• edit: işbu entryde hiçbir şekilde islam düşmanlığı yapılmamaktadır. okumadan mesaj atan yazar kişilere ufak bir hatırlatma olsun.

    geçenlerde ilahiyat fakültesi öğrencileriyle yaptığım dil tartışmasının ana öğesi.

    ciddi anlamda, bu fikrin üniversite düzeyindeki insanlar arasında taraftar bulacağı ve dahi şiddetle savunulacağı aklıma gelmemişti. bu da bana muhafazakar refleksleri küçümsememem gerektiğine dair bir ders olsun.

    öncelikle dil denilen olgunun daha iyisi, daha kötüsü, daha fakiri ya da daha zengini diye bir şey söz konusu değildir. dilin ilk amacı iletişimi sağlamaktır ve haliyle en kolay hangi biçimde iletişim kurulabiliyorsa kişi için en iyi, en faydalı, en güzel dil o'dur. dil, bizzat kültürle, tarihle, çevresel etmenlerle ve hatta iklimle şekillenen bir kavramdır. toplumun dinamikleri söz varlığından sesletim biçemlerine kadar çeşitli ölçülerde dili etkiler. en basitinden, ingilizce'nin şu an en sofistike görülen ağzı olan "british english" ingiltere'de 200 yıl kadar süren fransız egemenliğine kadar yoktu. (bkz: norman istilası) iktidarın fransızların elinde olması belli ki bir özenmeyi de beraberinde getirmiş ve sesbilimsel açıdan büyük değişimler meydana gelmiştir.

    konuya dönecek olursak, başlıktaki önermenin ifade ettiği durum arapça'nın kur'an dili olmasıyla desteklenmeye çalışılmaktadır. hatta, tefsir çalışmaları sırasında yaşanan çeviri sıkıntıları da dilin bizim tarafımızdan anlaşılamayacak kadar karmaşık olduğu önermesiyle açıklanmaktadır. bu durum açıkça saçmalıktır çünkü halihazırda aynı kültürel arkaplanı paylaşmayan dillerde -ki bu durum başlı başına imkânsızdır- bire bir çeviri yapılması gibi bir durum söz konusu değildir. bu dilin zenginliğini ya da fakirliğini değil şimdiki hale gelene kadar geçirdiği farklı süreçleri gösterir.

    dildeki kelime varlığının çok veya az olması da aynı şekilde bir zenginlik kıstası değildir. hatta noam chomsky'nin minimalist yaklaşımına göre, iletişim kurmak için ne kadar az çaba gösteriyorsak o kadar iyidir. mesaj, alıcıya en az çabayla en doğru biçimde gönderilmelidir. böylelikle, iletişim hızlanacak ve yanlış anlaşılmalar en aza indirgenecektir. bu bilgiler ışığında, sondan eklemeli dil olan türkçe, sadece arapça'ya değil, aynı zamanda konum bağımlı olan hint-avrupa dil ailesine de üstünlük kurmaktadır. başlıktaki mantık geçerli olsaydı tüm dünyanın koşa koşa türkçe öğrenmesi beklenebilirdi.*

    durumu olmayanlar için uzun lafın kısası, diller aynı insanlar gibi, doğar, yaşar ve ölür. bu süreçte çeşitli değişimler yaşar. yaşadığı değışimler dile belirli bir karakter katar ancak bu onu diğerlerinden daha üstün yapmaz çünkü dillerin amacı iletişimi sağlamaktır. iletişim sorunsuz sağlandığı sürece dil, konuşucusu için en mükemmel olandır.
  • arapçanın üstün olduğunu düşünüp türkçe yazan birinin beyanı. yazsana o zaman arapça dingil. ezik bir dil olan türkçeyi niye kullanıyorsun.
  • (bkz: yaşamın bir sidik yarışı olması)

    mı?

    velev ki öyle, ne yapalım? bundan sonra arapça mı konuşalım?

    zenginlik dille olsa hemen ingilizce'ye olmadı almanca'ya geçmek gerekirdi. bir dil onu kullanan toplumun kavram üretimini, temelde de bilgi yani teknoloji üretimini izler. arapça'nın sözcük zenginliği olsa olsa bu gün tedavülden kalkmış, geçerliliği olmayan, işe yaramayan (atıyorum ör. belki kumulların kırk biçimine ayrı ayrı işaret eden farklı sözcüklerin olabilmesi gibi) bir "zenginlik" olabilir ve bunlarda egzotik bir güzellik bulanlar olabilir.

    ve yine, velev ki zengin, bize faydası ne kadar? arap dili ve edebiyatı ile ilgilenenleri ilgilendirir. necib mahfuz çevirirler. okuruz. güzel. bundan daha fazla ne çıkar? çocuklarımıza öncelikli öğreteceğimiz yabancı dilin arapça olması gerektiği mi; ya da dili arapça olan kutsala tabi olmamız gerektiği mi? "oooo büyüksün" deyip boyun mu bükeceğiz?

    arap toplumları (devletleri) bu dünyanın mağlup, emperyalizmin had safhada pençesinde, devirleri çoktaaan kapanmış toplumlar. şimdilik topraklarında bulunan petrolün rantından -o da küçük bir azınlığı- yararlanıyorlar. bu şartlarda yapabilecekleri şey edebiyat olabilir; ama bilim pek değil. bu konu araplıkla vb. (yani bir ırk var da onunla) ilgili değil. tarihsel olarak işler böyle gelişmiş.

    ne meleket, biri koleje gider "ingilizce çok zengin bir dil" diye döner; öbürü ilahiyat'a gider "arapça süper" der; öteki kutsalının dili diye kutsar bir dili, karşı çıkanı afaroz eder. akıl, fikir.

    dünyada yaşam bir var olma* savaşıdır. bu kafayla, dünyada hangi toplumların kazandığını, son gördüğümüz şey olarak göreceğiz . anlaşılan o ki, o zamana kadar da mağlubiyet yolundakiler aruz vezniyle mastürbasyona devam edecek.
  • herkesin anadili kendine göre üstündür. bu cümleyi araplar kendi aralarında konuşurken söyleseydi anlayabilirdim ama hem türkce konuşup hem de dili kötülemeye çalışan biri trollüğün daniskasını yapıyordur.
    dilleri yaşatan kültürlerdir, bir kültür ne kadar köklüyse dil de köklüdür. karahanlılardan itibaren arap kültürüyle içiçe olduğumuz ve selçuklulardan türkiye cumhuriyetinin kuruluşuna kadar da bir çok alanda arapçayı kullandığımız halde(din, bilim vs) hala türkce konuşabiliyorsak bu bize türkçenin çok köklü bir dil olduğunu gösterir. arap kültürü de çok köklü bir kültürdür evet, ve islamiyetin yayılma sürecinde islamı seçen bir çok afrika ülkesi köklü bir kültüre sahip olamadıkları için zamanla araplaşmışlardır. dolayısıyla bu savı o kaybolan kültürler ve diller için belki söyleyebilirdik ama aynı durum türk kültürü ve türkce için veya kürt kültürü ve kürtçe için geçerli değil. o yüzden annoying orange gibi bos bos sesler çıkarıp trollük yapmanın bir anlamı yok.
  • 11. yüzyılda kaşgarlı mahmut tarafından yazılmış divan-ı lügatit türk adlı eserin yazılma amaçlarından birisidir. o döneme hakim olmuş '' arapçanın daha üstün bir dil oluşu'' algısı bu eserle yıkılmaya çalışılmıştır.

    yani dönüyoruz dolaşıyoruz yine aynı yerdeyiz.
  • yüzlerce yıl önce bunun cevabı verildi.

    ,(bkz: divanü lugati't-türk)
  • kal kel kol kelimelerini ayıramadığımız dili övmece.

    (bkz: allah akıl fikir versin)
  • muhakemetü'l lugateyn türkçenin farsçadan üstün olduğunu, divanu lugati't türk arapçadan üstün olduğunu gösteren eserlerdir. türkiye türkçesinde arapça ve farsça sözcüklerin yoğunlukta olması bu dillerin türkçeden üstün olduğunu göstermez, senin arap kültür emperyalizmine yenik düştüğünü gösterir.
  • arapçanın kelime türetme yapısı belirli kalıplara bağlıyken; türkçenin sondan eklemeli bir dil olup, kullanımı olmamasına rağmen pratikte sonsuza kadar ekleye ekleye gidilip sözcük türetilebileceği için geçerli olmadığını düşündüğüm önermedir.

    ha, sen kendi dilinin türetiminin farkında olmayıp ordan burdan sözcük devşirirsen, yeterli olmadığını düşünebilirsin tabii.
  • bu doğru olsa nolur olmasa ne olur demek istiyorum.

    ne yapacaksın dostum, arapça daha üstün olduğu için ona mı geçeceksin ? bundan sonraki eğitim öğretimi arapça verilmesi için çaba mı göstereceksin? bunu yazarak neyi amaçlıyorsun ?
hesabın var mı? giriş yap