• kisa bir tarihçe:

    1910'lu yillarin basinda cins atlarin beslendigi ve barindigi bir ahir olarak biliniyor.
    hangi dahinin aklina geldiyse su atlari hoplatalalim ziplatalim bunu seyredene de bilet keselim fikri çalisiyor (oh, it works baby, it works) ve mekan yarim gün cambazhane, yarim gün ahir moduna geçiyor.
    sonra artik atlar mi kaçiyor, millet at seyrine para yatirmanin avanak bir is olduguna mi uyaniyor, ne oluyorsa artik, "kozmografya" adiyla sinemaya çevriliyor.
    1932 yilinda "mulen ruj" adini aliyor. dans revü çilgin atiyoruz ayagina.
    o da pek tutmamis olmali ki 35/36 sezonundan itibaren "çagliyan"a dönüsüyor.
    anlasilan o yillarda istanbul'da hiçbir sey öyle uzun boylu begenilmiyor, bugünün atlas'i 38/39 sezonunu "halk opereti", 40-42 arasini "halk sinemasi" ve 42-45 arasini "istanbul gazinosu"olarak zar zor atlatiyor.

    1945'te ise bina yenileniyor, acayip sik cila filan ve "atlas sinema ve tiyatrosu" olarak kapilarini açiyor. sonra atlas adi hiç degismiyor ancak mekan zaman içinde, mesela sibel gökçe'nin dükkaninin ya da kod müzik'in bulundugu pasaj'i kapsar haller aliyor, hali bir sürü haller içinde oluyor.

    (resad ekrem koçu'nun istanbul ansiklopedisi'nden hatirladigim kadariyla. kendimden çok fazla sey ekleyerek, saçimi süpürge yaparak, ama gerçegin dokusunu hiç zedelemeden, sevgiyle, askla, engin noyan vardi noldu ona)
  • 60'lardan 90'lara damga vuran yabancı müzisyenler öldükçe aklıma geliyor burası. sadece heavy metal kasetleri değil, rem, prince veya david bowie'nin hiçbir yerde bulunmayan kasetlerini haftalık pahasına çektirip dinlerdik.

    şimdi atlas dendiğinde aklıma sadece yunan tanrısı geliyor. fasılda oturmuş, dünya meselelerini tartışıyoruz onunla.
  • giriş katının sonunda çok güzel t-shirtler ve figürler satan mağazaya sahip olan pasaj. t-shirt almaya giderken eğer mağazadan daha önce t-shirt aldıysanız onu giyip giderseniz t-shirt fiyatını 5 lira indirebilirsiniz. ayrıca internetten 150 liraya alabileceğiniz figürler burada 400 liradır.
  • sinemasinda pek bir sey degismemis. hersey universite zamaninda biraktigim gibiydi. guzeldi havasini solumak.
  • her geçen gün orijinalliğinden bir şey daha eksilen pasaj. el yapımı gece lambaları, çerçeveler satan bir amca vardı burda, kapatmış dükkanını gitmiş. daha chaplin lambası alacaktım ben ordan.
  • istiklal'de sayıları gün geçtikçe azalmakta olan güzide mekanlardan. mutasyona uğrayarak avm'ye dönüşen atalarının yanında yer alacağı günler yakındır.
  • her gecen gun ile birlikte daha punk ve daha alter kiyafetlerin ve malzemelerin satildigi, eskisine nazaran daha imaj duskunu bir kitlenin takildigi, gereginden fazla kuru kalabaligin sirf ismi oldugu icin gittigi unlu alisveris yeri.
  • karşısında da halep pasajı vardır efendim buranın.istiklal caddesinde çok dikkat çekmeyen ama içerisinde çok ilginç şeyler satan dükkanların olduğu bir pasajdır. bir de ıssız adam filminin o meşhur son sahnesi de burada çekilmiştir. güzeldir yani.
  • ıssız adamı izlemiş olmama rağmen o pasajın neresi olduğunu recep ivedik 3 de öğrenmiş olduğum pasaj.

    not: pasaj nedir ya?!?!
  • son gördüğüme göre dükkanların 3'de birinin kapalı olduğunu gördüğüm pasaj. anlaşılan taksimin gidişatı pasajı da baya bir etkilemiş.
hesabın var mı? giriş yap