• başlık harf sınırına takılan bir durum.
    efenim, 16 şirket birinden ayrılan çalışanı diğerinin almaması üzerine anlaşma yapmışlar, rekabet kurumu da ceza kesmiş. büyük ihtimalle yazılım kadrolarını ellerinde tutamıyorlar ve çalışanı tatmin etmek yerine bu çirkef yöntemi kullanıyorlar.

    yöneticilerine sorsak serbest pazar onlar için dokunulmaz, kutsal bir kavramdır, ama iş emek pazarına gelince, tekel kurmaktan geri durmuyorlar. bir de adına centilmenlik anlaşması demiş haspalarım.

    bu yöntemlerin sonucu nedir? tabi ki nitelikli iş gücünün ülkeyi terk etmesi (bkz: türkiye'den siktir olup gitmek), nam-ı diğer, beyin göçü.

    (bkz: bilge adam)
    (bkz: çiçeksepeti)
    (bkz: d-market) (bkz: hepsiburada)
    (bkz: flo mağazacılık)
    (bkz: vodafone)
    (bkz: türk telekom)
    (bkz: zomato)
    (bkz: lc waikiki)
    (bkz: vivense)
    (bkz: tab gıda) (bkz: burger king)
    (bkz: koçsistem)
    (bkz: veripark)
    (bkz: sosyo plus) (bkz: insider) yoğun istek üzerine *
    (bkz: binovist bilişim)
    vs

    kaynak 1

    rekabet kurumu kararı

    kimi şirketler de uzlaşı ile cezaya razı olmuşlar. kaynağı aşağıya ekliyorum.

    sir thomas more'a teşekkürler

    kaynak3

    ertesi gün editi : bu entry ve başlığın gördüğü yoğun ilgi oldukça şaşırtıcı bir deneyim oldu benim için.

    şöyle ki, buna benzer bir başlığı 10 yıl önce açmış olsaydım, üç beş entry ve oylama ile konu kapanırdı. ancak bu sefer çok farklı bir durum oldu. bir yandan çalışırken bir yandan da yanıtlara yetişmekte zorlandığım bir gün geçirdim. çoğunlukla açıklayıcı, teşekkür eden, destekleyici mesajlar oldu, sağolsun suser'lar.

    bu ilgiyi, değer katan, nitelikli emek gücünün geçmiş yıllarda keyfi görece daha yerinde olup artık gerçekten bıçağın kemiğe dayandığının somut bir göstergesi olarak görüyorum. üzücü olmasının yanı sıra, benim açımdan beklenen bir durumdu da. tabi gönül, bu ve benzeri bir çok sorunun düzgün bir sendikal örgütlenme ile, iş rekabet kurumuna kalmadan, çalışanın hakkının korunduğu bir düzen içinde çözülmesini isterdi. aah bu gönül, daha neler istemezdi ki.*

    bir diğer konu da, bu gibi durumlar yıllardır hemen her sektörde gerçekleşiyordu. fakat bu sefer farklı ve benim açımdan önemli olan nokta, bu durumun devletin bir kurumu tarafından tescillenmiş ve ifşa edilmiş olması.

    trendyol konusu muallak, cezanın bu nedenle kesilip kesilmediği meçhul, bu nedenle o paragrafı bir kere daha düzenledim.

    aylar sonra editi:

    listeye yeni giren şirketler mevcutmuş, link için

    https://www.rekabet.gov.tr/…9dbee1193c80050568585c9
  • rekabet kurumunu tebrik ediyorum. çok güzel ceza kesmişler ilgili firmalara. umarım çalışanların hakkı korunmaya devam edilir.
  • tam türk işi, mafyalaşmanın adını centilmenlik anlaşması koymuşlar.
  • --- spoiler ---
    chatgpt tarafından yazılmıştır. favlarken, insan eli ürünü olduğunu düşünerek favlayan varsa kırılan kalpler için içtenlikle özür dilerim.
    --- spoiler ---

    bu tür bir durum, çalışma etiği ve çalışan hakları açısından ciddi endişelere neden olabilir. çalışma özgürlüğü ve rekabetçi bir işgücü piyasası, sağlıklı bir iş ortamının temel taşlarından biridir. verdiğiniz senaryo, çalışanların serbestçe iş değiştirmelerini engellemek amacıyla işverenler arasında bir anlaşmanın olduğunu gösteriyor gibi görünmektedir.

    çalışanların serbestçe iş değiştirebilmesi, yeni fırsatlar arayabilmesi ve yeteneklerini geliştirebilmesi, bir işgücü piyasasının verimli ve adil çalışmasının önemli bir parçasıdır. bu tür anlaşmalar, çalışanların kariyer gelişimine ve iş bulma özgürlüğüne engel olabilir. ayrıca, bu tür bir işbirliği, rekabeti ve yenilikçiliği kısıtlayabilir, çünkü çalışanların farklı işverenlere geçişleri, sektörler arasında bilgi ve deneyim transferine olanak sağlar.

    bu tür uygulamalar, rekabet hukuku ve çalışma hukuku açısından da incelenmeye değer olabilir. birçok ülkenin rekabet yasaları, rekabeti engelleyici anlaşmaları yasaklamakta ve bu tür davranışları caydırmaktadır.

    sonuç olarak, çalışanların serbestçe iş değiştirmesi ve rekabetçi bir işgücü piyasası, adil ve sağlıklı bir iş ortamının temel unsurlarıdır. bu tür anlaşmalar, çalışma özgürlüğüne ve rekabete zarar verme potansiyeli taşır ve dikkatli bir şekilde değerlendirilmesi gereken önemli bir konudur.
  • para verdikleri için kimse kimsenin elamanına göz dikmesin demişler, para vermeseler swinger partisindeymiş gibi paylaşırlar çalışanları sırayla.

    tam bir ortaçağ anlaşması.
  • rekabet kurumu çok güzel iş yapmış ellerine sağlık. bir ara da danışman (taşeron) yazılım şirketlerinin birbirleriyle aynı maaş politika anlaşması vardı. link
    bunun sonucu ne oldu acaba
  • non-compete anlaşması imzalatmak adettendir; sonuçta ticari sırlar vardır ve korunması gerekir fakat burda adam fişler gibi, birinden çıkanı diğerinde işe almamak biraz tuhaf.

    bugün arkadaşının sevgilisiyle beraber olan adamlar varken, racon neymiş, vefa neymiş... üzerler bizi üzümlü kekim.

    gidecek olan, gidiyor görüyorsunuz ki...
  • mantıklı duruyor, neden mi?

    özellikle yazılım alanında olanlar için korkutan senaryo. ya adam 500 tl fazla verince bile gidiyor kimse kusura bakmasın.
  • ne olacak ki ceza yazılsa? yazılan ceza onlar için çerez parası bile değildir. ülkenin en “kurumsal” ve en çok personeli olan şirketlerinden birinin kadın çalışanlar için anaokulu zorunluluğunu karşılamayıp cüzi cezasını ödeyerek ezelden beri idare ettiğini mesela bizzat gördüm. hepsi aynı, “amaan üç kuruş cezası neyse veririz” kafasındalar. bu “centilmenlik” anlaşmasına dahil olan lcw ceo’sunun daha dün linkedin’de açık ofisteki mütevazi masasından “samimi” paylaşımı vardı. türk iş hayatı böyle işte, hem çok kurumsal hem çok mütevazı ve samimi çok şükür.
  • centilmenliğini sikeyim. başarılı bir çalışanın bütün opsiyonları açık olmalı ve hiçbir centilmenlik leydilik lordluk anlaşmasıyla falan gizliden engellenmemeli. bilgimizi ve vaktimizi kendi irademizle kiralıyoruz. bunu engelleme girişimlerinin hepsinin ortak adı zorbalıktır, centilmenlik falan değil.
hesabın var mı? giriş yap