yılmaz odabaşı *
-
aşk tek kişiliktir in şairi.
"insandır, insan aslolan, insana göre
bir bedeni o kıyısızlığa bırakma saati geldiğinde gitmek bir yalnızlıktır.
bütün gitmeler bir yalnızlıktır kalmaya göre...
herkes kendine göre bir yalnızlıktır"
(bkz: ask tek kisiliktir) -
bitmek ile gitmek arasındaki ince çizginin şairi...
"...
bitme! bak, içtim, yürüdüm,kederlendim
denize girdim, üşüdüm, sana geldim
düş bitmeden sen bitme
bitmeden sevgi gitme
bitme! bak, koştum, savruldum, hep örselendim
cigara ziftlendim ille de seni sevdim
uzaklarda öyle çok kederlendim
günler bitmeden bitme
bitmeden hasret gitme
bu yangın geceler, bu intihar
gidersen paramparça yüregimde ağıtlar
bu dolunay gecenin göğsünü yarar
benim göğsümde de sana geniş bir yer var
düş bitmeden sen bitme
bitmeden sevgi gitme
..." -
hayat gül kokulu bir sağanak yine
gözlerimin önünde ıslak dağların kabaran yalnızlığı
ne varsa uçurumlar eşiğinde
hüzünlerle yalpalayan ne varsa
gözlerimin önünde
ve hayat gül kokulu bir sağanak yine
birşeyler anlatmak istiyor hayat
ve alıp götürmek bir şeyleri kurt sofralarına
gün batıyor
gün batıyor bukağısı paslı bir sevinç oluyor yalnızlığım
unutuyorum sevgilim suretini
durgunluğun "niçin"di unutuyorum
gün batıyor ürkek yıldızlar dolanıyor yalnızlığıma
umurumda değil ne yağmur ne ayaz
ne de kerpiç kokusu havada
unutuyorum/sabaha/kadar/ gün batıyor
sonra bir akasyayı okşuyor gözlerim
geciken sabahlara koşuyor kuşlar
gözlerimin önünde
ve hayat gül kokulu bir sağanak yine
yılmaz odabaşı -
poster imzalamayan şair...
-
-
tabela ressamligi,gazetecilik ve kitapcilik ta yapmistir.danimarkali savage rose adli grup odabasi nin bazi siirlerini bestelemistir.
(bkz: kurtulamazsin) -
"aslolan hayattır
bir akvaryumu yazmak,
akvaryumda yasamaktan kolaydır
bu yuzden her dize biraz eksik
her siir biraz yalandır..."
dizeleriyle bi cok seyi ozetleyen sair-yazar -
kendi tabiri ile "diyarbakır'da ikamet etmesi polis tarafından yasaklanmış" kardeşimin tabiriyle "muhabbet ederken sürekli kuşlardan bahseden" şair ötesi insan.(bkz: yakarım geceleri) (bkz: diyarbakır hasreti)
-
ey hayat, sen şavkı sularda bir dolunaysın
aslında yokum ben bu oyunda
ömrüm beni yok saysın
yaşam bir ıstaka
gelir vurur ömrümün çoşkusuna
hani tutulur dilin
konuşamazsın
tırmandıkça yücelir dağlar
sen mahlupsun sen ıssız
ve kalbinde kuşların gömütlüğü
tutunamazsın...
eloğlu sevdalardan dem tutar
aşk büyütür yıldızlardan
yasak senin düşlerin
dokunamazsın
birini sevmişsindir geçen yıllarda
acik bir yara gibidir hala
hala çok özlersin onu
ağlayamazsın
yolunda köprüler çürür
sesin, sessizlik sanki bir uğultuda
savurur hayat kül eyler seni
doğrulamazsın!
yapayanlız bir ünlemsim
dünyayı ıslatan şu yağmurlarda
herşey çeker ve iter
anlatamazsın
yaşam bir ıstaka
gelir vurur işte ömrünün çoşkusuna
sesinde çığlıklar boğulur ama
bağramazsın...
sonra vakt erişir, toprak gülümser sana
upuzun bir ömrün ortasında
ne hayata ne ölüme
yakışamazsın!
yazdırmalısın mezar taşına:
ey hayat, sen şavkı sularda bir dolunaysın
aslında hiç olmadım ben bu oyunda
ömrüm beni yok saysın...
(bkz: mezar tasinda yazmasi gerekenler) -
ben bütün yeşillerimi inatçı ayazlara çaldırdım
sen kendinin ellerinden tut
ve kendine benim için bir gül ver...
kendine
bir
gül(ü)ver...
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap