*

  • minibüs adı verilen ve taşıma amacıyla yapılmış aleti bir yarışçı edasıyla kullanan veya kullandığını sanan* yaratık
  • izmitte var bi tane bunlardan 35 , 40 yaslarinda saclar ilhan mansizinkiler gibi biyik sakal baya $ekil olmu$ amca .
  • az mazot harcamak için koltuğunda yan oturan ve buna inanan, vites değiştirirken acaip triplere giren, sağına soluna bakmadan şerit değiştiren, durağa giren yolcu alan yola fırlayan, polis görünce ayaktaki yolcuları indirmeye çalışan ve kendsini delikanlı sanan trafik canavarı tiplemesi
  • bir mozaik, bir farklı kültürler atlası olan memleketimde en doğudan en batıya tek tip görebileceğiniz tek şey, tek olgu ya da neyse işte o...aynı "yollarda kanun benim" sürüşü, direksiyonda aynı tavırlar, aynı "sollama beni, direksiyonunu yediririm sana" bakışı...sanki bu ülkenin atmosferinden kaynaklı bir durum, döt kısmısı yükseldikçe, bünyenin sapıtması sendromu...

    korkarım yukarıdaki bu ülkede bir şeyler "birlik ve beraberlik"in öznesi olsun istemiş, bunu uygun görmüş...ne diyelim, yazgı...
  • dikizden de bayan yolcuları keser bazısı cogu ayıdır azı insandır bir rivayete göre...
  • genelde bu insalarda bolca sinir bulunur,yolculara kaba dawranmayı maharet sanarlar,serçe parmaklarına altın weya gümüş ama ortası siyah olan yüzüklerden takarlar ama illede serçe parmağa(bkz: deliyürek yüzüğü)
    ..aynadan insanları keser...
    taksi şöförlerinden sonra yolların iki numaralıkatilleridirler..
    kaba olmalları şarttır ama aralarında illaki kibarlarıda çıkıyordur onlarda yeni başlamışlardır(bkz: bu dahil bütün genellemer yanlıştır)

    birde en sık söyledikleri söz ücretini uzatamayan varmıydı tarzı cümlelerdir
  • halkin nabzini taksi soforlerinden sonra en iyi tutan insanlar.

    bu tur ana karnindan meslege uygun dogarlar. baska birsey olmalari imkansizdir. allah-u teala onlari yukaridan sadece turkiye'de minibus soforlugu yapsin diye yollamistir. hafif yan, kafa fazla oynak, bir el asagida ileride vites tutacagi yerde, huzursuz bir sekilde. ilahi ehliyete sahiptirler, simdiye kadar hic dokuz on olulu bir minibus kazasi duymadim, herbiri birer profesyoneldirler.

    (bkz: 20 milyonluktan killanan esnaf modeli/#2655885) entrysinde leeloo arkadasimizin da anlattigi gibi bozuk olmayan paradan killanirlar. allah muhafaza eline darphaneden yeni cikmis sicak bir bes, on ya da yirmi milyonluk tutusturmaniz tehlikeli olabilir. paranoyaktirlar. isinlardan gecirdikleri parayi bir kenara koyarlar (sahteyse buharlasir, guneste erir, ya da bana yamuk yapar felan orada beklesin diye saniyorum). inene kadar tedirgin tedirgin beklersiniz. acaba verecek mi paranin ustunu geri diye. herkesin parasinin uzerini verir, on milyon veren ipneninkini de verir, ama sizinkini bi turlu vermez. ulan acaba bozugu yok da mi veremeyecek, ya yeteri kadar insan binmezse minibuse, lan lan? butun bozuklari yandakine verdi ne bok yicez?

    ustun varliklardir onlar. bizim gibi sozluk yazarlari "hayatin amaci ne lan?" diye merak ederken, onlar coktan bulmustur. para kazanmaktir hayatin amaci. ekonomi uzerine kurulmus hayatlarinda adam smith'in babalik yaptigi ekonomik gerekler ve yontemler umurlarinda bile degildir. kazanclarini dogal yoldan optimize ederler: en kisa yollari, pustluk yapan musteriyi, polisle muhabbeti, vergide az gostermeyi dogustan bilirler.

    ayrica, kendi minibuslerini bir trademark olarak gorup, sadece kendi arabasinin isminin artik belirli bir buyukluge ve standarda eristigini, dolayisiyla musterilerdeki munferit farkliliklar icin nezaket gostermesi gerekmedigini dusunur her sofor. "bozuk yoksa binme kardesim," "orasi musait degil," "daha once soyleseydin ya orada inecegini," "orada duramam" bu ozelliklerinin bir ornegidir.

    bu kadar gaddar bir kapitalist duzenin soforu olan elemanlar, ayni zamanda turk orf ve adetlerine, geleneklerine de gonulden baglidirlar. cogu dindardir. ote yandan istisnalar gozukebilir, soyle ki, hickimse bir minibus soforu kadar dikkatli dikiz aynasi ayarlayip minibusundekilerin mallarini kontrol edemez. kimin bacaklari acik, kim genc citir, kim osurdu, arka arabadaki kadinin tangasinin rengi gibi sizin bizim gozden kaciracagimiz her turlu detayi kafalarinin icinde dogustan beri yer alan ilahi radar ile saniyesinde farkederler.

    son olarak, bir minibus soforu, ayni anda pek cok isi yapabilen bir mutfak robotunun cevikligi, islemcisi, ve zekasina sahiptir.

    direksiyonu birakip iki eliyle uc saniyeden az bir surede sag, sol ve dikiz aynalarini ayarlayabilir, arkadan musterinin yolladigi parayi alip, dikiz aynasindan kontrol ederek kimin kimler icin verdigini 7 saniyelik kisa donem hafizasina kaydedebilir. bu sirada birileri yoldan el kaldiriyorsa tam onunde durabilir, ayni sekilde inmek isteyen varsa tam yerinde durur. teybe kaset sokup, o anda begenmeyip radyo acabilir, hatta radyoda 98.6 gibi cok zor ayarlanan bir tuningi bulmasi 30 saliseden azdir (ve bunu yaparken gozlerini kullanmaz). elini teypten cekmeden isigi verip arac sollayabilir, makas atabilir, ama bunlar hala az sonra soyleyecegim kadar onemli degildir. asil olaylari, butun bunlari yaparken bir saniye durmadan, hic sacmalamadan, dogru veya yanlis bilgilerle veya absurd mantikla da olsa, sizinle turkiye cumhuriyeti'nin ekonomik gelecegi hakkinda konusabiliyor olmalaridir.
  • korna çalmaya bayılan kişi kurum kuruluş. duraktaki körlere "ben geldim, bu bir minibüstür, sese gelin" demek için durmadan korna çalar.
hesabın var mı? giriş yap