• bosna'nın en ünlü yazarı sıfatını taşıyan selimoviç, derviş ve ölüm adlı
    romanıyla kendi ülkesinde satış rekorları kırmış bir dönem. eski zamanda
    belirsiz bir tarihte, mistik bir hava içinde geçen, bir tekke şeyhinin kendi
    ağzından anlatıldığı bir roman derviş ve ölüm. varlık yayınları 1973
    baskısında, karanlık bir dönemde, tanrı ile insan zulmü arasında ezilmiş bir
    din adamının iç aleminin şaşırtıcı bir ustalıkla işlendiğini yazmıştır kapak
    arkasında... kitap yazara birçok ödül kazandırmış ayrıca...
  • mesha selimovich sekilinde telaffuz edilebilecek bir isme shaip, eski yugoslavyanin yasar kemal i ayarinda bir insan. kendisinin ozellikle ingilizceye cevirilmis ismiyle (ya da isimlerinden biri ile) "death and dervish" romani pek meshurdur, pek ince memed capinda bir romandir.

    musluman bir yazardir, kendisini sirp olarak tanimlar ki, her bosnagin musluman, her sirbin ortodoks olmak zorunlugu olmadigi bir donemin insanidir. (buna benzer emir kusturicanin da benzer bir kendini tanimlayisi vardir.)
  • (bkz: before the rain)

    "kuşlar çığlık atarak kara gökyüzünde uçuşuyor. insanlar sessiz, beklemek kanıma acı veriyor." mesa selimovic
  • türkçeye cevrilen romanında ismi mehmet selimoviç'tir nedense..
  • "ya benim ya dünyanın bir eksikliği vardı; belki de ne benim ne dünyanın bir eksikliği söz konusu değildi ve bütün mesele iletişim kuramamamızdan kaynaklanıyordu. bu iletişimi kurabilenler var mıydı grçekte, yoksa bir yandan böyle bir iletişim kopukluğu bulunmadığını göstermeye çalışırken, öte yandan iletişimin varlığı izlenimini veren insanlar yalan mı söylüyorlardı? bu onlar için hiç de önem taşımıyordu belki de. insan ve dünya arasında zorunluluk durumu hariç bir ilişki kurulmuş olabilir mi hiç? sahip olduğum şeyleri ben seçmemekteyim. aslında hiçbir şey benim seçimime bağlı değil; doğumumu da, ailemi de, adımı da, kentimi de, yurdumu da ben seçmiyorum; bütün bunlar, bana kendi isteğim dışında verilmiş şeylerdi. bundan daha şaşılacak olan bu zorunluluğu sevgiye dönüştürdüğümdü. her şey başkasına ait olduğuna göre benim olacak bir şeyler de bulunmalıydı ve bu yüzden sokağı, kenti, yurdu, çocukluğumdan beri üzerimde gördüğüm gökyüzünü, kendi sokağım, kendi kentim, kendi yurdum, kendi gökyüzüm biliyordum. boşluktan, bensiz olabilecek bir dünyadan duyduğum korku yüzünden. sokağım için de, üzerimdeki gökyüzü için de, benim onlara sahip çıkma, kendimi onlara kabul ettirme çabalarımın ehemmiyeti yoktu, ama böylesi bir ehemmiyetsizliğe isyan ediyorum. sokağıma da, gökyüzüne de duygularımı veriyor, sevgimi bağışlıyorum; onlardan aynı duyguları, aynı sevgiyi geri alabilmek için."

    selimoviç, kale, ötüken yay., ist. 2001, s. 175-176
  • derviş ve ölüm kitabını henüz bitirmiş bir okuyucusu olarak bu kelimeleri yazıyorum.

    hayatı, insanları ve belki daha zoru ve önemlisi kendini anlayabilmiş bir yazarın bunu edebi hale yansıtmış halidir bu kitap.

    başları sıkıcı gelebilir. cümleler pek anlaşılmaz , tekrar gibi görünebilir. ama bu depresyonda olan bir karakteri yansıtmak için yazarın kullanmış olduğu bir tekniktir. hani depresyondayken sürekli bi şeyi veya sınırlı bir kaç şeyi sürekli, tekrar tekrar düşünürüz, farklı bir şey düşünecek olsak bile bu kafayı taktığımız şeyin farklı bi yanı olur ancak ya, kullandığı bu teknikle karakterin ruh halini çok iyi vermiş oluyor.

    sonradan karakterin ruh hali değiştiği için belirtiğim husus da değişiyor tabii.

    bu kısmı atlattıktan sonra kitabın zevkini iyice çıkarırsınız. hatta kitabın ilk kısmının önemini de kavrayarak kitabı bitirmeye koyulursunuz.

    iyi okumalar :)
  • herkes aşkın acı verdiğinden söz eder, ama bu doğru değil. yalnızlık acı verir. reddedilmek acı verir. birini kaybetmek acı verir. kıskançlık acı verir. herkes bunları aşk ile karıştırıyor, aslında gerçek aşk bütün acıların üstünü örtüp insanın tekrar harika hissetmesini sağlayan bu dünyadaki tek şeydir. aşk bu dünyada acı vermeyen tek şeydir.

    sözü kendisine aitmiş. çeviri benden.
    alt kısım ortamlarda anonim geziyor.

    “everyone says love hurts, but that is not true. loneliness hurts. rejection hurts. losing someone hurts. envy hurts. everyone gets these things confused with love, but in reality love is the only thing in this world that covers up all pain and makes someone feel wonderful again. love is the only thing in this world that does not hurt.”
  • gerçek adı mehmed selimoviç olan,derviş ve ölüm'ün* boşnak yazarı. avusturya macaristan imparatorluğunun ilhak ettiği bosnanın tuzla ilinde doğdu, sosyalist yugoslavya'nın başkentinde dünyasını değiştirdi. geriye o müthiş eserlerini ve bir de ahmed nureddin'in öyküsünü bıraktı. var olsun.
  • burnumuzun dibinde dünyanın en ağır trajedileri yaşarken bile neden bi aliya veya meşa cikaramadik diye düşünüyorum sonra aklıma doğululuğumuz geliyor sonra cografya sonra kader sonra da saçma sapan bi kısır döngü sonra iğrenme...
  • türkçeye çevrilmiş bir öyküsü için:

    http://www.balkanedebiyati.com/vasiyetname-mesa/
hesabın var mı? giriş yap