• (bkz: çekerim emaneti sikerim adaleti) metodunu kullanması gereken insan. iki tarafa da başlarım sizin tafranıza moduyla girerse iki taraf da sus pus olur, birleşir biz bu adamı nasıl düzeltiriz diye kanka bile olurlar.
  • genelde erkektir. kadinlar zaten en bastan aski, kocasini, kendi evini secer. ailesine karsi gelip kacan, evlenen de kadindir, ugruna ulke degistiren vs. de kadindir.
  • geleneksel türk ailesinin geleneksel tavırları yüzünden evliliği cehenneme döndürülmüş insandır...
    bu sıkışmışlık halini yaşamamış kimse neredeyse yoktur desem abartı olmaz...
    analar babalar ille burunlarını sokacaklar, ille çocuklarının evliliklerini zora sokacaklar, ille kendi önceliklerini dayatacaklar, ille eksik gedik arayacaklar, ille yüzlerine vuracaklar, ille yapışacaklar, ille gençlere dünyalarını dar edecekler... çocukları boşandığında oturup, "ya, ne yaptık biz?.." diye özeleştiri yapacaklarına "bu evliliğin yürümeyeceği belliydi, biliyorduk biz. ama bizim çocuk saf, salak..." derler... bizde ailelerin evliliklere burunları sokması yüzünden boşananların sayısı hiç de az değildir... ciddi bir oran tutar...

    gelelim çiftlere...
    ille eşinin ailesine bok atacak bir şeyler bulan tipler de yok değildir. hatta daha ileri gidip eşinin ailesiyle ilişkisine karışan, "ya ben, ya ailen" diyen tipler de var...

    ya özellikle hamfendi milleti erkek çocuklarını kendilerine bağımlı yetiştirirler. bu yüzden ergenlik çağı 25 yaşına hatta daha ileri yaşlara kadar uzamıştır bizde... ya haberlerde izledim, çocuk (çocuk dediğime bakmayın eşek kadar herif) kazada yanmaya duran arabasının içinde annesini cepten arıyor, "anne arabam yanıyor ne yapayım" anne telefonda bağırıyor: " çabuk çık arabadan!.." anne çık demese çıkmayacak bizimki, yanacak!... çünkü onun düşünmesine gerek olmadan büyütülmüş. anne hep onun yerine düşünmüş nasıl olsa... hani koşullar el verse gerdeğe oğluyla birlikte girip işi nasıl yapması gerektiğini anlatacak, "oğlum orası göbek deliği, aşağıya ineceksin aşağıya" diyecek...

    işte bu anne ağzına bakmaya alışmış çocuklar evlenince bu defa eşinin ağzının içine bakmaya başlıyor... sonra annesi kalkıp, "kişilik yokmuş benim çocuğumda hep karısının ağzına bakıyor!.." diye dertleniyor... yahu çocuğun annesiz yapamıyor işte, bu defa eşini anne gibi görüyor.

    aslında çoğu kızın vaziyeti bu oğlanlardan farkı yok... büyümemiş çocuklar birbirleriyle evlenince ne olacak peki? işin içine aileler girecek?... sonra bu sıkışmışlık halleri... bu kafadaki anababalar sadece kendilerini aile olarak görür, çocuklarının evliliklerini kendi ailelerinin bir parçası olarak görür, onların da artık bir aile oldukları akıllarına bile gelmez...
    lan kabul et işte, çocuğun evlenmekle o da ayrı bir aile kurdu... bilmiyor ki her aile bağımsız devletler gibidir, iç işlerine karışılmaz; her aile kendi kaderini kendi tayin eder... bırakın yakalarını, karışmayın... yok abisi ne yapıp, edip burnunu sokarlar... çocuklarının kendileriyle eşi arasında sıkışıp kaldığının farkına bile varmazlar...
  • genelde; eşini seçerse mutlu olacak insandır. ben de erkek anasıyım ve bu kadar net söylüyorum.
  • sıkışan kişi erkekse karaktersiz, ana kuzusu malın önde gidenidir. elin kızını alıp aile olmayı beceremeyen erkekten bi bk olmaz. bu evlenecek ve evlenmiş erkekler kadar kafası basmayan bir canlı türü yok. erkek anaları maşallah permasan rendesi gibi fakat bunu görecek göz o embesil oğullarında yok maalesef. anam da anam anam da anam git o zaman anan emzirsin seni altına sç bezlesin allann düdüğü.
  • ailesinin, eşi ve muhtemel çocukları olduğunu kavrayamamış insandır. şimdi burada bir meslek sırrını ifşa etmek isterim. bir insan terapiste gittiğinde kendisine sorulacak ilk sorulardan biri "biraz ailenizden bahseder misiniz?" sorusudur. cevabın ne olduğu çok önemli değildir fakat kişi evli olduğu halde, annesini babasını anlatıp konuyu kapatıyorsa, terapistin eline çok kıymetli bilgiler vermiş demektir. bu başlık da benim elime çok kıymetli bilgiler verdi. lütfen artık yetişkin görünümündeki ergenler olarak yaşamayı bırakın.
  • çoktur böyle arkadaşlar ne ailesini kırmak isterler ne de eşini iki arada bir derede kalmak bunlara denir herhalde.
  • bu işin tek bir cevabı yoktur. tercih zorunda bırakan hangi tarafsa onu siktiretmelidir hayatından. aileyse aileyi, eşse eşi...
  • arada kaldığı anda iki tarafa da rest çekmelidir. bu kafadaki insanlara s*ken yaranır çünkü.
    iki taraf birbiriyle ego tatmini yapacak arada ben kaynayacağım, yok öyle.
    kendi ipini kendin tutacaksın bu kadar basit.

    not : evliyim. yani bekara boşamak kolay mevzusu yoktur.
  • hemen ailesinden uzak bir şehire taşınmalı ya da hanımı boşamalı... bunun okumayla, eğitimle alakası yok. aileniz ile eşiniz evlilikten önce uyuşamadıysa o uyum yıllar sonra karşılıklı alışkanlık haline gelene kadar devam eder.
hesabın var mı? giriş yap