*

  • bazı sözlük yazarlarının işgal eylemlerinde yer aldığı mekan. selam sana kutlu yoldaş*
  • aynen, tunceli'de yasandigi üzere; beykoz'un yozlaştırılmasının ilk adımlarından bir tanesi. önce şişecam, sonra tekel ve beykoz deri kundura kapatilacak. beykoz'da ikâmet eden işçi ve halk, beykoz'dan sürülmek suretiyle, tecrit edilecek. sonrasında, ticaret merkezi haline getirelecek ve zenginler için inşaa edilecek villalar neticesinde, beykoz, rantcilarin, sömürgecilerin eline gececek. zira, şişecam direnişiyle, beykoz'un davası olmaktan çıkan "mücadele", polis ve özel güvenlik birimlerini tarafından ne kadar önlemek istensede, halkında saflara katılmasıyla, sermayinin birliğini yenecek olan istanbul insanının zaferinin, bir simgesi olacak. (bkz: sisecam)
  • şişecamı şişecam yapan ilk fabrika.
    ancak çeşitli nedenlerden dolayı buraya fazla eleman alımı yapılmıştır. hatta bir şişecem efsanesi der ki; çayı başkası koyar, şekeri başkası karıştırırdı...

    ayrıca bu fabrikanın kapatıldığı dönem itibariyle milyon dolarla ifade edilen zararları mevcuttu.

    şehrin içinde fabrika olması durumu terk edilmeye başlandığı için de bu tesis kapatılmıştır. cam üretimi izabe sanayiidir yani ağır sanayidir, şehrin göbeğinde olmamalıdır bu işler.

    çalışanlarının bir çoğu diğer fabrikalara yerleştirilmiştir, emekliliği gelenler emekli edilmiştir.
  • temeli 14 ağustos 1934 tarihinde atılmıştır
  • kapanmasının sebebi, şişecam değil kristal iş sendikası olan fabrika. kristal iş sendikasının acaip tutumu yüzünden şişecam fabrikaları rusyaya, bulagristana ve gürcistana taşımıştır. çevre ülkelerde* * işçinin verimi üç aşağı beş yukarı aynıyken maliyeti aylık 150 $'dır, sendika ise şişecamdan 1200 $'ın üstünde bir para talep etmektedir. dünya cam devleri bu iki ülkeye yatırım yapmışlar ve şişecamı köşeye sıkıştırmışlardır. üstelik bu ülkelerde elektriğin fiyatı türkiyedekinin nerdeyse beşte biridir. cam sektörünün en önemli maliyet kalemi, enerji ve işçiliktir.

    sendika işçilerin verimliliğini artırıp akabinde ücret artışı talep etmesi gerekirken, işlevinin sadece şişecamı tehdit edip ücret artırmak olduğunu sandığı için fabrika kapanmıştır. zaten şişecam fabrikayı kapatmasa rekabet yüzünden iflas etmesi kaçınılmazdır. fabrikayı kapatan şişecam değil sendikadır. aynı sendika yüzünden sinoptaki fabrikanın kapatılması da an meselesidir.

    cam fabrikaları, hatlardan oluşmaktadır. her hattın başında fırınlar vardır. bu fırınlar fabrika üretime başladıktan sonra hiç bir zaman sönmezler. 24 saat çalışma esasına göre çalışırlar. bu fırınların sönmesi çok büyük zarar anlamına gelir. sendikanın aklı evvel yöneticileri, bu durumu kullanarak sürekli grev ilan ederek, şişecamı kar edemez hale getirmiştir. şişecam en son olarak, komşu ülkelerdeki bu yatırımlar sonucu avrupa ve türkiye pazarını kaybetme riskini görünce, sendikanın anlamsız tavrıda üstüne eklenince fabrikaları olduğu gibi rusyaya ve gürcüstana taşımıştır.

    eee, işçi 500 $'lık iş yapıp 1000 küsur $ ister, devlet dışarıda 2 cent olan eletrik için 8 cent isterse şişecam da gider, diğerleri de. halbuki işçi verimliliğini avrupa düzeyine çıkartıp, enerji fiyatlarını düşürüp, değil 1200 $, 2000 - 3000 $ almak varken, hiç durmadan çalışması gereken fırınları* kapatmakla tehdit edip her sene grev yapmak hangi akla mantığa sığar bilmiyorum.

    sendika sonuçta bu fabrikalardan ekmek yiyen herkesin, vergi toplayan devletin gelirini bitirmiştir.

    ayrıca şişecam her hangi bir para baronuna bağlı değil, bizzat iş bankası iştirağidir. bilindiği gibi iş bankasının ana sahibi yoktur, en büyük ortak chp olmak üzere binlerce küçük ortağı vardır.
  • 25 temmuz 1991 grevinde annem fabrikanın içindeyken dışarıda tellerden annemi ziyaret etmiş, kendisi kumanyasındaki meyve suyunu tellerin arkasından bana uzattığında o içeride olduğundan onun ihtiyacı olacağını düşündüğüm için kabul etmeyip sonrasında pişman olmuşumdur. annemin yanından ayrıldıktan sonra "ben meyve suyu istiyorum" diye kıyameti koparmış, greve destek amacıyla tüm esnaf kepenk kapattığından (evet, tüm esnaf kepenk kapatmıştı, öyle bir dayanışma söz konusu idi) anneannemin yaptığı kompostoya kalmış, hatta onu da içmeyip, biraz da anne özlemiyle ağlamaya devam etmiştim.

    kapanmasıyla beykoz'un can damarlarından biri kesilmiştir, ayıca fabrikanın olduğu bölge 10 yıldır hayalet şehir gibi durmaktadır, yerine ne otel ne de başka bir şey yapılmış, eski ve küflü binalar köhneliğe terkedilmiştir.
  • yıkım bütün fabrikaya yayılmıştır, metaller sökülüyor artık. arka kısmın metalleri sökülmüş, betonlar da yakın zamanda yıkılacaktır.

    güle güle şişecam fabrikası... 14 yıl direnebildin sadece...

    edit: yıkım aralık 2015'te başlamıştır. bugün fabrikanın çoğu gitti maalesef.
  • uzun zamandır ne olacağı belirsiz, harabeye dönmüş görüntüsü ile çok geniş bir alanı kaplıyordu. geçenlerde gittiğimde yıkımına başlanmış olduğunu gördüm ama kimsenin yerine n'olacağıyla ilgili net fikri yok. otel ve marina yapılacağı konuşuluyor devamlı.
hesabın var mı? giriş yap