anlıyor musun
-
bir sükrü erbas siiri..
" zaman buldukça uğra
tek neşem bu benim
beklemek ve bulmakla yaşadığım
dili tutulmuş bu şaşkın sevinç.
eşyalar geri çekiliyor sen gelince
bir ayrıntı gibi içinde kaybolduğum
sığ ilişkileri günlerin
geri çekiliyor, dudaklarıma kadar
yükselen sıkıntı suları
tutunup kirpiklerinin ışığına
mavi bir kıyıya çıkıyorum
kurtuluyorum boğulmaktan.
aldığım soluğu duyuyorum, varlığımı
dünyanın benim için de var olduğunu.
gülümseyen ve bağışlayan
bir genişliğe dönüyor içimdeki keder
dumanı kalkmış karlı bir dağ gibi
açılıp aydınlanıyorum güneşinle
inanıyorum yeniden sevgiye ve güzelliğe.
aralarından ilgisiz geçtiğim insanlar
-telaşlı, dalgın, uzak-
daha bir dost görünüyor, daha bir sıcak
içlerinden biri olduğumu duyuyorum
iyi gözle bakabiliyorum herşeye
gelişin hayata bağlıyor beni
anlıyor musun
zaman yarat ve uğra " -
“şimdi anlıyor musun gidişinin neden ayrılık olmadığını
bir yaprağın düşmesi kadar ancak, acısı ve ağırlığı olduğunu.
bir toplama işleminin sonucunu yazmak gibi bir değer taşıdığını.
boşluğa bir boşluk katmadığını, kar yağdırmadığını yaz ortasında...”* -
bazıları da buna bozulur nedense.
-ne diye anlıyor musun diye soruyosun ya? salak gibi mi gözüküyorum sana?
-e iyi tamam o zaman, anlatabiliyor muyum diye düzeltiyim, ben salak olayım. tamam mı, oldu mu şimdi?
-oldu tamam. ee ne diyodun? -
bazen bir şeyi söylersiniz, söylersiniz ama karşınızdaki anlamaz ya da sabit bir noktaya bakarak, olaydan gayet uzak ya da bağımsız gözükür, aptal olup olmaması farketmez; zira, herkes uçabilir bazı bazı.. irkilmesini sağlamak, vurgu yaratmak ya da anlattıklarınızı bir şekilde bağlamak istersiniz.. işte bu durumlarda kullanılası bir cümledir.. "anlıyor musun?" dersiniz, "bu kadar yani" demek istersiniz, ya da kafasından bir şeyler uydurmadan; anlattıklarınızı noktasına, virgülüne kadar anlamış olmasını dileyerek "tamam" demesini beklersiniz. bunu derse çok güzel olur ama "tamam" demesse de, o zat felaket uçmuştur, kendine getirmek gerekir o aşamada, ve de kolaylıklar dilemek gerekir burda "anlıyor musun?" diye soran kişiye.
-
her cümlenin sonunda bu soruyu sormayı alışkanlık haline getirenler vardır. masumane bir soru gibi görünse de fazla sorulduğunda can sıkar, "evet abi" demekten sıkılır bünye.
-
iki lafı bir araya getirip derdini anlatamayan insanların sıklıkla kullandığı bir sözcük.
-
sürekli aptallarla muhatap olan bazı insanlar tarafından noktalama işareti olarak kullanılmaktadır.
-
anlıyor musun
kendimi anlatamam
dağlara taşlara...
baksana bir elim yıldızlarda benim
nasıl kıvranırım bir bilsen
taş duvarlar nasıl sıkar beni
o gömmeye çalıştığınız acılar
o kara toprak nasıl boğar beni
bir bilsen...
nerde başlar nerde biter
yüreğimdeki sonsuzluk
bir bilseniz ben nerdeyim...
nasıl unuturum ahmed arif'i
karıncayı ezeni
insan nasıl unutur memleketini
sevdayı ve namusu
yol yolu nerde keserse
bir umudum sende
anlıyor musun...
orbay eken -
anlama reaksiyonundan yoksun olduğumu hissetmeme neden olan yersiz soru cümlesi
-
fazlasıyla laid back'in white horse'u anımsatan kenan doğulu şarkısı.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap