• paris genclerinin populer bulusma mekani, yayalara mahsus kopru. haftanin herangi bir gununde saat 6 dan sonra, tas tas yemekleri ve siselerce sarapla piknige oturmus ailelere, dogumgunu kutlayan liselilere, birbirinin kafasina sampanya patlatan hoduklere, tek gitar ve uc vokalle pink floyd coverlari yapan uzun sacli metallica tisortlu insanlara, "ot satarim, bok satarim, ustam olmus ben satarim" diye sarki soyleyen insanlara rastlayabilirsiniz. paraniz azsa paris te gecenin en iyi atraksiyonudur. pariste sokakta icki icmenin serbest olusu bu ortamin olusmasinda buyuk rol oynamistir kanimca.
  • seneler önce ayaklarından birinin üzerine çakı ile ismimi kazıyıp çok iyi bir şey yaptığımı düşündüğüm paris in ahşap metal konstrüksiyon olduğu için araç trafiğine kapalı tek köprüsü
  • académie française'nin önünden uzanir gider seine nehri üzerinde le pont des arts... "sanat köprüsü" demektir.
    yazlari köprünün üstüne önceden randevulasmis, battaniyelerini, saraplarini, samdanlarini getirmis insanlar serilir.
    insanlar paylasir yiyecek içeceklerini. yere oturur rive gauche, quartier latin mensublariyla, 16e de oturan rive droite lilar, kaynasirlar çarpisan kadehlerin gürültüsünde..

    müzisyenler günün batisini kutlarlar. paris'in büyüsü turuncu günbatiminda iyice ortaya çikar. seine bronz bir bant olur akar köprünün altindan. ortalik senlik olur..
    ay çikar gökyüzünde... müzisyenler ayak uydurur.. fly me to the moon...

    köprünün keyfi baskadir, zaman durur.. sanat olur hayat, bayram olur...
  • st germainin touristinden bir enfes eser daha. "acid jazz veya ambient müzik dinliyorum" diyen herkes bunu dinlemeli, bu albümü almali.
  • hemen karşısındaki pont neuf'u seyretmek için mükemmel köprü. dikkatli bakarsanız juliette binoche'u görebilirsiniz. (bkz: les amants du pont neuf)
  • cikislarinda louvre muzesi ve enstitut de france bulunmakta, her iki yanindan da sanat fiskirmaktadir.
  • paris'te yalnızsanız ve arkadaslarınızı,onlarla içmeyi,muhabbet etmeyi özlemişseniz gitmemenizin hakkınızda en hayırlısı olacağı köprü.gitmek diyorum çünkü bu köprünün üzerinden karşı tarafa geçmekten öte işlevleri var.arkadaşlar,sevgililer üzerinde içer,sıçar kısaca belli paylaşımlar için orada bulunurlar.arkadaşlarınız yanınızda değilken ve uzun zamandır 'aman da ne güzel amma bağımsız oldum ben ya' diye düşünürken onları ne kadar özlediğinizi,sizin için ne kadar değerli olduklarını,en sefil yerlerde bile sırf birlikte olmanın ortamı,hayatı ne kadar güzelleştirdiğini bir kez daha anlamanızı sağlar.evet önceki cümlede verilen örnekler yılların en uyuz klişeleridir ama bire bir yaşayınca çok sahicidir.
  • kisin burada usuyerek icki icmek bambaska bir varolma hissi yasatir insana.
  • gece burada takılınacaksa öncelikle kalın giyinmek şarttır, çünkü eğer mevsim yaz değilse gayet soğuk olur akşamları. bunun dışında saatler ilerledikçe çevredeki herkes gittikçe sıkılaşacak, sapıtacaktır; şaşırmamak lazımdır. yanınıza gelip içki isteyen sarhoşlara, sigara soran sempatik gençlere hazırlıklı olun; isterseniz ricalarını kırmayabilirsiniz ama ondan sonra yok bardak isteyeni, yok sigara isteyeni, yok içki isteyeni, yok tirbüşon isteyeni derken bir noktadan sonra inanılmaz bayabilirsiniz. kürk ve güneş gözlüğüyle gezen zenci kişilerden ot bulunabilir, tuvalet ihtiyacı köprü altlarındaki sinsi karanlık noktalarda giderilir, el sallayan güzel kızlara el sallanır, pont-neuf'e bakılıp les amants du pont neuf hatırlanır. gecenin ilerleyen saatlerinde bütün köprü üstü sakinleri birbirlerini tanımış, içecekler az çok paylaşılmış olur, böyle de samimi bir ortamı vardır.
hesabın var mı? giriş yap