süfrajet hareketine selam olsun!
  • yıldıray oğur yazmış konu ile ilgili.
    iyi de etmiş. cevval cumhuriyet kadınlarının da okumasını salık veririm...
    tatava yapınca üzerine basılıp geçilmiş bir kadının hikâyesi…
hesabın var mı? giriş yap