• bazen son çaredir.

    sevgiye ve sevgiliye en ihtiyacınız olan anda, eğer sevgi ve sevgili çoktan uzaklara gittiyse, ve bu uzaklık sadece fiziksel değilse, anılara sığınır insan, anılardan medet umar, "eskiden beni ne güzel severdi" diye ağlar, bütün dünyasını o anılar yapar.

    işte o anılardır ki onu ayakta tutan, hayata bağlayan, gerçekten sevilebilecek biri olduğunu kanıtlayan.
  • kocaman bir keşkedir aslında. geride kalanlara gitmek, geçmiş bir zamanda yaşamak istemektir kısaca. ileriye bakınca bir umut, bir müjde görememektir.

    bazen bedenimiz* yardım eder bize, olmayan güzel anıları yaşamış gibi hatırlarız. aslında yokturlar. hiç olmamışlardır. sonrasında yaşadıklarımız öyle bir birikir, tortulaşır ki, olmayan bir zamana döner ruhumuz.

    hatta yalnızca "güzel anılar" da üretmez. sahici olsun diye, acı sahneler de yerleştirir hiç olmamış.

    bir gün, o günlerde küçücük bir kağıda karaladığımız şeyler çıkar karşımıza.

    not - gözlerimi kapattım, gitmiştin. bugün, üzerimden geçen 2. yıl. hiç görmedim seni. kimseyi görmedim zaten senin gibi.

    kocaman bir yalanı yaşadığını farketmek, beynimin ruhumu korumak için ne kadar çok uğraştığını görmek ne garip. görmüştüm seni*. yüzüme baktın, "olmadı. neden?" dedin. "üzgünüm" diyebildim. gözlerin kızdı bana "çok sevmiştik" dediler. acıdı. "çok üzgünüm" dedim, başka bir şey bulamadım.
  • peki ya insan unutmak istemezse,bir hükümdarın bile ölüm döşeğinde altın yıllarını düşünmesini engelleyecek insanüstü bir güç olamaz..

    hatıranın acısı hastalıklı bir haz veriyor...
  • simdiki zamanla barisik olmayip barismak da istemeyen insanin aliskanligi,guvenlik ortami,siginagi.
  • geçmişi özleyenlerin, geçmişi daha da özlemelerine neden olan bir süreçtir. insanlar yaşlandıkça, insanlar insanları kaybettikçe buna daha fazla ihtiyaç duyarlar, böyle daha mutlu olurlar. bu, bir geri gitme isteğidir belki de.
  • goethe der ki: "eğer insanlar sürekli geçmişteki acıları canlandırmak uğruna bu denli çaba harcayacaklarına hâllerinden memnun olsalar, kayıtsız bir şimdiye katlansalardı, çektikleri acı daha az olurdu."

    anılar kötü değildir, bize zaman zaman eşilik ederler ama zamanı bilmek ve zamanı kontrol edebilmek önemli. salt yönetimi onlara (anılara) kaptırırsak halimiz içler acısı olacaktır. yine de anılarda yaşamaktan iyidir anılarla yaşamak.

    bugünü yaşamayı bilerek anıları yöneterek elbetteki.
  • saplantılı bir duygudur aslında, ne derece güzel de olsa anılar, kendi bataklığında boğulmak gibidir, kendi kendini yok etmektir. gelecekle bağını koparmaktır. geçmiş ve şimdi arasında asılı kalmak, ilerleyememek ve her gün o anılardan bir adım daha uzaklaştığını düşünmektir.
  • yaslaninca herkesin yapacagi mecburi eylem. o yuzden gencken,
    esyaya degil de tecrubeye para harcayin. gezin, yiyin, icin, bir suru insanla tanisin, monotonlugun sizi ele gecirmesine izin vermeyin. yaslaninca bu anilar bizi ayakta tutacak ne de olsa.
  • aysel gürel bu kez erol evgin'e uzatmış elini, son albümü gözbebeğim sen çok yaşa'da söylemiş erol evgin de. o neşeli müziğinin tam da üstüne yerleştirilmiş vokalleriyle ne kadar da hüzünlü...

    beni terk edeceksen
    bunu bana söyleme
    bir gece git ansızın
    beni bırak öylece

    gözyaşlarım düşmesin
    elimdeki mendile
    geleceksin sanıp da
    bekleyeyim ümitle

    bir gece, iki gece
    sonra bir hafta, bir ay
    ben yılları maziye
    sen yarına doğru say

    anılarla yaşamak aşktan zorla alır pay
    hiç terk edilmiş olmam, bunu gururuma say
hesabın var mı? giriş yap