• orjinali minibüslere kamyonlara taksilere trafik cezası kesilmemesi olan ve sadece güzel ülkemde yaşandığını düşündüğüm durumdur. bu ülkede sıradan bir vatandaşsan hem verginin hem de bilumum cezaların çoğunluğunu sen ödersin.

    ama havalimanına kum taşıyan, harfiyat taşıyan plakasız bir kamyonsan ve üstelik sol şeridi kapatmış arkanda kuyruk oluşturmuşsan sana hiçbir şey olmaz. ne de olsa ülkenin tek geçim kaynağı inşaata yönelik bir iş yapıyorsun. hükümet seni elbette ki koruyacak. neyin trafik kuralından bahsediyoruz.

    peki ya minibüsler? ne sinyal var ne sürücü eğitimi. bir şekilde ehliyetini almış her gri eşofmanlı ergen minibüs şoförü oluyor. sonra bir elinde tesbih bir elinde vites topuzu yolların sahibi oluyorlar. neden? çünkü bu adamlara da ne ceza yazılabiliyor ne de bir yaptırım uygulanıyor.

    taksiler desen minibüsten aşağı kalır bir yanı yok, hatta fazlası var. bugüne kadar daha trafik ışıklarına uyanını görmedim desem yeridir. yapılmayacak her yerden u dönüşü, o dönüşü yaparlar. hatta eminim arada bariyerler olmasa ve utanmasalar otobanda bile trafiği durdurup u dönüşü yapar bunlar. peki neden? aynı şey. bu adamlara karşı trafik cezası falan uygulanmıyor. sıradan vatandaşın trafik psikolojisi bunlarda yok.

    sabah sabah derdini sikeyim diyenler de olacaktır ama sikerler böyle çifte standardı.
  • bağlı bulundukları mesleki odalar vasıtası ile toplu ödeme yapıyorlardır. anladınız siz.
  • yıllardır düşünüp de çok derin küfürler ettiğim durumu açıklayan güzel tespit. bunlara ceza kesilse, vatandaş rahatlar, bunlar orospu çocukluğu yapmaz. mesela kamyonu gökdelen gibi yüklemez, farları çalışmayan kamyonla gezmez, kamyonu yola park edip insanları öldürmez, dolmuş otobüsse sol şeritte ve hatta durak dışı diğer yerlerde yolcu alıp indirmez, milletin üstüne kırmaz, en önemlisi adam gibi bakımlarını yaptırır, o siyah veya beyaz dumanları basarak havayı kirletmez.

    ülkenin esas sorunu bunlardır. biz hep bunlara sebep olan iktidarları, cepheleri ve hatta yarım yamalak bildiğimiz siyasi görüşleri paylaşıyoruz. adam olan bunları çözer. bir ömrümüz var, cahile ite katlanarak, her an çoluğumuzu çocuğumuzu, anamızı, babamızı, eşimizi kaybetme riskiyle harcıyoruz devlet desteğiyle. kaybetmek dediysem illa ki freni patlayan belediye otobüsü, damperi devrilen kamyon, 0 numara yağdan yanan otobüs, yolun ortasında duran farları yanmayan kamyona çarpan araba aklınıza gelmesin. bu ibne çocukları, kendi ilkel organizmaları ile yaşayacakları hayat yüzünden hayatımızı, huzurumuzu, temiz havamızı çalıyor bizden. kanser olacağız en iyi ihtimalle. bu hoşgörü ve görmezden gelme, eğer alınan toplu rüşvetler sonucu değilse, ekmek parası, gariban vs. gibi ilkel kavramlara sığınılarak yapılmaktadır ki ilkinde suç var mücadele edersin, ama bu ahmakça kültürü çok zor değiştirirsin. zira suç yani rüşvet yoksa, oranın senin benim hakkımı savunmak için vergilerimizle görevlendirilen memuru kimse, iyi bir şey yaptığını ve bu görmezden gelmenin kendi hakkı olduğunu sanıyor.

    ben her yıl it gibi vergilerle boğuşuyorsam, ben emisyonumu yaptırıyorsam, ben en ufak bir kural ihlali yaptığımda cezalandırılıyorsam, bu ülkenin sihirli mağdur edebiyatını bırakıp işini yapacaksın, kurallara uyacaksın yoksa adamın götünden kan alırlar diyebilmek isterdim ama nerde bu ülkede...
  • diğerlerini bilmem ama ankara'da dolmuşlara ve otobüslere hayvan gibi cezalar kesilmektedir. hatta birçok şoför ceza puanından dolayı aylarca çalışamıyoruz da eylem yapmıştı bir ara.

    taksi ve kamyonlar için aynısını söyleyemeyeceğim. özellikle kamyonetin dahi girmesinin yasak olduğu yollara inşaat kamyonları pek güzel girip asfaltın anasını ağlatıp gidiyorlar. kimse de bir şey demiyor bunlara.
  • küçük bir şehirde taksisi olan şahsım için geçerli olmayan durumdur. ben ki kurallara sıkı sıkıya riayet eden, yayalara yol veren ancak laboratuar ortamında bulabileceğiniz bir taksi sürücüsü iken geçenlerde fahri müfettiş sağolsun sinyal vermemekten yapıştırmış. sırf hıncımdan babam için de fahri müfettişlik başvurusu yapacağız şimdi.
  • komik bi uygulama. hala devam ediyor mu bilmem ama bi aralar ticari araclara emniyet kemeri cezasi kesilmiyordu. kesmiyorlar demiyorum bak, kesilmiyordu. kanunen yani.

    hayatimda bundan daha aptalca bir sey ne gordum ne duydum.

    gerci arabada bana kemer cezasi kesilirken belediye otobusunda 300 kisinin ayakta gitmesi de apayri bi salaklik.

    kisacasi neymis? kemer cezasi sadece devlete para toplamak icin uygulanan bi ceza uygulamasiymis.
  • dogru bir tesbit ama istisnalari da var.

    abim 25 yillik taksi soforu. gorebileceginiz en temiz en iyi niyetli bir taksicilerden biridir.uzun zamandir sabiha gokçen 'de çalisiyor.birkaç ay once isten biraz sinirli geldi hayirdir abi nooldu falan derken dokuldu bu.

    180 lira ceza yazmislar tam havaalaninin disinda.sebep ise kot pantalonla ise gitmek.once inanamadim çikardi cezayi gosterdi.adamin 24 saat sofor çalisarak alamiyo o parayi.itiraz edelim dedim dinlemedi.

    birgun beni geç kaldigim için okula taksiyle birakicakti.daha dogrusu en azindan avrupa yakasina kadar.
    biz birinci kopru çikan isiklarda sarida geçtik arkamizdan da baska bir araç. kopru girisindeki ekipler yukardan gorup bizi çevirdi arkadan gelen araci da.

    ''taksici sarida geçtin?? "
    "evet memur bey duramadim da."

    bu arada diger polis bizden sonra geçen aracin sahibiyle tartisiyor ben sarida deçmedim diye.abim daha ehliyeti uzatamadan polis ""taksici sen git kardesim" dedi ve arkadaki araçla ilgilenmeye kostu.evet kostu adam . e nooldu simdi.

    arkadaki aracin soforu de belki hala konusuyodur "taksicilere ceza yazmiyolar lan ".
hesabın var mı? giriş yap