hesabın var mı? giriş yap

  • bu amk cümlesini nedense hep zenginler kuruyor. sizce de bunda bir tuhaflık yok mu? yorum sizin…

    edit: gelen yüzlerce mesaja istinaden, burada beni ikna etme, düşüncemi çürütme ya da anti tez önermeye çalışmayın özelden mesajlar atarak. ne demişim entry sonunda: “yorum sizin”.

    ayrıca, madem parayla mutlu olunmaz, o zaman sabah erkenden kalkıp eşek gibi işe gitmeyin kardeşim, oturun mutlu mutlu evlerinizde beş parasız. ne de olsa parayla mutlu olunmuyordu dimi?

    para bir amaç değil, araçtır arkadaşlar. mutluluğa açılan en büyük kapıdır. o güzel güzel yiyip içtikleriniz ve paylaştıklarınız, gezdikleriniz ve de gördükleriniz, direksiyonundan yol fotosu çektiğiniz, starbucks vs diğer kahve ve de gold rakılarınız, meşelerde dinlendirilmiş keyif viskileriniz, vs. kısacası, huzur ve mutlu olmanıza vesile olacak her şey para ile satın alınıyorsa… e o zaman..?

    son olarak, acun üzerinden gidelim hadi! adam tadılabilecek neredeyse tüm dünyevi şeyleri tatmış, her yeri gezmiş, yaşı kaç olmasına rağmen (toplumda aslında sıradan biri yaptığında ayıplanacak) kızları yaşında kadınlarla takılan, jeti, yatı, katı, özel tv'si, ingiltere ve de iskoçya'da futbol kulübü vs olan bir adam kusura bakmayın da parayla mutlu olunmaz demesin!

    bana laf anlatmaya çalışmayın, yazın başlığın altına düşüncenizi, insanları ikna edin de beni favlayacaklarına sizi favlasınlar, kapiş..?

    ekstra edit: ve de sonun sonu olarak, parayla mutlu olunmuyor diyip de fakirliğe dönen bi zengin gösterdiğiniz gün ben de bu entry'imi düzeltip özür dileyeceğim! çünkü o güçten, istediğini kolayca elde edebilmekten ve o kadar maldan vaz geçmek hiçbir babayiğidin harcı değildir!

    saygılar…

  • insanın temel yanılgılarından birisidir. sıklıkla bu tuzağa düşeriz. en basitinden sinek öldürme hususunda yaşanır bu. sineğin bir yere konmasını bekleyip tepesine gazete indirerek öldürmek isteriz. tipik bir amtropomorfist bir eylemdir bu. sineğin gözleri kafasının üzerindedir. ama bizler insandan yola çıkarak sineği düşündüğümüz için, onun da gözlerinin bizimkiler gibi önde olduğunu sanırız. sonuç itibariyle bu eylemde başarı oranı düşüktür. çünkü sinek uçar. insanbilimcilik değil, insanbiçimciliktir doğrusu.

  • çoğunluk haberi okumadan yorum yapmış ve asıl değinilmesi gereken nokta es geçilmiş. o noktadan önce bir kullanıcı olarak görüşlerimden bahsedeyim.

    glovo'nun, türkiye'de faaliyet göstermeye başladığı ilk iki noktadan birinde yaşıyorum.* ilk geldiği zamandan beri de kullanıyor(d)um. az önce baktım, toplam 62 sipariş vermişim. birkaçı hariç hiç sorun yaşamadım, teslimat süreleri iyiydi. harita üzerinden siparişi takip edebilmek de ekstrası. kuryesi olmadığı için normalde sipariş veremediğim yerlerden yemek söyleme imkanım da oldu, yemeksepeti'nde minimum sepet tutarı yüksek olduğu için eskiden söylemediğim yerlerden de. kısacası kendilerinin yani rekabetin çok faydasını gördüm. yalnız geçenlerde girdiğimde restorandan yemek getirme ücreti almaya başladıklarını gördüm ve direkt kapattım.* eğer bunda ısrarcı olurlarsa yakında ülkeden çıkarlar diye düşünmüştüm. şu an bakınca, zaten çıkacakları için işleri azaltmak amacıyla mı böyle bir şey yaptılar diye de düşünmedim değil. bu arada, başlıkta genelde olumsuz deneyimlerden ve marka bilinirliğinin düşük olmasından bahsedilmiş ama bence iyi başlamışlardı, doğru stratejilerle devamını da getirebilirlerdi.

    -ee başarısız olmadılarsa neden çıkıyorlar?
    +habere bakıyoruz. sadece türkiye değil "aralarında türkiye'nin de olduğu mısır, uruguay ve porto riko gibi ülkelerde devam ettiği operasyonlarını bitirme kararı aldığını" görüyoruz.
    -sebep?
    +"glovo'nun pazar liderliği elde etmek istediği diğer pazarlara odaklanması ve enerjisini kısa dönemde kârlılığa erişebileceği bölgelere kaydırma stratejisi olarak açıklandı."

    kilit nokta: karlılık. startup dünyasındaki gelişmeleri takip edenlerin yakından bileceği üzere şu an en büyük trend büyümeden karlılığa geçiş. yakın zamana kadar çılgın bir büyüme trendi vardı. softbank gibi büyük yatırımcıların yatırımlarıyla balon gibi şişen girişimler*** büyük zararlar ederek agresif bir şekilde büyüme stratejisi uyguluyorlardı. bunun sürdürülebilir olmadığı fark edildi tabi. bunda ibretlik wework olayının da büyük payı var.

    okumak isteyenler için büyüme vs karlılık üzerine hepsi son birkaç ayda çıkmış olan birkaç haber paylaşayım:
    -https://www.nytimes.com/…valley-startup-profit.html
    -https://www.wsj.com/…its-over-discounts-11577452831
    -https://www.wired.co.uk/…e/fintech-growth-vs-profit

    birkaç şirket üzerinden de bakalım olaya:
    -öncelikle, ilk etapta 2400 kişiyi işten çıkaran wework: https://www.bloomberg.com/…th-executives-tell-staff
    -elektrikli scooter girişimi martı'nın ağababası olan lime'a bakıyoruz, çalışanların %14'ünü kovup 12 pazardan çıkma kararı almışlar. sebep karlılığa geçiş: https://www.theverge.com/…f-shuting-down-12-markets

    ***bunun da değerlemelerde nasıl bir balon olduğunu göstermesi açısından güzel bir örnek olduğunu düşünüyorum. robot pizza startup'ının 4 milyar dolarlık değerlemeye ulaşması
    sonrası mı? çalışanların %80'ini kovmak ve masrafları azaltmaya çalışmak

    özetlemek gerekirse, glovo ve türkiye'ye özel bir olay değil. çıkma sebebi de kesin olarak başarısız olmaları değil. bu işler zaman ve para istiyor. yemeksepeti, getir, istegelsin vb. şirketlerin varlığıyla rekabetin yüksek olduğu yerde başarılı olmak için daha fazla zarar etmek istememişler, onun yerine kısa vadede başarılı olma ihtimalleri daha yüksek olan pazarlarda karlı olmaya odaklanacaklar. kalsalardı başarılı olacaklar mıydı görecektik.

  • ucuzunu almayın ne çıkacağı belli olmuyor. ailem almış yaklaşık bir litre. üzerinde leylak yazıyor ama bildiğin misk yağı kokuyor. kendimi günahsız hissediyorum şu an.

  • ünlü ''güldürü ustası'' atalay demirci'nin bir isteği.

    aman dikkat et sevgili atalay, gülerken sandalyeden düşmesin. kafalar aynı çalışıyor sonuçta, bütün esprilerini anında algılar.

  • başlık: başbakan şarap içmek yerine üzüm yiyin diyor

    entry: o halde polis de göstericilere biber gazı sıkmasın biber atsın amk.

  • yarı doğulu mistisizmden bıkmayan, senariste her şekilde baskı kuran, sanki televole dünyasındaymışız gibi hala "halk bunu istiyor" diyerek iş yapan, kendine çöpte yer bulmak konusunda başarılı, vasatı öven, kendi ülkesinden başka diziyi acaba hangi az gelişmiş ülkeye satarım diye düşünen, toplantıda oyuncuların insta takipçisi kaç diye öğrenmek isteyen, ülke sınırını geçtim global anlamda da rezil olmayı madalya kabul etmiş, sadece "büyük" hikaye peşinde olup küçük dünyalar kuran ve tüm parayı onun bunun palazlandırmasıyla bir yerlere gelmiş vasat oyuncuların maldivler tatilini finanse etmek için ayıran yapımcıların bize dayattığı son eser.