• bir gece kendi kendine kriz geçirip bunları yazan arkadaşa vermek istediğim cevap şudur;

    dine inanıp inanmaman fark etmeksizin sen de tarihin tozlu sayfalarında yerini alacaksın bir noktada senin var olduğun da kimse tarafından hatırlanmayacak. yine dindar olup olmadığın fark etmeksizin tarih de hatırlanmak istiyorsan tarihe bir şey sunman gerekir. tarih senin dinine yada ne kadar inançlı olduğuna bakmaz. demokritus, sigmund freud, richard dawkins yada stephen hawking gibi hatırlanmaya değer şeyler yaparsan tarihin bir parçası olursun. ateistler için yaşamın bir anlamı olmadığını söylemekte büyük bir yanılgıdır. zira bir çok ateist dindarların aksine. öteki dünyada bir tarla sahibi olmak için değil günümüz dünyasında bir yer sahibi olmak için çalışır. kıldığı namazla kendine sevap kasmaz yaptığı deneyle dünyaya bilim kasar. bunun dışında ölüm konusu. ölüp yok olcaz. bunun neresi bu kadar saçma geliyor anlamıyorum. doğmadan önce geldiğin bir yerin olmaması gibi öldükten sonrada gideceğin bir yer yok. öldükten sonra üzülmeyeceğin için bu bir sorun değil gibi. ahlak meselesine gelirsek. eğer kendine insan diyecek kadar gelişmiş bir zeka seviyesine sahipsen empati yeteneğine de sahipsin demektir. bu yeteneğini kullanarak insanlar için neyin doğru neyin yanlış olduğuna karar verebilirsin. kendini dindar olarak tanımlayan kesimin dinleri var diye ahlaka ihtiyaçları olmadığını sanması günümüzün en büyük problemidir. istedin kadar dindar ol 9 yaşında bir kız çocuğunu sikebileceğini düşünüyorsan hadım edilmen gerekir. umarım aklındakı sorulara cevap olmuştur. saygılar.
  • yukarıda arkadaş baya uzun bir saçmalamasyon yapmış, ki kendisine mesaj atamıyoruz buradan pay biçin ne kadar dışarıya açık biri olduğunu.
    şimdi bir filmin sonunu bildiğiniz halde "ben bu filmi daha önce izledim" deyip kapatır mısınız? yoksa izlemeye devam mı edersiniz? hayatın amacını sorgulamak, öğrenmek için yaşıyor olabiliriz o arkadaşın dediğinin aksine.
    ateistleri köşeye sıkıştıracak bir soru olduğunu düşünmüyorum, zira varsa da dindarlara şu paradoksu yönlendirmek isterim çok basit. "şayet tanrı varsa, tanrıyı kim yarattı?". bu soru saçma olduğu kadar, cevabı da yok.
    edit: bazı ukala arkadaşlarımız sorduğum basit sorudaki metaforu anlayamamış, izah edeyim. sorunun kendisi aslında bir paradoks bildiğiniz üzere. yani bu, bütün evren, tanrı vs vs hakkında sorduğumuz sorular bir yerde kitleniyor demek. örnek: dindar birisine " cennete girdin, ee sonra ne olacak" diye bir soru yöneltin cevabı ne olacak. sorduğumuz aslında hiç bir sorunun cevabı yok. he dindar biri, bunlar kitapta yazıyor der geçer. ben inanmadığım için de bunlar benim için yeterli bir argüman.
  • bu köşeden öbür köşeye kaç adımda yürünür?
  • bilim adamları arasında verdiğiniz örnekler istisnadır. tam tersine ateist bilim adamları toplam populasyonun çok büyük çoğunluğunu oluşturur. aynı şekilde zeka seviyesi arttıkça inanmak ender bir durum olarak gözlenir fakat zeka inanmamak için tek başına yeterli koşulları oluşturmaz. bu konuda yapılmış bir çok istatistik var araştırırsanız bilgi edinebilirsiniz.

    ahlak kelimesinin anlamını bilmiyorsunuz. ahlak kişinin yaptığı her hareketi vicdanen ve aklen muhakeme etmesidir. din belirli kurallar koyarak bu muhakemeyi yasaklar. yani tam tersine din ahlakı yasaklar. ateistler tam tersine ahlaklı olmak için dini redederler.

    sorunuzun cevabına gelince. yok olma korkusu karşısında doğa üstü güçlere ve masalsı hikayelere sığınmak tam tersine psikolojisi ve muhakemesi zayıf bireylerin başvuracağı bir yöntemdir. ateist olmak akıl kadar dayanıklı bir psikoloji de gerektirir. bu demek değildirki verdiğiniz 3 istisnai örnekteki kişiler muhakemesi zayıf kişilerdir. bu kişiler istisnadır. akıllı bireyler oldukları kesindir ama diğer özellikten mahrum olabilirler.

    bu arada hayatı anlamlı kılmak için inanmak gerektiği fikrinden yola çıkarak ateistlerin neden inanmadığını soruyor olmanız basit mantık kurallarına göre yaratıcı olarak inandığınız gücün varlığını reddetmektir. yaratıcınızın sizin bir ihtiyacınız nedeniyle var olduğunu düşündüğünüzü açık seçik ifade ediyorsunuz, söylediğiniz şeyin gerçek anlamının farkında değilsiniz. bu da sorduğunuz sorunun anlamını
    algılayamacak kadar düşünsel becerilerden uzak olduğunuz düşüncesini oluşturuyor.

    bu arada bilimsel olarak tanrı'nın var olup olmaması bilimin ilgilendiği bir konu değildir. bilim böyle bir konunun ispatıyla uğraşmaz. ben size pembe kulaklı filler gökyüzünde uçuyor dediğimde bu bilimi ilgilendiren bir konu değildir, en azından psikiyatri dışındaki bilim alanlarını kesinlikle ilgilendirmez.

    çok ciddi ve basit mantık hatalarınız var.
  • o degil de gercekten ateistlerin yaradilis masalina inanan insanlarin sorularini muhattap alacagini filan dusunen saf dincilerimiz varmis...

    sen bana bir sorunun cevabini ver, sonra ne istersen anlatayim:

    kainat kadar kusursuz bir olusumun muhakkak buyuk bir kudretin elinden ciktigini ve buna nasil inanmadigimizi soruyorsunuz ya, bu kudretteki bir ilah’in peygamberin gece hayati ve komsuluk iliskilerini duzenledigine mi inaniyorsunuz? baska dert yok kainatta zaten...
  • anlam arayışı içerisinde olanlara cevap;
    survival instinct.
    canlılar tabiatı gereği yaşama tutunurlar. anlamlı veya anlamsız olması gerekmez.
  • yoktur.
hesabın var mı? giriş yap