• dünya'nın bir numaralı müzikal bestecisi. yaptığı her beste ve müzikal birbirinden güzel olan müzki dehası şahsiyet. jesus christ superstar müzikali de aralarında belki de en kaliteli olanıdır.
  • sir unvanini da almis unlu ingiliz muzikal bestecisi
    bilindik muzikalleri arasinda cats, evita, phantom of the opera, jesus christ superstar, joseph and his amazing technicolor dreamcoat, sunset boulevard bulunur
  • corona sebebiyle kendi kişisel ohalinde all i ask of you'yu çalmış, https://www.youtube.com/watch?v=vtd9yhfhcqq

    arkasından da londra senfoni kendine cevaben eşlik etmiş ve ortaya şahane bir şey çıkmıştır:
    https://www.youtube.com/watch?v=o04ecipqfi0
  • bu evrenin tarihi boyunca konuk ettiği en yetenekli müzisyenleri listesinin ilk sıralarında yer alması gereken dahi, sir. sahnede cats, starlight express ve the phantom of the opera'yı izledim. daha sonra dvd'den cats'in müzikal kaydını; evita ve the phantom of the opera'nın filmin izledim. jesus crist superstar'ın müziklerine aşinayım. the phantom of the opera'nın üvertüründeki incelik, armoni, müzikalite olağanüstü. adam zamanın ötesinde bir yerlerde yaşıyor. müzikal sektörünün her zaman kralı olacak. bu adamın yeteneğini geçebilecek birisi yok ve hiç bir zaman olmayacak. bana göre müzikaller ikiye ayrılır, andrew lloyd webber müzikalleri ve diğerlerinin müzikalleri. tercihim her zaman ilkinden yana olacaktır.
  • müzikal dünyasının en önemli ismidir.

    (bkz: the phantom of the opera)
    (bkz: evita)
    (bkz: cats)
    (bkz: jesus christ superstar)
    (bkz: starlight express)
    (bkz: love never dies)

    adam aşmış bitirmiş. uzatmanın gereği yok adam tanrısal bir yeteneğe sahip. yarın din kursa, müridi olurum.
  • bu adamın gerçekten var olduğuna inanmak mümkün değil, bu kadar harikulade bir müzik zevki olduğuna inanmak da öyle..
    insanüstü bir yaratık sadece..
  • beynimde yaşattığım fantazi hayatımın 'conductor'ı. benim için besteler yapıyor sağolsun, ben de kaldırım üstü şahane danslarım ve icralarımla hayata geçiriyorum yazdıklarını. kah operadaki hayalet oluyorum kah mahallenin en sanatsever kedisi.
  • love never diesı nihayet çıkarmayı başarmış bestecidir. (bilmeyenler için sequel to the phantom of the opera.) bu sequel'ı yapma çabalarına taaa 1990 da başladığını ve çıkan binlerce aksilikten sonra ancak 2011 de bitirebildiğini belirtelim. bu gecikmenin en büyük sebeplerinden biride bir türk van kedisi. 2007de yılında sona çok yaklaşmışlarken webber amcanın van kedisi elektrikli piyanosunun üstünde bir şekilde gezinerek ne var ne yoksa silmiş efenim. evet resmen şaka gibi.
  • küçükken dinleyipte büyüyünce duyduğumda kulağıma tanıdık gelen,her şarkısını tek tek sevmeye başladığım,şu zamana kadar hakettiği ehemmiyeti gösteremediğime yandığım bir müzisyen oldu andrew lloyd webber.

    ama onca şarkısını dinledikten,büyük adammış diye düşündükten,kafada bilge bakışlı ak sakallı dede canlandırdıktan sonra imdb'deki vesikalık fotoğrafında ebleh,şişmiş suratlı köftehor bakışlı bir adama raslamak hafiften hayal kırıklığına uğratıyor insanı.ben lou reed gibi,veya en azından leonard cohen tipli bir adam canlandırmıştım hayal dünyamda,sevda masalımda...
  • herkesin nefret ettiği ama inatla revival'ı yapılabilen cats fiyaskosunun bestecisi, internet üzerinde yakalayabileceğiniz geniş müzikal fan grubunun genel olarak illet olduğu, ama the phantom of the opera les mis ve evitanın önünde eğilmeden de geçeni göremeyeceğiniz, karışık duygular beslenilen karşı cinsim. phantom 25.yıl ardından love never dies ( a fanfiction by andrew lloyd webber.........) (haksız mıyım şimdi) ve şimdi de school of rock kadrosuna aldığı sopranoların kraliçesi sierra boggesse hafiften saplantılı olduğu da aşikardır. ayrıca patti luponebelalısıdır. hem theatre community hem fandom tarafından pek de sevilmeyen eleman olarak görülmesinin altında hafiften de bu vardır. olayı bilmeyenler için patti lupone sunset bulvarını west end'de oynarken soyunma odasında kovulduğu ve broadway'de yerine glenn close'un getirileceği haberini alır. ekip içerisinden değil de bir köşe yazarının makalesinden haberi alması onu daha da kontak eder. soyunma odasını duman eder ve çıkıp gider. anlaşmasında sadece londra'da değil new york'ta da norma'yı canladıracağı maddesi bulunduğundan alw'a davayı açar bir milyon doları cebine indirir evine de koskocaman bir havuz yaptırıp ismimi (bkz: andrew lloyd webber memorial pool) koyar. haklı mıdır. çok haklıdır. ama hangisi daha iyi norma oldu derseniz.. glenn close doğru seçimdi.

    ne olursa olsun kendisi bir dahidir. yaptığı müzik tüyler ürpertir. şarkılarının çoğu bir bütünmüş gibi sanki her daim var olmuşlar gibi hissettirir. sevmem ama severim de. kendisiyle aynı gün aynı salonda phantom izleyip karşılaşamadığımızda depresyona da girdim mi? hem de ne.
hesabın var mı? giriş yap