ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
kredi kartı limiti
-
allah kimseyi kredi kartı harcama ve limitinin ekran görüntüsünü koyacak kadar düşürmesin.
amin.
tanım: ilginç bir şekilde şovu yapılan limit.
iphone 14 pro
-
üst edit: apple.de'den telefonu satın alırken adres kısmında ülke seçeneğinde almanya dışında bir ülke seçemiyorsunuz. sistem izin vermiyor. ben satın alırken de böyleydi ve ben adresimi türkiye adresi olarak yazmış, sadece ülke kısmını almanya olarak bırakmıştım ve bir sorun olmamıştı. fakat sanırım artık gümrük polisi bu şekildeki faturalara damga vurmuyormuş. birkaç kişiden duydum bu sorunu. benim satın aldığım dönemde gümrük polisi pek dikkat etmiyordu sanırım, artık ediyor olabilir. herkesi bilgilendirmek isterim.
almanya apple'dan online olarak satın alıp sonra apple store'dan teslim alacak olanlar için vergi iadesi adımlarını teker teker aşağıda yazıyorum. aslında çok kolay, globalblue ile vergi iadesi almaktan bile çok daha kolay ve hızlı. ama apple almanya ısrarla ingilizce müşteri hizmetleri sağlamadığı için ben biraz uğraştım.
siz de uğraşmayın diye amme hizmeti olarak yardımcı olayım isterim;
1- telefonu online satın aldıktan sonra e-mail adresinize gelecek olan faturayı (rechnung) almanya'da kesinlikle print almanız gerekiyor.
2- almanya'dan çıkışta gümrük (zoll) polisine faturayı damgalatıyorsunuz. bu sırada gümrük polisi fatura üzerindeki imei numaralarını telefonun kutusunda yazan imei numaraları ile eşleştiriyor. yani telefonu da fatura ile birlikte polise göstermeniz gerekiyor. (ben telefonu henüz kullanmamıştım, kapalı kutusundaydı, polis imei numaralarını kutudan kontrol etti.) berlin havaalanındaki gümrük polisi, pasaport kontrolden geçtikten sonra duty free'lere gelmeden solda ufacık bir odada bulunuyor.
3- bu noktadan sonra artık zaten türkiye'desiniz.
vat.refunds@apple.com email adresine aşağıdaki belgeleri taratıp gönderiyorsunuz;
- gümrükte damgalattığınız fatura (rechnung),
- pasaportunuzun ilk sayfası,
- pasaportunuzun almanya'ya ve türkiye'ye giriş çıkış mühürleri
- türkiye'de ikamet ettiğinizi gösterir belgeler (ben e-devletten aldığım adres belgesini ve doğalgaz faturasını ekledim)
2 iş günü sonra yapmış olduğunuz harcamanın miktarına göre %19'a kadarı, telefonu alırken ödemeyi yapmış olduğunuz karta apple tarafından iade ediliyor. örneğin ben 1299 euro'luk bir telefon aldım ve 207 eurosu kartıma iade edildi.
cillop.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------
sıkça sorulan sorular;
1- yukarıdaki prosedür sadece online alımlar için mi? fiziksel olarak mağazadan aldığımda da aynı adımları mı takip edeceğim?
- yukarıdaki adımların online alışverişte birebir çalıştığını deneyimledim. ama fiziksel olarak mağazadan aldığınızda mağazada ek olarak bir vergi iadesi formunu da doldurtmanız gerekebilir. lütfen fiziksel alışveriş yaparken yetkili kişiye bunu sorun. o form olmadan vergi iadesi alamazsınız.
2- bir kişi birden fazla telefon getirebilir mi?
- bilmiyorum. yanlış bilgi vermek istemem ama bildiğim kadarıyla yabancı ülkeden çıkarken sorun olmuyor ama türk gümrük mevzuatı uyarınca türkiye'ye girişte sıkıntı çıkabiliyor. bu konuda bir şey demek istemiyorum. kendiniz araştırın.
3- vergi iadesi oranı %19 mu?
- alışveriş miktarına göre değişiyor ve %19 maksimum oran sanırım. ben 1299 euroluk telefon aldım ve 207 eurosu iade edildi.
4- her üründe geçerli mi? sadece telefonlarda mı?
- her üründe geçerli arkadaşlar. bu vergi iadesi olayı tüm dünyada geçerli gümrük mevzuatlarından doğar. yabancılar da türkiye'de alışveriş yaptıktan sonra türkiye'den çıkışta vergi iadesi alıyorlar. 50 euronun üzerinde kazak da alsanız ayakkabı da alsanız doğru prosedürle vergi iadesi alabilirsiniz. (her ürün dedim ama bazı istisnalar varmış. araba yedek parçası bunlardan biri mesela.)
ilginç sevgili diyalogları
-
kız: askım bana benı sevdıgını soyle,sonra ondan daha guzel bısey soyle..
oglan: seni seviyorum..hmmm..karpuz!
uzun boylu kızlar
-
hiç sevmem.
(böylece küçük bir yüzdeyi riske ederek, büyük bir yüzdenin sempatisini kazanmış oluyorum)
tekstil cenneti olup ünlü marka çıkaramayan ülke
-
biraz tarih:
cumhuriyetin ilan edildigi zamanlarda en buyuk ithalat kalemi tekstil idi (sanirim %26).devlet uc beyazi halletmeye koyuldu: un, seker ve patiska (amerikan bezi). zamanla ulkenin en parlak beyinleri sumerbank bursu ile yurtdisina yollandi, tekstil muhendisligi ve ilgili mugendisliklerde okumak uzere.
bu parlak beyinler turk tekstil sanayiini rakip (ve gorece daha az zeki insanlarin yonettigi) ulkelere gore daha ust konuma tasidi. altinyildiz gibi fabrikalar kendi alanlarinda en iyi urunleri uretti, coats turkiye 65.000 kisinin calistigi coats plc bunyesinde parlayan yildiz oldu. genc bir muhendis olarak altinyildiz'da calismaya basladigimda genel mudur manchester'den doc.dr.kemal varol, fabrika muduru purdue+iowa'dan metin ozbey idi, geri kalanlar da hepsi parlak beyinler. en zayiflar bogazici mezunu cem boyner'in arkadaslari, hesap et iste.
sonra mehmet simsek gibi "tekstilden cikalim" diyen ibibikler, her buldugu apartmana tekstil muhendisligi bolumu acan kerkenezler turedi, tekstilde baz olusmus, tam marka olmaya yonelmisken iyi adamlarin hepsi sektorden cekilip baska dallara kaydi veya yurtdisina gitti. meydan da 1 matematik neti ile muhendislik okuyan adiyaman, tokat mezunlarina kaldi.
turkler 1970-2020 arasinda dizayn olarak cok ust olmasa da kumas ve dikis kalitesi olarak cok iyi urunleri cok uygun fiyatlara aldi ama o devir artik sona eriyor. kimse tekstil (konfeksiyon degil tekstil) fabrikasi kurmuyor, basarili ogrenciler odtu makina, itu makina'nin onune tekstil tercihi yapmiyor, yeni mezunlar bizlerin tecrube ettigi oxford-cambridge mezunu (bkz: david j. williamson) (bkz: simon nicholas greenwood) ile calisamiyor. en sanslilari bile ancak bursali, denizlili bir patrona sahip olabilir, en sanslilari o da.
ulkede dizayn-mimari kismi zaten sifirdi, bir gelisme yok, teknik ve idari acidan arayi kapatacak insanlar da kustu gitti mehmet simsek, ali babacan gibi tipler yuzunden. ara ki tekstilde ust seviye insan bulasin artik.
not:eskiden tekstil simdi bakırspor
canlı yayında sinir krizi geçiren ateist kadın
-
sinir krizi içermeyen video.
sakarya'da yaşanan nişanlı vahşeti
-
"mümin çiftçi, küpçüler mahallesi’ne geldiğinde, kırmızı ışıkta duran araç sürücüsü resul ankıt’ın (26) yavaş kalkış yapmasına sinirlendi. aracından inen mümin çiftçi, resul ankıt ve yanındaki davut bilgin’e (29) silahla ateş etti. resul ankıt olay yerinde, davut bilgin ise kaldırıldığı sakarya üniversitesi eğitim ve araştırma hastanesi’nde yaşamını yitirdi."
oğlum bu şaka mı? gta mı lan bu? adam kırmızı da yavaş kalktı diye 2 kişiyi öldürüyor biz nasıl ruh hastalarıyla yaşıyoruz? biz harbiden iyi hayatta kalıyoruz bu ülkede.
tanım: ruh hastasının harman olduğu memlekette yaşanmış olay.
#ahlaksızkılıçtaroğlu
güzin abla cevapları
-
izmirden m.t. soruyor: ben 38 yasinda, kimya ögretmeni bir
genç bayanim.
üç ay kadar önce kismetim açildi ve iyi niyetli bir gençle tanistim.
gecen hafta da nisanlandik. mutluluktan uçuyordum ki dun
laboratuarda korkunç bir sey kesfettim.
nisanlimin bana aldigi yüzügü denemek için civaya
attim, ve maalesef yüzdü. halbuki saf altinin
ozgul agirligi civaninkinden fazla, batmasi gerekirdi.
demek bana aldigi yüzük saf altin degil, öyleyse
sevgisi de saf olamaz. simdi ben bu civayi
nisanlimin yemegine koyup bu isi bitirmeyi
düsünüyorum, ne dersiniz?
güzin abla: arsimet'in hayatina her
yönüyle vakif oldugunuz anlasiliyor. yalniz yüzey
gerilimini hesaba katmamissiniz, civanin yüzey
gerilimi suyunkinden çok daha fazladir, böylece
kendinden agir cisimleri de kaldirabilir, çünkü o
cisim batarken ortaya çikartacagi yüzey için
harcamasi gereken enerji, kendi potansiyel
enerjisinden fazla olabilir. ayrica civanin saf
olmama ihtimali de var, o yüzden ani kararlar
vermeyin derim.
emekliyim perişanım oyum ak partiye
-
valla ata'm sana hayranlığım her gün biraz daha artıyor. bu halkla 7 düvele karşı vallahi büyük adammışsın. nur içinde yat.
köpek
-
köpeğimiz asla tut getir oyununu öğrenemedi. attığımız şeyi yakalıyor ama bize getirmiyor. tam tersine alıp kaçıyor bizim onu kovalamamızı istiyor. "getir!" diyorsun getirmiyor. "gel!" diyorsun attığın topu bırakıp geliyor. biz de "herhalde aptal biraz ondan" diye düşünüyorduk.
aptal olduğunu düşünmemizin bir diğer sebebi de topunu sürekli tv sehpasının altına kaçırması. sürekli salonda tv sehpasının orada oynuyor ve illa ki bir noktada top sehpanın altına kaçıyor. sonra başlıyor ağlamaya. biz de mecburen her seferinde işimizi bırakıp gidip topu çıkarıp ona geri veriyoruz. ama üzülüyoruz tabi bir yandan "ne kadar aptal köpeğimiz var şunun sehpa altına kaçacağını öğrenemedi" diye.
bugün fark ettim ki köpek bizle tut getir oynuyo lan. o topu atıyo biz getiriyoruz. bunu da bir tek top sehpa altına kaçtığında yaptığımızdan bilerek hep orada oynuyor. biraz oynar gibi yapıp topu ittiriveriyo sehpa altına. sonra iki üç ağlama sonrası biz getiriyoruz. resmen bizim ona öğretemediğimiz şeyi o bize öğretti. sadece tut getir de öğretmedi bir şey nasıl öğretilir konusunda iyi de bir ders verdi şerefsiz köpek.
şimdi kendimi baya aptal hissediyorum. adi köpek.
pipiyi belli eden eşofman giymek
-
erkek istediğini giyer, istediği gibi yürür.
sen bak-ma-ya-cak-sın. bu kadar basit.
edit: umarım ironiden anlamayan nesil başıma üşüşmez. korkuyorum sözlük.
ya evlenelim ya da ben ayrılmak istiyorum
-
(bkz: ya istiklal ya ölüm)