• tarihi olarak mükemmel, insanlar mükemmel bir o kadar pahalı ve 3 4 gün içinde sıkan bir yer tabi gençler için.
  • kalabalıktan, görgüsüzlük ve zevksizlikten başka bir şey bulmanızın çölde su bulmak ile eşdeğer olduğu yer. uzaktan bakarsın çok güzel görünür denizi, kumsalı. bi gidersin serap görmüş gibi olursun. her taraf vıcık vıcık istanbul tikisi kaynar. yılın belirli vakitlerinde paran kadar adamsındır burada.
  • yılın bir döneminde istanbulluların hücum edip bokunu çıkardığı normalde sakin bir beldemiz
  • pahalı olmasını güzelliğiyle unutturan türkiye'nin en güzel şirin ve bozulmamış tatil beldesi.
    deniz kenarı değildir. gezilecek tarihi mekanları da yoktur. ama popülerdir işte alaçatı. taş duvarları, arnavut kaldırımlı sokakları, şirin kafeleri size gezerken görmek istediğiniz denizi ve mekanları unutturur. çok farklı bir büyüsü vardır. gidilesidir.
  • zamanında sörf cenneti olmadan da doğasıyla çok güzel bir yermiş. öyle ki, rumlar ve türkler tarafından adına türküler bile yakılmış.

    https://www.youtube.com/watch?v=jbvrxzi2xe4
  • buraya huzur bulmaya gelenlere bir çift lafım var.
    yarrak bulursunuz.
  • geçen sene foça'ya gitmişken ilk defa sadece görmek amaçlı gittiğim ve 4 saat filan gezdiğim yer... 4 saatte bir adet tolga çevik, bir adet emre altuğ ve sayısız geniş yaka tişörtlü, güneş gözlüklü ve kıllı göğüslü tiki gördüm... başka da bir boku yok...

    bir dükkanda el yapımı, bez bir melek figürü müydü neydi ya da pinokyo'ya benzer bir şeydi hatırlayamadım şimdi, çok hoşuma gitti... gençten bir kız arkadaş bakıyordu dükkana...

    "bu ne kadar" dediğimde bezden bir bebeğe 200 küsür lira dedi...
    "ne" dedim,

    "200 küsür lira... onlar şans melekleri, meleklerinizi çoğaltıyorlar, bilmem ne aurasından gelen şans melekleriyle paralel evrende iletişime geçen opikopi canlılarıyla meleklerin arasındaki iletişimi canlandırarak, kipşipi yaratıklarının eliyle uykunuzda sizin yanacıklarınızı mıcık mıcık diyene öperekten size şans getiriyorlar..." (terimler sallamasyondur zira hatırlamam mümkün değil)

    bebeğe baktım, maliyeti taş çatlasa 30 lira vardır ya da yoktur...

    "sikmekte bir çoğaltma yöntemidir, siz de insanları bu yöntemle çoğaltma amacındasınız sanırım" demek dilimin ucuna geldi yeminle...

    gülümsedim, "ilahi hanım efendi" diyerek kahkaha atacaktım ki kızın yüzüne baktım
    "hasiktir ciddi lan bu" dedim içimden... gayette ciddiydi, kız gerçekten inanıyor... hafif gülümseyip yüzüne baktığım zaman karşısında incil okunan işıd militanı gibi yüzü düştü kızın... sonradan araştırdım ki bunlar ciddi ciddi kendi aralarında seminerler, toplantılar filan düzenliyorlarmış...

    çıktım dükkandan...

    yani, cidden burjuvanın yarak gibi bir yaşam biçimi var lan...

    gerçekten onlara nazaran "fakir" olan şahsımın ne kadar şanslı, özgür ve kendine has bir dünyası olduğunu anladığım ve aydınlandığım yerdir alaçatı... bir kendi tatilimde yaptıklarıma, yaşadığım hem eğlenceli, hem kültürel, hem duygusal anlara baktım... bir de yapaylıktan ve salaklıktan yıkılan, ardımda kalan insanlara baktım ve "tanrım, teşekkürler" dedim...
  • eğer bulmak istediğiniz şey huzur ise mart ya da nisan aylarında gidilmesini tavsiye ettiğim yerdir alaçatı. onun haricinde kalabalıktan aşağı yukarı yürümeniz 2 saatinizi, arabayı park etmek 1.5 saatinizi alabilir. huzuru bulacağım derken stres olmaya da gerek yoktur bildiğiniz gibi.
  • sene 1999 da ilk defa gittiğimde bakir, serin serin esen rüzgarıyla tam bir windsurf merkeziydi. denizin üzerinde rüzgarla kaymak paha biçilmez bir zevkti. yurt dışından karavanlarıyla gelenler, sahilde çadırını kurup kalanlar ve her kafadan değişik bir çok insan vardı. sonra alaçatı'nın kurtuluşu adıyla liman projesini başlaması için çırpınan zavallılar her yeri ele geçirdi rant için para için her şey hiçe sayıldı. biichler açıldı. denize beton döküldü demirden ayaklı iskeleler yapıldı.. her yer ticarethaneye döndü betonla gelen kalabalık pisliğiyle beraber geldi.. geçen sene yine gittim, olanları tahmin ediyordum ama ne kadar çıldıracabileceklerini tahmin edemiyordum.. tepeden o koya baktım.. mahvolmuştu!! geriye alaçatıyı alaçatı yapan hiçbir şey kalmamıştı. anılarımı çaldınız.. geçmişimi çaldınız.. huzurumu çaldınız.. bu zihniyet var oldukça rant için önce kendimizi sonra taşı toprağı sattıkça nice alaçatılar böyle mahvolacak.. bi bitmediniz.. doğayı taşı toprağı koruma adına bir şeyler görmek isterseniz yunan adalarına gidiniz.. burada olmayanı ve olması gerekeni görünüz ve üzülünüz..
  • bir haftalik tatil icin gitmeyi planladigim ama duyduklarim ve bu baslikta okuduklarimdan sonra tedirgin oldugum tatil beldesi. hic cekemem concon/tiki tayfayi. ozel plajdarda, sonradan gorme kirolarla serdar ortac dinlemek tatil planlarim arasinda olmadigindan baya baya kararsiz kaldim. alacati'yi iyice bilen biri bir yesillendirse, biraz bilgi verse ne de super olurdu esasinda. bu kadar kotu mu ya ortam? resimlerinde cok guzel duruyordu halbuse. hatta ciddi ciddi guney fransa'daki kucuk sahil kasabalarini andiriyor su resim. ama ortamin boku ciktiysa; eski dost bodrum'a dogru kaydiracagim planimi. en azindan neresinde ne var biliyoruz az cok.
hesabın var mı? giriş yap