ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
4 haziran 2017 eskişehirspor göztepe maçı
-
uzun yıllar boyunca unutulmuyacak maçtır. şampiyonlar ligi finalinde bile bu kadar keyif almadığımı itiraf etmek istiyorum.
evet futbol açısından çok kaliteli bir maç değildi ama korku, gerilim, aksiyon, dram, komedi, bir hollywood filminde ne varsa bu maçta da o vardı.
madem dünya yuvarlak neden binaların tabanı düz
-
hiç tsubasa izlememiş suser beyanı.
tsubasa topu sahanın bir ucundan alıp diğer ucuna doğru koşarken dünyanın yuvarlak olduğu açıkca görülüyordu oysa ki.
bir üniversitede yaşanabilecek en dumur olaylar
-
merkez üssü bir üniversite olan dumurluk olaylar kümesidir*. bir elemanı da şöyledir; internette gezinirken denk geldim, gerçek midir nedir bilemiyorum ama bildiğim şudur ki mevzuya uygundur.
"çapa tıp fakültesinde okuyan arkadaşlarım anatomi öğretmenimiz sami zan'ın ününü bilirler. sami hoca sırf üreme organlarını kendi üslubuyla anlatan ve her dersinde 400 kişilik amfide dışarıdan gelenlerle birlikte yaklaşık 700-1000 kişiyle dolduran çok degerli bir hocamızdı... bu yazıyıyı yazarken de kendisini rahmetle anıyorum... anatomi derslerinin birinde erkek menisindeki yüksek glükoz, yani bizim bildiğimiz şekerin düzeyini anlatıyordu. o yıl liseden mezun genç bir ögrenci kız arkadaşımız el kaldırdı ve bombayı patlattı. "anladığım kadarıyla, menide çok şeker olduğunu söylüyorsunuz..", "evet aynen öyle" dedi sami hoca ve dediklerini destekleyen istatistik oranların tablosunu gösterdi. arkadaşımız gene elini kaldırıp söz istedi "o zaman tadı neden şekerli değil?.." amfide korkunç bir sessizlik oldu... ve sonra tüm amfi gök gürültüsü gibi bir kahkaha koyverdi... yüzü birden kıpkırmızı olan arkadaşımız, hızla defter ve kitaplarını topladı ve sırasından hızla fırladı. o kapıya koşarken, sami hoca çok ciddi bir yüz ve buz gibi sesle dersini sürdürdü... "şeker tadı alınamaz. çünkü şekeri duyumsayan tad alma hücreleri insanin dilinin ucundadır... gırtlak derinliğinde ise, acıyı ve ekşi tadı algılayan reseptörler bulunur... sana neşeli bir gün dilerim kızım..."
başlık içinde ara
-
sadece "ööö öö" ibaresini aratınca (tırnaklar hariç elbette) sürpriz öğütler veren sözlük eğlencesi:
aaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa
aaööööööaaaöööööööaaaaööööööaa
aööööööööaaööööööööaaööööööööa
aööaaaaööaaööaaaaööaaööaaaaööa
aööööööööaaöööööööaaaööööööööa
aööööööööaaööööööaaaaööööööööa
aööaaaaööaaööaaaööaaaööaaaaööa
aööaaaaööaaööaaaaööaaööaaaaööa
aaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa
sarhoş diyalogları
-
- olm sen yorulmussundur bırak birazda ben kullanıym arabayı
- zaten sen kullanıyosun??!!!!
medeniyetsizlik göstergesi küçük detaylar
-
(bkz: gürültü)
("ama onlar daha çocuk" savunmasıyla estirilen çocuk gürültüsü terörü, trafikte gereksiz korna gürültüsü, hele hele apartman, hastane (yatan hasta bölümleri), yurt gibi ortamlardaki vurdumduymaz gürültüler)
depremde 4 oğlunu kaybeden adamın reis yorumu
-
depremzedelere ev dağıtma töreninde anahtarı cumhurbaşkanımızın elinden alan bu baba olsun. haketmiş bunu.
erdoğan'ın abd ziyaretini yarıda kesip dönmesi
-
şimdi aslında ne oldu ?
dünyanın tanıdığı ve saygı duyduğu, muhammed ali vefat edince, bizimki bunu muazzam bir seçim malzemesi olacağını düşünerek, yancılarını da alıp amerika'ya gitti.
oradaki cenaze protokolünü delip,
cenazede kuran okumak istedi, imam kabul etmedi.
konuşma yapmak istedi, aile reddetti.
tabutun üzerine kabe'nin bir örtüsünü koymak istedi, imam kabul etmedi.
bunun üzerine 2 günlük cenaze programını daha ilk günkü törenin henüz 3-4 saatinde iptal etti.
hani cenazeye gidiyodun ? hani allah rızası içindi ? neden dönüyosun ?
senin gibilere yedir bunları.
düşünsene bunları yaptığını ? nasıl servis edilecekti dünyaya ve anadoluya.
muazzam bir seçim malzemesi.
la olm sen oradaki elin amerikalı müslümanını türk'le ya da arap'la mı karıştırdın ?
sana böyle posta koyarlar.
sen burada esip gürler, hakaret eder, sürdürür, azarlarsın ama, elin amerikalı imamı senin zincirin ötesine bile geçmene izin vermez.
bu oyunu kendi çöplüğünde oynarsın sen anca.
hadi bakiyim, başka kapıya.
belgeseli izlenmeye değer en güzel hayvan
içkiyi şeffaf poşette taşıyoruz kampanyası
-
içki olduğu anlaşılmasın diye verilen siyah poşet ile yıllardır dincinin hacının hocanın ekmeğine yağ sürüyoruz. içki tercihimizin utanılacak gizlenilecek bir şey olduğunu kendimiz de kabul etmiş duruma düşüyoruz. bence bir noktada organize olup bu muhabbeti bitirmek lazım.
dimitri payet
-
futbol kariyerine 1995 yılında saint-philippe takımında başlamış dimitri payet. ardından 2005 yılında fransa lig 1 takımlarından nantes'ın rezerv takımına giriyor. sonrasında nantes'ın rezerv takımında kendisini kısa sürede gösteriyor ve as takıma giriyor.
nantes'taki başarılı performansından sonra 10 yıl boyunca fransa'nın çeşitli takımlarında forma giyiyor payet. bunlar sırasıyla saint-etienne, lille ve marseille.
2015 yılında da premier lig takımlarından west ham'ın yolunu tutuyor.
ben izninizle 2005 yılındaki nantes macerasına geri dönmek istiyorum çünkü o sıralardaki düşük maaşlardan dolayı payet, bir mağazada part time bir işe giriyor ve kendisine bir ek gelir kapısı açıyor. üstelik bundan hiç de gocunmuyor.
2005 yılındaki bu part time mağaza çalışanı bugün euro 2016'nın açılış maçında sahanın en iyisiydi ve çok kritik bir asiste ve enfes bir gole imza attı.
son dakikada oyundan çıkarken akıttığı göz yaşlarının sebebi belki de tüm fransa'yı ayağa kaldırdıktan sonra düşündüğü ''nerden nereye'' düşüncesidir, kim bilir.