hesabın var mı? giriş yap

  • hollandacanın yapısı ve oluşma süreci

    hollandaca, hint-avrupa dil ailesinin germen dilleri grubundan bir dil olan felemenkçenin lehçelerinden biridir. felemenkçenin belçika'da konuşulan lehçesine flamanca, hollanda'da konuşulanına ise hollandaca denir. hollandacanın, diğer felemenk lehçeleri arasında ses, yapı ve sözdizimi yönlerinden farklılıkları vardır fakat flamanca ve hollandaca lehçeleri arasındaki fark ingiliz ingilizcesi ile abd ingilizcesi arasındaki fark kadar kabul edilir. felemenkçe, ingilizce ve almanca ile aynı dil grubunda olduğundan ve bu dillere benzediğinden ötürü bu dilleri bilen kişiler tarafından daha kolay öğrenilir. dünyada yaklaşık 24 milyon insanın anadil olarak hollandaca konuştuğu tahmin ediliyor.

    bu arada hemen şu ayrımı burada vermek istiyorum ki kafa karışıklıklarına neden olmasın; türkçede hollanda dediğimiz ülke igilizcede netherlands olarak geçer çünkü netherlands 12 eyaletten oluşan ülkenin gerçek adıdır. hollanda'yı ise adları noord ve zuid-holland olan iki eyalet oluşturur. ancak tüm dünyada hollanda (holland) deyince genellikle hollanda'nın tamamı kastedilir ve öyle anlaşılır.

    bilinen en eski hollandaca yazı, oxford’da saklanan 1075 yılına ait olan bir yazıdır ve kaynağa göre hollanda dili’nin tarihi yaklaşık 1200 yılından başlar. bazı dilbilimciler; ingilizce, hollandaca, frizce ve almanca’nın önceleri aynı dil olduğunu düşünürler; bu dört dile ise batı germence denir ve bu dillerden almanca ve hollandaca’nın akraba dil olduğu söylenir.

    hollandacanın tarihine bakarsak; 1200 yılından önceki dönem eski hollandaca, 1200-1500 yılları arasında orta hollandaca, 1500 yılından sonraki dönem ise yeni hollandaca olmak üzere üçe ayırılıyor. 1200 yılından önce hollandaca konuşuluyorsa da yazı dili latincedir zaten. yalnız, 13. yy'da insanlar bazı şehirlerde latince değil, kendi konuştukları dil ile yazmaya başlıyorlar ve kanunlar, sözleşmeler de hollandaca olarak yazılıyor.

    on altıncı yüzyılda holland lehçesi örnek dil oluyor. lehçelerin ortak adı olan “dietsch” ya da “duutsch” sözcükleri, “nederduytsch” ve “nederlandsch” olarak değişmeye başlıyor. tabii ki, ortak bir yazı dilinin oluşmasında matbaanın keşfinin payı çok büyük. on yedinci yüzyıl hollandacasının giderek günümüz hollandacasına benzemeye başladığı fark edilir ki on sekizinci yüzyılda da iyi bir yazı dilinin oluşturulması için iyi çalışılmıştır ve bu yüzyılda insanlar dile daha eleştirel bakmaya başlar. ölçünlü yani standart konuşma dilini ifade eden terim “algemeen beschaafd nederlands” 1890 ve 1900 yılları arasında ortaya çıkar. 1947 yılında ise hollanda yazım kuralları kanunlaşır.

    hollandaca öğrenmek kolay mıdır?

    hollanda'da çok fazla türk yaşamaktadır ki sayıları beş yüz bine yaklaşır günümüz itibariyle. hollandacanın dahil olduğu felemenkçe dili, ingilizce ve almanca ile aynı dil grubunda olduğundan ve diller arası benzerlikler olduğundan ötürü bu dilleri bilen kişiler tarafından daha kolay bir şekilde öğrenilir. yani; ingilizcesi veya almancası daha iyi olan bir türk'ün hollandaca öğrenmesi daha kolay olacaktır. yalnız; eğitimini hollanda'da almış olan insanlar ingilizceyi de kolayca konuşmasından kaynaklı ingilizce bilen biri ile ingilizce konuşmayı tercih edeceklerdir.

    ingilizce bilen biri için nasıl kolay olabileceğini bir örnekle gösterirsek;

    ''my home is not isolated against the cold'' (ingilizce)
    ''mijn huis is niet geïsoleerd tegen de kou'' (hollandaca)

    gördüğünüz gibi dillerdeki benzerlik direkt göze çarpar.

    hollandaca öğrenmek istiyorum derseniz en iyi ücretsiz kaynaklar; duolingo ve memrise

    yararlanılan kaynaklar; 1, 2

    edit: imla

  • uykuluk hayvanların timus bezlerinin, mutfak dilinde ki adidir. timus bezi bademciğin biraz altında, bulunur ama benzer bobrek ustu bezleri de araya karistirilmaktadir. vucuda dis mihraklar ile nasil savasilacagini ogretip sonra yavasca yok olur, o yuzden koyun degil kuzularda daha buyuk ve daha lezzetli olur. sutluce 90'lara kadar istanbul mezbahanelerini barindirdigi icin, buraya gelip giden alicilarin ve iscilerin ayakustu yedigi bir lezzet olarak burada unlenmistir, yani aslinda en degerli yeridir, kimlerin tercih ettigine bakacak olursak. nedense sadece bizde yeniryormus algisi vardir ama ingilizce 'sweetbread', fransizca 'le ris de veau' ozellikle fransiz mutfaginda cok onemli bir yer kaplar. her hayvanda bulunsa da en lezzetlisi 2 yasini gecmemis erkek kuzularda bulunur.

    artik adam gibi yapan ne yazik ki kalmadi, cok populer oldu. ciğ almak ise imkansiz oldu zira restaurantlar, lokantalar ve tezgahlar bundan 1 yil sonra kesilecek kuzuyu bile ayirmis bulunmaktalar. dana ise ancak cok cok iyi teknik ile harmanlanirsa bir seye benzer, oyle izgaraya atip ekmek arasina koyarsaniz, uykuluktan nefret edersiniz.

  • en önemli kuralı şudur: sevdigin mesleği yap. işini sevmiyorsan bırak ve sevebileceğin bir iş bul kendine.
    * gün içerisinde ne kadar arazi olursan ol, i$e asla ama asla geç kalma ve i$ten asla ama asla ilk cıkan da sen olma.
    * işini ne kadar iyi yaparsan yap mutlaka etrafında seni çekemeyenler olacaktır. ilk ba$larda yüzüne güleceklerdir, sakın kahramanlık yapma, kimseyi kar$ına alma.
    *ne olursa olsun, yerden göge kadar haklı da olsan, yönetim kadrosundan birine topluluk içinde hoşuna gitmeyecek davranı$larda bulunma.
    *dünyanın en mükemmel çalı$anı sen degilsin, her işe elinde tuz ile atlama. sadece yanındakilerle iyi geçin. ortaya nifak tohumlari ekme yeter.
    * herzaman $ık giyin, elin yüzün düzgün olsun. .

    * torpille gelenlere sinir oldugunu asla belli etme. ya da belli et için rahat edecekse. nasılsa bir işe yaramayacak.
    * herşeyi akı$ına bırak. gereksiz yere strese girmekten çekin. işin tadını cıkarmaya bak
    * i$yerinde yeniysen seni başkaları ile * mukayese edeceklerdir. senden daha fazla çalıştıgını ve i$inde çok iyi oldugunu söyleyeceklerdir. sakın inanma senden önceki muhtemelen hiçbir i$e yaramayan salağın tekidir . gidişine çok sevinmişlerdir ama seni de gaza getirmekten çekinmezler. sakın benim için de iyi dü$ünsünler diye kendini hırpalama. bildigin i$ini yap.

  • temel, hac farizasını yerine getirmek üzere eşi fadime'yi de yanına katıp kabe'ye gitmiş.

    sıra şeytan taşlamaya gelince fadime kocaman taşları alıp iblise fırlatıyor. her seferinde daha büyük bir hınçla koca koca taşları alıyor, "kör gözüne şeytan" diyerek fırlattıkça fırlatıyor.

    elinde taş kalmayınca ayakabısına eğilip çıkarıyor.

    tam fırlatacakken temel yetişip kolundan tutuyor ve sinirli bir şekilde, "sen ne yapıyorsun?" diye soruyor.

    panikleyen fadime, "şeytan taşlıyorum ne yapacağım?" diyebiliyor ancak.

    aldığı cevaptan tatmin olmayan temel iyice hiddetleniyor: "ula manyak mısın kadın? sen bunun kim olduğunu biliyor musun?"

    fadime, "kim olacak şeytan iştee" deyince önce "ya sabır" çekiyor, sonra hafiften kulağına eğilip akıl vermeye başlıyor:

    "ula gözünü seveyim beni çıldırtma! taşladığın şeytan bir zamanlar allah'ın en sevgili meleğiymiş. yarın onların arası düzelir, biz kötü oluruz. sen her ihtimale karşı taşları ölçülü at!"

    ...................

    belki daha önce burada yazılmış bir fıkra olabilir ama çalıştığım kurumda 15 temmuz darbe girişimi sonrası fetöcü olduğu için khk ile atılan vatandaşların bir bir geri döndüğünü ve çalışmadığı döneme ait maaşları da faiziyle aldığını görünce (ki kendileri net fetöcüydü) bu fıkrayı bir anımsamak, anımsatmak istedim. hatta dur bununla ilgili bir de başlık açayım.

    (bkz: fetöcülerin memuriyetlerine bir bir geri dönmesi)

  • - "oyunu kime vereceksin" dedi
    + "hırsız vatan haini olmayana" dedim
    - "nedir bu akp düşmanlığınız" dedi
    + halbuki ben isim telafuz etmemiştim.

  • ilginç bir gelişme. kesin teknik bir hata olmuştur. yoksa bilen bilir ki yurtiçi kargo'nun ticari stratejisi müşterilerini evde bulamama üzerine kurulmuştur.

  • vallahi helal olsun
    sportif rezaletler bir tarafa, uzun zaman sonra yonetim hakkinda helal olsun deyip gururlanmami saglayan bir aciklamadir.

    diger kuluplerden de benzer aciklamalar gelmesini umuyorum

  • (bkz: lord eddard stark)

    ıhlamur marmara, batı karadeniz, orta toroslar ve kuzey anadolu'da yayılış gösterir. özellikle kuzey ve batı bölgelerimizdeki ormanlarda rastlanan sık dallı, geniş tepeli ağaçlardır.

    boyları 20-30 m'ye kadar ulaşabilir. büyüklüğü 5-10 cm arasında değişen yaprakları genellikle yürek şeklinde ve çarpık, kenarları dişli ve uzun saplıdır. sarkık çiçek demetleri sarımsı bir renge ve karakteristik bir kokuya sahiptir. çok geç açan bu çiçekler (haziran-temmuz) kurutularak çay gibi içilir.

  • napacan, italya'dan lamborghini ithal edip ona mı binecen?

    düzeltme: lamborghini de volkswagen'e aitmiş. al işte ona da binemeyeceksiniz; deveye geri dönersiniz artık.

  • markette satılan tavuk yerine özgür gezen köy tavuğu yenilmesi gerektiği yazılmış kitapta. nerden bulacağız özgür, cool, hipster tavukları, ha onu dememiş.