• corneliu porumboiu'nun ikinci uzun metraj filmi. gezici festivalde altin boğa'yı cannes'da da un certain regard bolumunde juri ve fipresci odullerini kazandı. ilk filmi a fost sau n-a fost'dan mutevellit beklentim de hayli yuksekti, bekledigim sekilde olmasa da karsilandı.
  • bu seneki if bağımsız film festivalinin en güzel filmiydi. suç ve suçlu kavramlarını yer yer mizahi durumlarla harmanlanmış olması filmin değerini artırmakla birlikte salondan dışarı çıktıktan sonra sefiller romanını tekrar okumaya sevk etmiştir.
  • eğer bu film karakterlerini "sen olsan ne yapardın, doğru nedir, vicdan nerede devreye girer ya da girmeli" gibi bildik açmazlar üzerinden dilemmalara kapatsaydı yeterince yerelleşemeyecek ve sıradan bir film olacaktı; oysa bu film upuzun takip planları akabinde raporları gözümüze sokarak ve finalinde sözlük açtırtacak raddede (neredeyse) karikatürize ettiği kazuistik yaklaşımı muhteşem bir şekilde ortaya koymakla kalmıyor, aynı zamanda neden işi kitabına göre yapmak ve dahi (bkz: kitabına uydurmak) gibi tabirlerin bu demokrasiyi darbeleyen ülkelerde daha bilinir ve kullanılır olduğunu da sorgulatıyor. berisinde özellikle kuşaklar arası farkı ortaya koyarken, evde geçen tüm sahnelerin mizahi tarafı da dahil, anlattığı, değdirdiği metafor, simge, dil ve bilgisi gibi kavramlarla birlikte adeta bir kartelmişcesine takip edilen gayrı ciddi içici gençlerin durumunu o kadar güzel bir absürd düzleme indirgiyor ki hayran olmamak, şaşmamak elde değil. ve orada ben bunu yapmak istemiyorum diyen adam sözlüklerle bir şekilde ikna edilse bile o kitapların da değişeceği gün gelecek, ve belki buralara geldi bile. çünkü artık bazı şeylerin modası geçiyor, oy'unu daha iyi oynayan (ve kullanabilen) kazanmaya başlıyor; işte bu film o moda değişimini anlatıyor. o yüzden de süper (sıfat değil film).
  • izleyebileceğiniz en göttingen film.
  • corneliu porumboiu nun yazıp yönettiği 2009 yapımı romanya filmi. romanya yeni dalgasının önemli filmleri arasındadır. esrar içen bi çocuk üzerinden polis tedarikçiye ulaşmaya çalışır tedarikçiye ulaşmayı başaramaz ihale esrar içen çocukta kalacaktır. bunun haksızlık olduğunu düşünen esas polis ve üstleri arasında çatışmaya yol açar. filmin sonlarına doğru şef ve ve iki polis arasında ahlak, vicdan, kanun üzerine bi tartışma geçer ki bence bu sahne sinema tarihinin en iyi sahnelerinden biridir. bence yönetmene de bu sahne üzerinden bir film yapma fikri doğmuştur. bu arada film biraz sıkıcı olabilir. film izlenmezse dahi söz konusu sahne şiddetle tavsiye edilir.
  • rumen yeni dalga’sının yetkin yönetmenlerinden corneliu porumboiu’nun yasalar, vicdan, ahlâk kavramlarını ve polis sorumluluklarını son derece güçlü bir final sahnesiyle sorguladığı ancak bir sivil polisin uyuşturucu kullanan bir öğrenciyi takibe alması üzerine kurulu ağır akan ilk üç çeyreğiyle sabırsız izleyiciyi bir hayli zorlayacak nefis bir festival filmi politist, adjectiv. gezici festival’de altın boğa'yı, cannes'da da un certain regard bölümünde jüri ve fipresci ödüllerini kazanan film; ana anlatısında bir ihbar üzerine ot içen liseli öğrencilerin peşindeki bir sivil polisin bu takip sürecine yoğunlaşıyor. filmin ana karakteri sivil polisin, ab ülkelerinde yasal olan esrar kullanımının birkaç yıl içinde kendi ülkesinde de yasal hale geleceği inancıyla masum gördüğü eyleminden dolayı hakkında operasyon emri verilen gencin hayatını karartmak istemeyen vicdani tavrı ile yasalar arasındaki çatışmasını özellikle final sekansı ile çok başarılı bir şekilde aktarıyor. ağır akan anlatısına rağmen son çeyrekteki vicdan, ahlâk ve yasa sorgulaması, polisin görevine dair vurgularıyla seyircisine “ben olsam ne yapardım, doğru nedir, vicdan nerede devreye girer, yasalarla vicdan örtüşmeli mi, her işi illa kitabına göre mi yapmalı?” gibi son derece güçlü sorgulamalar yaptırtan sıra dışı bir film politist, adjectiv.
hesabın var mı? giriş yap