psikiyatriste gitme gereğinin anlaşıldığı an
-
ters giden birşeyler olduğunun farkına varıp, herkesin bir psikiyatriste ihtiyacı vardır mantığıyla yola çıkarak çözüm aramanın başlangıcı olan andır.
-
onların halka degil fil oldugunu anladigim an...
-
sürekli mutsuz hissetme durumunu sorguladığınızda, ''neden mutsuzum, derdim ne, sıkıntım ne?'' sorusuna mantıklı bir cevap veremediğiniz, durup dururken sebepsiz uzulme durumlarının sıklaşması ama neden mutsuz hissedildiği hakkında hiç bir fikrinizin olmadığını anladığınız anlardır.
-
evden dışarı çıkınca çevredeki insanların neşesinin ve yaşam hızlarının şaşırttığı andır
-
gittiğiniz psikologun sizi 1 saat kadar dinledikten sonra,"hmm. bu obsesif kompulsif bozukluğa girer. bu da beni aşar. sizin bi psikiyatra gitmeniz gerek" dediği andır..
-
yaklasik bir yildir cekilen yari-kronik egzamanin gidilen her doktor tarafindan stresle bagdastirildigi ve bilmemkac yillik hayat boyunca ilk defa antihistaminik (hem de iki farkli ilac!) alinmaya baslandigi an.
doktorun "bir psikiyatriste gitmende fayda goruyorum" dedigi an.. -
psikologun hamaset yaptiginin anlasildigi an.
-
sevgililer günü'nde "allahım neden sevgilim yok?" diye sitem edildiği an. *bu kadar suni bir günde bunu düşünen insanın bir parça psikolojik yardıma ihtiyacı vardır.
-
fazla paranın battığı an.
-
"hayır, ben böyle mükemmel biriyken niye kimseyle anlaşamıyorum?" sorusuna bir cevap akümüle * edebilen beyinlere bir promosyon anı. kendin veriyorsun promosyonu, tek kötü tarafı o ama önce bir de insanı "sen mükemmelsin, dünya bok üretim merkezinin daniskası koçum!" tadında dinleyecek bir de psikiyatrist bulmak gerekiyor. an be an, evet..
(bkz: kendi versiyonu olmak)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap