• iki gün önce evden çıktığımızda apartmanın girişinde üstü başı perişan vaziyette, başı yaralarla dolu bir adamla karşılaştık. yaklaşık 45 – 50 yaşlarında, zayıf bir adamdı; kafası yara bere içindeydi ve çıt çıkarmadan basamaklarda oturuyordu. başındaki yaraların nasıl olduğunu sorunca bana hastaneye giderken birkaç kez düştüğünü ve kafasını duvara çarptığını, bir evinin olmadığını ve “buralarda takıldığını” söyledi. ısrarla iyi olup olmadığını ve bir şeye ihtiyacı olup olmadığını sorunca sadece ayran istedi. kendisine birkaç şey alıp ne yapacağımızı bilemeyerek ayrıldık binadan. geri döndüğümde bir arabaya yaslanmış bir biçimde zar zor ayakta duruyor, sokaktan geçen insanlardan yardım istiyordu. ne yazık ki kimse umursamıyordu. yanına gidip koluna girdiğimde kendisini caddeye kadar yürütmemi istedi ama adım atmakta inanılmaz zorlanıyordu. daha ben soramadan 7 yıldır ms hastası olduğunu söyledi. hastaneye daha bugün gittiğini söyleyerek ambulans çağırmamı istemedi, yalnızca bir taksi çevirmemi istediğini ve üsküdar’a gideceğini söyledi. nedenini sormaya çekinerek istediğini yapıp taksi aramaya başladım. kimileri “abi taksiyi yeni yıkattım ya” dedi, kimileri de “olmaz ya ben almam onu”… en sonunda bir taksiciyi zar zor ikna edip bindirdim abiyi taksiye.

    eve dönerken camdan bakan karşı komşum abiyi tanıdığını, durumu bildiğini ve onla ilgili aramadığı yerin kalmadığını söyledi; önce 183, sonra 153, beyaz masa, zabıta... hepsi topu bir başkasına attığı için çözüm bulamadığını söyledi. ayrıca abinin isminin ohannes olduğunu, eskiden birkaç sokak ötede oturduğunu ve birkaç yıl önce annesini kaybettikten sonra sokakta yaşamaya başladığını söyledi. gidecek başka bir yeri yoktu. taksiye bindirdiğime pişman oldum.

    akşam üzeri ohannes abiyi tekrar apartmanın girişinde bulduk. karşı komşuyla tekrar bildiğimiz tüm numaraları aramaya başladık. zabıta geldi, zeytinburnu’ndaki evsiz barınağından bahsetti ve “gerçi ms hastasını almazlar, orda öyle kimse bakmıyor, eli ayağı tutan senin benim gibi insanları alırlar oraya” dedi. ambulans çağırmamız gerektiğini söyledi. zaten sonradan öğrendiğimize göre götürmüşler daha önce ohannes abiyi oraya, bir de montlarını çalmışlar, zeytinburnu lafını duyunca “abi oraya gitmem ya, fikirtepe çocukları var ya oradakilerin yanında melek melek” dedi.

    ambulans geldi ama gelmeseydi daha iyiydi. ohannes abiyi görür görmez azarlamaya başladılar. öyle ki o ambulanstan inenler, karşılarında kafası yara bere içinde oturan adama “ya gene mi bu? bırak yaa…” diyebilecek kadar insanlıktan yoksun davrandı. üsküdar’dan da onlar alıp bırakmış apartmana. şoför dahil azar yemediği görevli kalmadı komşuları ‘rahatsız ettiği’ için. hastaneden kaçtığını iddia ettiler. yahu adam %60 ms hastası, zaten elinde içinde kimliği ve raporunun bulunduğu bir poşetten başka bir şeyi yok. azarlayıp orada bıraktılar adamı, bize de “bunu belediye alır, onu arayın” deyip gittiler. böylelikle ambulans denememizden de sonuç alamadık. tekrar 183’ü aradık ama yine aynı şeyi söylediler. geri dönüş yapacaklarmış bize. ohannes abiye bu durumda daha fazla kalamayacağını anlatmaya çalıştık. ısrarla idare edeceğini söyleyip birkaç gün orada kalması için müsaade istedi. kamu görevlisi olan bir tanıdığı ona yakın zamanda sahip çıkacak bir vakıf ayarlayacakmış. söylediği kişiyi aradık ve kendisini uzun süredir tanıdığını söyledi. birkaç hafta içinde işsizlik maaşı yatmaya başlayacakmış ve ohannes abiye ancak o zaman bir vakıf ayarlayabilirmiş. o zamana kadar yardımcı olmamızı istedi. bu deneme de sonuçsuz kaldı. koskoca gökdelenlerin sığdığı istanbul’da ohannes abiyi sığındıracak bir yer bulamadık.

    tesadüfen oradan geçen bir polis arabasını durdurduk ve durumu izah ettik. alo 183’ü kendisi aradı ve kendisini bakanlıktan aradıklarını söyleyerek telefondaki görevliyi sıkıştırmaya çalıştı. uzun uğraşlar sonucu hastaneden sağlık raporu alıp ohannes abiyi karakola götürmemizi istediler. sonra karakol alo 183’le iletişime geçip ohannes abiye sığınacak bir yer ayarlayacaklarmış.

    ohannes abiyi zeytinburnu’na göndermeyeceklerine dair ikna ettik. “bak artık ailen biziz, öyle kimse sana gıcık gıcık davranamaz, biz buradayız abi” dedik. polisle beraber bizim de kendisiyle geleceğimizi ve yanında olacağımızı görünce ikna oldu. onla birlikte biz de ikna olduk ama yanılmışız.

    ambulansta ayakkabıları çıktıkça utana sıkıla giydirmemi rica ediyordu. hastanedeye vardığımızda görevlilerin küçümser bakışlarıyla karşılaştık. ‘yine mi bu salak geldi?’ diyen görevli bile oldu. bir ara ambulans görevlisi bunun tek çaresinin tv kanallarını çağırmak olduğunu söyledi. başka türlü kimse yardım etmezmiş. şaka yapıyor sandım, değilmiş.

    sağlık raporunu aldıktan sonra ohannes abiyi ittire ittire taksiye bindirdi görevliler. yeterince canı yanmıyormuş gibi yine birçok yerine darbe aldı. bir de sıkılmadan aslında kendisine iyi baktıklarını ama ohannes abinin sürekli hastaneye geldiğini söyledi bir görevli.

    karakola vardığımızda bir azar da bir başka polis memurundan yedik. neden getirmişiz, bu memlekette bir enayi polis miymiş, başlarına kalacakmış. söylediklerine tepki gösterince tepkisinin bize olmadığını, sistemin işlemediğini söyledi. hayatta gelip almazlarmış ohannes abiyi. alo 183’ü gene arayınca kısa sürede kendilerine döneceklerini söylediler. bu arada bitap düşen ohannes abi bekleme salonunda uyuyakalmak üzereydi. bir süre daha bekleyip yapabileceğimiz hiçbir şeyin kalmadığını anlayınca ohannes abiyle vedalaşıp eve döndük.

    dün alo 183’ü aradığımızda kendisini zeytinburnu’ndaki spor kompleksine götürdüklerini öğrendik. zeytinburnu’nu arayıp ulaşmaya çalıştık ama olmadı. gene oradan kaçmadığını umarak yanına gideceğiz. aynı zamanda da şefkat derneği ve birkaç ermeni kilisesiyle iletişime geçmeye çalışıyoruz.

    eğer yapabileceğimizi düşündüğünüz başka bir şey olduğunu düşünürseniz lütfen bizimle iletişime geçin. idilgemici@gmail.com veya guerkan61@gmail.com adresine e-mail atabilirsiniz.

    son olarak, insan olduğunuzu hiçbir zaman unutmayın ne olur.

    edit: herkese yeniden merhabalar. öncelikle ilginiz ve çabalarınız karşısında gerçekten gözlerimiz doldu. ohannes abiye ulaştık, kendisi şimdilik zeytinburnu barınakta bekliyor. bağlarbaşı'ndaki ermeni kiliselerinden biri bize kapılarını açtı, ohannes abiyi en geç önümüzdeki pazartesi günü oradan alıp yedikule ermeni hastanesi'ne götürecekler, yerini bile ayırtmışlar. ohannes abinin sağlığı daha iyi olur olmaz buradan duyurmaya çalışırız. her şey için, herkese teşekkürler. gerçekten sağ olun, var olun.

    edit 2: ohannes abiyle ilgili birtakım talihsiz durumlar ortaya çıktı. öncelikle, ermeni kilisesiyle iletişime geçmiştik. söylediklerine göre geçtiğimiz pazar günü zeytinburnu'na gidip ohannes abiyi görmüşler. ancak pazartesi günü kendisini hastaneye götürmek için almaya gittiklerinde ohannes abiyi bulamamışlar. şu anda bir iki kişi zeytinburnu'na giderek görevlilerden bilgi almaya çalışıyoruz. daha önce de belirttiğim gibi, ohannes abi yürümekte çok zorlandığı için başına bir şey gelmesinden korkuyoruz. özellikle zeytinburnu ya da üsküdar taraflarında kendisini gören olursa bizlere 0534 250 83 90 veya 0536 717 56 87 numaralarından ulaşabilirseniz çok seviniriz.
  • aile, kadın, çocuk, engelli, yaşlı, şehit yakınları ve gazilere yönelik hizmetler hakkında
    bilgilendirme ve yönlendirme sağlayan bir hattır. 7/24 usulüne uygun olarak ve ücretsiz olarak çalışır.

    her ne kadar tanım bu olarak belirtilse de özellikle ergenler, birbirlerine küs komşular, kavga dövüş ayrılan ebeveynler tarafından iftira ve iç dökme hattı olarak kullanılmaktadır. bugün yazdığım 3 bilgi notunun birisinde muhtarlık seçiminden dolayı komşusuna iftira atan bir bey ve diğerinde kendisini telefondan engellediği için deliye dönen eski eşin bir kadının iffetine karşı pervasızca salladığı iftiralar vardı. allahını seven bu hattı meşgul etmesin. her ihbara mutlaka cevap yazmak zorunda olduğumuz için ben emeğimden çok incelemeye giderken kullandığımız araçların benzinine, çıktı aldığım kağıtlara ve yazıcıların mürekkeplerine acıyorum. boşa kullanılmaması gereken bir hat.
  • bugün bitirdiğim the trials of gabriel fernandez adlı belgesel bu başlığa yazmam konusunda teşvik etti beni. herkesin bu yazıyı okumasını, bu hatla ilgili bilgi sahibi olmasını öyle çok isterim ki.

    alo 183 aile çalışma ve sosyal hizmetler bakanlığının sosyal destek ve ihbar hattı. sosyal desteğe gereksinim duyan bireyler bu hat aracılığıyla arayıp talep oluşturabileceği gibi, sizler de bir başkası için arayıp talep oluşturabilir ya da yine bu hat üzerinden ihmal ve istismar ihbarları yapabilirsiniz.

    örneğin küçük çocuğunuz size "anne arkadaşım pelin'i babası dövüyormuş" diyorsa arayın başvurun. başvurunuz gizli kalacak ve uzmanlar konuyla ilgili aile ile görüşecektir. aman ha "acaba aslı astarı var mı, sonuçta pelin daha bir çocuk" gibi düşüncelere dalmayın. soruşturmak bizlerin işi değil. her yaştan bireyin maruz kaldığını düşündüğünüz ya da bildiğiniz bilumum şiddet, istismar ve ihmal konuları için arayın. ve bu hattın ne işe yaradığını lütfen çevrenizle paylaşın.

    unutmayın bildirdiğiniz bir olay belki bir çocuğun, bir kadının, bir yaşlının, bir engellinin hayatını değiştirebilir, koşullarını iyileştirebilir.
  • aile içi şiddet hattı, alo şiddet diye de geçiyor. çevrenizde bir kavga belirtisi görür ya da apartmanınızda kavga eden bir çift duyarsanız arayabilirsiniz. hat, 2008 yılının son ayına kadar 10 binden fazla kadına yardımcı olmuş.

    "alo 183 aile, kadın, çocuk ve özürlü sosyal hizmet danışma hattı: sosyal hizmetler ve çocuk esirgeme kurumu’na bağlı olarak çalışan alo 183 hattı, şiddete uğrayan ya da uğrama riski taşıyan ve desteğe ihtiyacı olan kadınlara ve çocuklara psikolojik, hukuki ve ekonomik alanda danışmanlık hizmetleri sunmakta ve yararlanabilecekleri hizmet kuruluşları konusunda bilgi vermektedir.

    alo 183 ücretsiz bir danışma hattıdır. türkiye’nin her yerinden 7 gün 24 saat herhangi bir telefondan 183 numarasını çevirerek aile içi şiddeti durdurmak için gerekli destek ve korumaya nasıl ulaşacağınız konusunda bilgi alabilirsiniz."

    http://www.kitapyurdu.com/…ap/default.asp?id=471960

    böyle bir kitap da varmış hakkında...

    ***

    "kadinlar "alo 183 şiddet hatti"ndan habersiz

    sosyal hizmetler çocuk esirgeme kurumu (shçek) genel müdürlüğünce kadın ve çocuklara yönelik şiddet ve istismarın bildirilmesi için oluşturulan "alo 183" ihbar hattına diyarbakır'da bir yılda sadece 7 başvuru yapıldı.
    sosyal hizmetler il müdürü zülfü toman, aa muhabiri meral özdemir yaptığı açıklamada shçek genel müdürlüğünce yürütülen "alo 183 şiddet hattı"nın diyarbakır'da da alt yapısının tamamlanmasının ardından geçen yıl hizmete girdiğini anımsattı. kadın ve çocuklara yönelik şiddet ve her türlü istismarın bildirilmesi amacıyla oluşturulan hattın 24 saat hizmet verdiğini, yapılan başvuruların sorumlu komisyona iletildiğini ve bunun sonucunda da ilgili birimin hemen harekete geçtiğini ifade eden toman, hatta bugüne kadar 37 başvurunun yapıldığını, ancak sadece 7'sinin sosyal hizmetleri kapsadığını söyledi.

    kadin siğinma evine yönlendirildiler

    bildirimde bulunulan kişiye danışmanlık ve yönlendirilme yapıldığını anlatan toman, şöyle konuştu: "diyarbakır'da bugüne kadar 36 başvurudan sadece 7'si söz konusu konuyla ilgilidir. diğer başvurular sosyal hizmetlerin ilgisi dışında yapılmıştır. başvurulardan 3'ü aile içi şiddet konusunda yapılmış. konu emniyet aracılığıyla çözülmüştür. 2'si yaşlı hizmetiyle ilgili, 2'si de emniyet vasıtasıyla bize getirilenlerdir. emniyet vasıtasıyla bize getirilenler kadın sığınma evlerine yönlendirildiler. 183 hattı, kendisine telefon edene rehberlik hizmeti veriyor ve yönlendirme yapıyor. ilgili kuruma müracaat eden veya tamamen onun yapabileceği bir şey değilse, bizim ilgili arkadaşlara bilgi veriliyor. ilgili arkadaşlarımız devreye giriyor."

    hat bilinmiyor

    hattın aktif olarak 2007'nin başında devreye girdiğini, belirten toman, sözlerini şöyle sürdürdü: "vatandaşlar bu hattı bilmedikleri ve yeni bir uygulama olduğu için henüz yoğun olarak başvuruda bulunmuyor. bu hattı bilmediklerinden ihbarları daha çok 155 ve 156 hatlarına yapıyor. biz diğer hatlar gibi il düzeyinde merkez kurmuş değiliz. ankara'ya bilgi veriliyor, ankara da illerdeki temsilcileri yönlendiriyor veya sorunla ilgili vatandaşın nereye gitmesi gerektiği konusunda rehberlik hizmeti veriyor. bu hat sosyal hizmet alanına giren bütün konulara yönelik danışmanlık ve yönlendirme hizmeti veren bir hattır. hattın tanıtımı için geçen yıl bir kampanya yapmıştık. vatandaşların hattı zamanla bunu öğreneceği ve sıklıkla kullanacağı düşüncesindeyiz. sosyal hizmet alanına giren çocuk, kadın ve yaşlılara yönelik çekinmeden arayıp danışmanlık hizmeti alabilirler. ancak daha çok sıcak vakalarla ilgili ihbarda bulunurlarsa hat amacına ulaşmış olur."
  • şiddete uğrama ihtimali olan her kadının ki maalesef bu ülkemizdeki her kadın oluyor, bilmesi gereken telefon numarası.

    karakola giderken bu numaraya da haber verin, hatta karakola gitmeye korkuyorsanız da bu numaraya haber verin.

    bu numara her zaman sizin yanınızda olan, 24 saat hizmet veren, aile ve sosyal pol. bakanlığının kadın koruma biriminin telefon numarasıdır.

    karakola gidip de işlem yapılmayınca kadınlar vazgeçiyorlar. poliler işlem yapmıyorlar. ya üstlerine vazife olmadığı halde eşleri barıştırmaya çalışıyorlar ya da vukuat defterine işlenip karakolun sicil değerlendirmesinde sayı kabarmasın diye işlem yapmıyorlar.

    türkiye'de öldürülen kadınlar ile ilgili yapılan araştırmada malesef şu görülmüştür, öldürülen kadınların sadece yüzde 5'i şikayetçi olmuşlar.

    burada herkesin üzerine sorumluluk düşüyor. medyada, sanal ortamda kadınlar yalnızmış gibi, başvurduklarında korunmuyormuş gibi haberler yapılmamalı. haber yaparken içeriği tam anlatılmalı. bu telefon numarası mahalle karakolunun değil sosyal hizmetlerin telefon numarası olduğu belirtilmeli. korkmayın, çekinmeyin arayın. asla yalnız değilsiniz.
  • alo 183 "aile, kadın, çocuk ve özürlü sosyal hizmet danışma hattı." ise eğer,

    biz de ne yapalım, bi "büyüğe" danışalım o zaman.

    amına koyduğumun yerinde erkekler hep suçlu, yatacak yerimiz yok allah belamızı versin. ne biçim orospu çocuğuyuz meğersem.
  • 8 mart'ın yaklaştığı bugünlerde ''alo 183 hayat kurtarır, kadına karşı şiddete son!'' sloganı ile akılda kalıcılığı ve tanınırlığı yükseltme amacıyla ünlüleri objektif karşısına geçirmiş, aile ve sosyal politikalar bakanlığı'na bağlı şiddet hattı.

    fotoğraflar, 4 mart'ta forum istanbul'da sergilenmeye başlanacak olup sonrasında mersin, denizli, trabzon'da da sergilenecek. tarihler ise şu şekilde:

    * istanbul / forum istanbul : 4-20 mart
    * mersin / forum mersin : 4-20 mart
    * denizli / forum çamlık (denizli) : 8-21 mart
    * trabzon / forum trabzon : 24 mart - 6 nisan

    ayrıca çekimlere katılan ünlülerden biri beni hayal kırıklığına uğratmıştır;
    sebebi ve kim olduğu için: (bkz: #40746806)
    haber için bakınız.
  • birinin huzurunu bozmak istiyorsanız kullanabileceğiniz yegane hat.

    dün birileri bu hattı arayarak bir günde tüm aile düzenimin içine ettiler. asılsız bir ihbar yüzünden çocuğum okula gidemedi, ben ve eşim işimize gidemedik. yok yere canımız sıkıldı, moralimiz bozuldu.

    birileri çocuğumuza sistematik psikolojik şiddet uyguladığımızı iddia etmiş. görüşmeye geldiler görüştük. çocukla da görüşmek istediler bugün çocuğu da götürdük.

    hakkımızda asılsız ihbar yapan kişiyi öğrenmek için savcılığa başvurdum zira görevliler bunun asılsız bir ihbar olduğunu görüşme sonrasında anladılar ama yine ihbar olursa yine geliriz dediler. onlara da hak veriyorum işleri bu, nereden bilsinler ihbar gerçek mi değil mi ama bizim bir günümüz gitti. çocuğum etkilendi…

    demem o ki, bu hat güzel olduğu kadar suistimal edilmeye de açık. resmen her şikayete ihbarcıyı gizli tutarak eve geliyorlar.

    ben de kime gıcık olursam 183 ü arayıp çocuğa şiddet, kadına şiddet vs vs diye sallayıp hadi şimdi kanıtlasın şerefsizler diyip, oturup keyifle izleyeyim mi?
  • başka şehirdeki bir aile içi şiddeti ihbar edip edemediğimizi merak ettiğim ihbar hattıdır. bilenler yazabilir mi?
  • her türlü istismar, anlık aile içi şiddet gibi olayları ihbar edebileceğiniz şikayet hattı.

    bugün haftalardır dinlemeye maruz kaldığım bir küçük çocuk istismarından dolayı aramak istedim, fakat kapı numarası ve isimlerini dahi bilmediğim bu insanların eğer isterlerse yargı aracılığı ile kimlik bilgilerime ulaşıp beni dava edebileceklerini öğrendiğim an şikayetimden vazgeçtim.

    istismara uğrayan bir çocuk var, her geçen gün psikolojisinin daha berbat duruma gittiğini çığlık sesleriyle dinlemek zorunda kalıyorum. ama maalesef kendi güvenliğimi de düşünmek zorunda kaldığım için o küçük çocuğun hayatına müdahil olamıyorum.

    kendi soyunun ruh sağlığını düşünmeyen, benim can güvenliğimi hiç düşünmez. o zaman bu hattın nasıl bir sosyal faydası olabilir?

    bu sistem açığı kalbimi çok kırıyor.
hesabın var mı? giriş yap