• bir rivayete göre uçan hollandalı'nın kaptanının adı.
    (bkz: flying dutchman)
  • çeşitli yazarlara konu olan uçan hollandalı öyküsünde, şeytanla işbirliği yapan kaptanın isimlerinden en ünlüsü. frederick marryatın the phantom ship öyküsünde geçen isim.

    güvertede manasına gelir.
  • denize olan aşkıyla ve de ihanetiyle ünlenen davy jones'un asıl ismi olduğu söylenir birkaç yüzyıldır. efsanevi uçan hollandalı'nın (bkz: flying dutchman) kaptanıdır kendisi. yaklaşan fırtınaya ve de şiddetli akıntıya rağmen hollandalı'yı ümit burnu'ndan geçirmek ister. fırtına o denli şiddetli, akıntı o denli güçlüdür ki...
    lakin decken gibi inatçı ve de tuttuğunu koparan vahşi denizciler az gelir dünyaya. deniz unutmaz onları. öldürür, lanetler belki ama... hiç unutmaz, unutturmaz.
    decken yeminler savurur tayfalara: "ümit burnu'nu geçeceğim" der. ne olursa olsun geçeceğim! tayfalara savrulan yeminlerin bir önemi yoktur belki ama, meydan okumalar ve küfürler ağır gelir denize. zira deniz, bilmektedir. hep bilir deniz...
    decken'ın kendisine olan aşkından haberdardır ve de bilmektedir sebebini inatçılığının: decken ümit burnu'nu geçmeyi hiç istememektedir aslında. karaya çıkmayı hiç istememektedir. bitmek bilmeyen fırtınada ölmek ve savaşmak, sevgilisiyle boğulmak ve de kavuşmak, bu hayatta istediği tek şeydir belki de...

    yanlış bilinen kanının aksine decken başarılı olur. ümit burnu'nu geçer, geçebilir. lakin başarısızdır aslında. zira savaşı kazanır. ne yazık ki bir zafer şarkısı değildir aradığı kaptanın. bunu bir deniz bilir bir de decken. deniz de sevmektedir decken'ı oysa. kırmamak ister cesur kaptanını. fırtınayı atlatan uçan hollandalı sabah vakti kayalıklara bodoslama bindirir. gemi alabora olur ve bir daha hiçbir zaman bulunamaz enkazı. bazı zamanlar denizde, beraberinde fırtına getiren korkunç bir gemi görünür gibi olur. işte o, kaptan decken'ın gemisi uçan hollandalı'dır. kimsecikler bilmez, çok nadir denizciler bilir bu gerçeği: uçan hollandalı getirmez fırtınayı. fırtınadır uçan hollandalı'yı getiren. herkes korkar ondan, "lanetli gemi" diye yaftalarlar onu. kimsecikler bilmez. ama ben bilirim. hollandalı lanetli gemi falan değildir. deniz ve cesur kaptanın aşkının ta kendisidir. ne zaman görsem onu fırtınalı bir zamanda gemimde. hiç korkmam yağız toplarını üzerime çevirir diye. zira tanırım onu. ne söylenmesi gerektiğini bilirim: ey davy jones, sana uzaktaki, çok uzaklardaki fırtınaların selamını getirdim...

    vahşi yüzü ağlamaklı oluverir birden. "nerede" diye soruverir arsız ve şımarık bir çocuk gibi ansızın. hep bunu söylerim ve hiçbirinde "söylediğin yerde hiçbir şey yoktu" demez. diyemez. hep inanır bana. zira davy jones, yalnızca tek bir umuda sarılmaktan hiç mi hiç korkmayan bir adamdır. denize aşık ve hayatını denize satmış bir adamdır. denizi birçokları sever, denizse sadece birini: sevgili davy jones, sana uzaklardaki, çok uzaklardaki fırtınaların,
    selamını getirdim...

    fifteen men on a dead man's chest!
    yo ho ho and a bottle of rum!
    drink and the devil had done for the rest!
    yo ho ho and a bottle of rum!

    ölü adamın sandığının üzerinde on beş adam!
    yo ho ho ve bir şişe rom!
    içki ve şeytan saklıdır bunun ötesinde!
    yo ho ho ve bir şişe rom!
hesabın var mı? giriş yap