• --- spoiler ---

    gayette sikik bir kiralık katil filmi. klişeler vs. bir yana nicholas cage’in ne işi var orda o kalkık kaşlarıyla anlamadım. filmin başlarında sert bakıyor aha bu sefer kıvıracak galiba derken, aracı genci aşırı doz uyuşturucu ile öldürürken o kaşlar kalkıyor ve bir daha inmiyor. e haliyle sokarım böyle emrah bakışlı kiralık katile dedirtiyor. çok iğreti duruyor yahu.

    filmin başında nasıl da böyle karizma karizma insan öldürüyorum, yakayı ele vermiyor, haliyle yalnızım diye anlat sonra hiç tanımadığın sadece sokakta bir cüzdan çalarken sonrasında da bikaç kere çok az görüştüğün adamı kiralık katil olmak için eğit. ve daha bi sürü absürdlük. yazmakla zaman kaybetmiğim *

    --- spoiler ---
  • nicolas cage'in tayland'ın en kalın kaşlı kızına aşık olduğu film. bütün kızlar böyle ise orada, tez vakitte tayland'a kaçıp "kaş bıyık 5 dolar" sloganıyla bir dükkan açmak lazımdır.
  • çok aferdersiniz ağzımı bozacağım ama penis gibi bir nicolas cage filmi.film keşke başladığı gibi hep pragta devam edip bitseydi diye düşündüm film boyunca.pang brothers ın bu filmle beraber hollywood defterini de bi daha açılmamak üzere kapattığınıda not olarak düşeyim.
  • insanın içinde bangkok’a gitme isteği uyandıran film.

    http://www.resetmagazine.net/…bankok-dangerous.html
  • sıradan olmayan bir suikastçi filmine pek de rastlayamadığımız sinema tarihinde, seyre değer bir film bangkok dangerous. özellikle bangkok'un kirli ve karanlık atmosferini ışığı iyi kullanarak yakalayan film, nicolas cage'in iyi oyunuyla diğer kiralık katil filmlerinden ayrı bir yere konulmayı hakediyor. bir hırsız filminde nasıl ki esas adam çetesini toplarken yönetmen, çetedeki kişilerin maharetlerini kısa, sıradan ve etkili sahnelerle sunuyorsa, bu film de doğal olarak suikastçi filmlerine özgü sıradan sahnelere sahip. fakat önemli olan bu sahnelerin nasıl olduğudur ki bangkok dangerous, eleştirildiği kadar da kötü bir film değil. filmin en mühim eksiği ise zamanı kısıtlı kullanması. filmdeki geçişler çok hızlı; bu hızlı geçişler sahneler arasında kopukluk yaratıyor. prag'dan bangkok'a geçiş, bangkok'ta joe'nun normal şartlarda öldürmesi gerektiği kong'u, ani bir şekilde eğitme kararı alması, fon'a hemen aşık olması gibi olaylar daha yavaş süreçte gerçekleşmeliydi. bu hızlı geçişler, filmin sürükleyiciliğinin azalmasını sağlıyor. daha önce insanlarla sıcak ilişkiye girmeyen joe'nun, bangkok'ta diğer yerlere oranla birkaç kişi ile daha içli dışlı olması, onun iletişime aç biri olduğunu gösteriyor. bu nedenle pang biraderler, bu sürecin daha hızlı olması gerektiğini uygun görmüş olabillirler.
    bu eksikliklerin dışında, keyifli bir seyir sunan bangkok dangerous için, cage'in the weather man'den sonraki filmleri içinde, en iyi performansı gösterdiği filmi diyebiliriz.
  • vakit geçirmek için bile izlenemeyecek kadar kötü ve sıkıcı olan film.. ben bile böyle ünlü birilerinin oynadığı, hareketli, çerezlik filmleri seven bir insan olarak filmi sabah-öğle-akşam 3 seansta zorla bitirebildim.. ayrıca o nicolas cage ya saçları kazıtsın ya da gitsin saç ektirsin.. bu kadar olmaz artık herifin tipi resmen yordu beni film boyunca..
  • hey gidii nerde face off daki, nerde gone in 60 seconds daki nicholas cage.. ne renkli bangkok sokakları, ne de nicholas cage kurtarabilmiş filmi. zaten bütün oyuncuların (cage dahil) vasat performanslarının üzerine bu kadar kötü diyaloglar gelince korkunç sıkıcı bir film ortaya çıkmış. film boyunca ha şimdi ha az sonra heyecanlanacak, güzelleşecek diye bekledim durdum. sonunda bir baktım aaa bitmiş!

    --- spoiler ---

    araya bir de mesaj iliştiriverelim demiş yapımcılar ve demişler ki; sağır dilsizler de aşık olur ve olunurlar, taş kalpli baş karakterimizin kalbini hem sağır hem dilsiz asyalı kızımız yumuşatabilir sadece.

    --- spoiler ---
  • rezalet bir film. hani hatırlanacak tek bir sahnesi yok. macera desem değil aşk filmi desem değil hatta film bile değil. şimdiye kadar izlediğim filmlerden sahneler kesip bir film haline getirsem çok daha izlenebilir, çok daha eğlenceli bir film yapardım. tek bir güzel yanı vardı filmin o da panward hemmanee.
  • ilk seyredişimde 20. dakikada horul horul uyuya kaldığım, ikinci denememde ise dayanamayıp fast fw yöntemi ile toplam 15 dakikada bitirdiğim film olmuştur. son zamanlarda daha kötü bir film izlemedim.
  • beklentileri karşılamayan bir nicholas cage filmi. nicholas'ın hanesine bir eksi olarak geçti maalesef.

    gereğinden fazla uzun. yarım saatte kotarılabilinecek bir film için bir buçuk saatlik süre çok fazla.

    --- spoiler ---
    bir amerikalının sağır bir doğulu kıza aşık olması da artık baymış bir yaklaşım. jet li'nin, kör bir köylü kızına aşık olması* bile bundan daha iyiydi.

    müzikler yer yer kulağa hoş gelmesine rağmen çoğu zaman sıkıcı, pek durgun, film bitse de gitsek havası veriyor.
    avrupa yakası'nda burhan'ın şebekliklerinin gereğinden fazla uzatılması gibi -özellikle- suikastçımızın da son öldüreceği kişiye nişan alma sahnesi uzamış. ne öyle vurayım, vurmayayım ikilemi. vuracaksan vur, artizlik yapma. (bize iki kovalamaca izletecekler ya..)

    jean reno'nun léon'una benzeyen yanları da gözden kaçmıyor filmin. suikastçının bir çaylağı eğitmesi vs. ilki ne kadar, küçük bir kıza suikast eğitimi vermek gibi tezatlar içinde ustalık barındırıyorsa ikincisi onunla kıyaslanmayacak kadar kalitesiz bir manzara arz ediyor. belki abartmış olabilirim ama şahsi bir görüş bu: yani leon'u izlerken ne kadar zevk aldımsa bangkok dangerous'u izlerken bir o kadar sıkıldım.
    --- spoiler ---

    ve maalesef -kendisini o kadar sevmeme, oyunculuğunu pek bir takdir etmeme rağmen- nicholas'ın kendisi bile sıkılmama mani olamadı.
hesabın var mı? giriş yap