• farabi'nin ortaya attığı varlık felsefesi tanımıdır.
    (bkz: #15083234)
  • caner taslaman, "zorunlu varlık"'ın allah olduğunu "big bang ve tanrı" kitabında şu şekilde anlatıyor:

    zorunlu varlık’ın yokluğunu düşünmek zihinde çelişki doğurur, fakat var olmak için başkasına muhtaç olan mümkün varlıkların yokluğu da varlığı gibi mümkündür. mümkün varlıkları geriye giden sonsuz sebeplerle açıklayamayız, bunlar kendinden zorunlu bir varlık’ta son bulmalıdır. buna göre sürekli değişimin olduğu bu evrende, önceden var olmayıp, sonradan var olan her şey, var olmadan önce ve sonra mümkün varlıktır. şayet bunların var olmaları imkansız olsaydı zaten var olamayacaklardı. böylece mümkün varlıkların, başlangıcı olmayan zorunlu bir varlık’ta son bulmaları gerekir ki, bu zorunlu varlık’a tanrı diyoruz. big bang teorisi, islam felsefecilerinin bu delilini de desteklemektedir. bu kısaca şöyle formüle edilebilir:

    1- mümkün varlık olan her şey zorunlu bir varlık’a gerek duyar. mümkün olanın yokluğunu düşünmek aklı çelişkiye düşürmez.
    2- ya evrenin, ya da tanrı’nın zorunlu varlık olduğu iddia edilir.
    3- evren mümkün varlıktır, zorunlu varlık olamaz. big bang evrenin başlangıcı olduğunu göstererek evrenin zorunlu varlık olmadığını ispatlar.
    4- o halde evren zorunlu bir varlık’a ihtiyaç duyar. evren, zorunlu varlık olamadığına göre; tanrı, zorunlu varlık’tır.
  • teist inançlara göre: tanrıdır.
    tanrı mantıksal olarak zorunludur ve tanrı için koşullu bir varoluştan söz etmek imkansızdır. oysaki bir önermenin mantıksal olarak zorunlu olması için o önermenin değilinin kesinlikle yanlış (çelişik) olması gerekir. örneğin “üçgenin üç kenarı vardır” önermesinin değilinin farklı dilegetirilişi olan “üçgenin dört kenarı vardır (=üçgenin üç kenarı yoktur)” önermesi çelişik ve koşulsuzca yanlıştır. böyle bir önermenin doğru olabilmesi için üçgen kavramının önermesel tanımını bozup üçgen'i “dört kenarlı biçimler” olarak yeniden tanımlamamız gerekir; bu yeni tanım ise bugün dörtgen dediğimiz biçimin yeni adını belirler ve üçgenin dört kenarlı oluşunu dilegetiren önerme ancak o zaman doğrulanarak “üçgenin üç kenarı vardır” önermesini çelişkili kılar. peki burada “tanrı vardır” ve değili olan “tanrı yoktur” önermelerini analitik bir yargı haline getiren şey nedir? “tanrı yoktur” önermesini çelişik kılabilecek herhangi bir analitik bağ yoktur; öyleyse “tanrı vardır” önermesini mantıksal olarak zorunlu kılabilecek herhangi bir neden de yoktur. “tanrı vardır” önermesinin mantıksal olarak zorunluymuş gibi gözükmesinin tek nedeni bu önermeyi içeren teist paradigmanın tanrı'yı “mantıksal olarak zorunlu varlık” olarak tanımlamasıdır. yani argümanın sonuç önermesi şudur: tanrı zorunlu olarak vardır, çünkü tanrının varlığı zorunludur; öyleyse tanrı zorunlu olarak vardır. burada ortaya çıkan mantıksal yanılgı tanrının mutlaklığına ve kemaline zeval getireceği için “zorunlu varoluş” tanrısal bir nitelik olmamak zorundadır ya da tanrı mutlak olarak kamil değildir. sonuç olarak: tanrı kamildir ancak ve ancak zorunlu olarak var değilse. öyleyse: tanrı koşullu olarak vardır, kamildir ve koşullu olarak var olmak kemale engel değildir. yani: tanrının varlığı insanın hayal gücüne bağlı (koşullu varlık) olabilir; fakat bu durum tanrı fikrinin kamil bir varlığı imlemesini engellemez.

    just like superman huh?

    düt: konuyla alakalı olarak (bkz: #47218595)
  • (bkz: saltık)
    (bkz: mümkün varlık)
  • ibn sina’ya göre, zorunlu varlık diğer bütün varlıkların nedenidir. zorunlu varlığın varlığına ise (kendi cümleleriyle değil ama özetle)şu şekilde ulaşır:

    1. varlık vardır.
    2. varlık ya zorunludur ya da olurludur.
    3. eğer varlık içerisinde zorunlu bir elemanın mevcut olduğu kabul edilir-se, istenen elde edilmiş olur.
    4. eğer zorunlu bir elemanın mevcut olduğu kabul edilmezse varlık kümesinde geriye sadece olurlular kalacaktır.
    5. olurlu, kendi kendine var olamaz; kendisi bakımından olurlunun varlığı, yokluğundan öncelikli olmadığından olurlunun varlığa gelebilmesi için bir neden gereklidir.
    6. bu neden, ya olurlu varlıklardan müteşekkil kümenin elamanlarının her biridir ya bu elemanların bir kısmıdır ya da kümenin dışındadır.
    7. neden, elemanların her biri olamaz; bu, kümenin kendi kendisinin nede-ni olması anlamına gelir; bir şeyin hem neden hem sonuç olması imkânsızdır.
    8. neden, elemanların bir kısmı da olamaz; çünkü bir alt küme neden olma konusunda diğerlerinden öncelikli değildir.
    9. öyleyse, olurlulardan oluşan küme, varlığa gelebilmek için dışarıdaki bir nedene ihtiyaç duyar; bu neden, varlığı kendinden olan, zorunlu varlık’tan başkası değildir
hesabın var mı? giriş yap