• ing. (s.) kayıtsız, ilgisiz, soğukkanlı, heyecansız. nonchaiance (i.) soukkanlılık. nonchalantly (z.) soğukkanlı olarak. ,kayıtsız, sogukkanli, heyecansiz (nonchalance)
    nnsh-länt \nonchalant"\, a. [f., fr. non not (l. non) + chaloir to concern one's self for, fr. l. calere to be warm, to be inflamed with desire, to be troubled. see non-, and caldron.] indifferent; careless. aldırmaz, ilgisiz, umursamaz, lâkayıt: "sert, çabuk unutan kayıtsız bir asker durumu alacaktı."- h. e. adıvar. mecaz bir şarta bağlı olmayan. "was polite in a teasing nonchalant manner" [syn: casual, insouciant] (bkz: le priere)
  • ing. "isteksiz"

    olarak da gecer.
  • bugun ders verdigim sinifa bir yari donem degerlendirmesi yaptirdim. cocuklardan biri iste benim tarzimi iste boyle tarif etmis. boyle duyarsiz umarsiz too cool to care bir karakter sanirim. boylece kelimeyi de ogrenmis olduk disaridan nasil gozuktugumuzu de.
  • ing. nonchalant: sogukkanli, kayitsiz, (kontrollu sekilde) mesafeli duran anlamina gelirken ters anlamlisi icin bold kullanilabilir. o da curetkar, lafini sakinmayan, (kontrolsuz sekilde) ileri giden anlamina gelir.

    orn: "ı've tried to be so nonchalant but ı'm bold."
  • biraz evvel öğrendiğim tatlı mı tatlı bir kelime. fonetik bakımdan akıcı ve tatlı bir ahenge sahip. bayılıyorum böyle kelimelere!
  • son günlerdeki favori kelimem. soğukkanlı, kayıtsız, ilgisiz, heyecansız anlamlarında kullanılmakta.
hesabın var mı? giriş yap