hesabın var mı? giriş yap

  • bugun dinledim hikayesini de pek iclendim, sizlere de aktarmadan gecemeyecegim. dedikleri gibi genc anne henry viii'in karisidir. hem de ikinci karisi.

    kralimizin ilk karisi 30 yila yakin zaman icinde 8 dogum yapip sadece 1 kiz cocugunun hayatta kalmasi yuzunden henry tarafindan rafa kaldirilmak istenmektedir. nitekim tahta bir varis gerekmektedir! kralimiz bu esnada beline kadar uzanan kuzguni siyah saclariyla, o tarihte pek gorulmeyen kendinden emin edasiyla, daha 20'lerine yeni baslayan, guzel anne boleyn'i gorunce hemen zamanin seyh'ul-islam'ina (yok bu olmadi, neyse siz anladiniz) basvurup bosanmak icin izin ister. ne var ki bu sebepten papaz efendiyle papaz olurlar. kati din adami bu bosanma icin gecerli bir sebep goremez.

    bu esnada bizim isini bilen anne de krala "evlenip beni kralice yapmadan koklatmam" demektedir. kral, azimli adammis, tam 6 yil bosanmak icin ugrasir. en sonunda bir takim firildaklar cevirerek anne ile gizlice evlenir. bu evlilik aninda anne de 4 aylik hamiledir! hahaha... 6 yil koca ingiltere kralina kim dayanir yahu!

    netice itibariyle 3 yil suren evliliklerinde yapilan 3 dogumdan hayatta sadece sonradan ingiltere'nin en sevilen kralicesi olan elizabeth (i) hayatta kalir. 3 yilin sonunda baska bir guzele gonlunu kaptiran kral, kendisine soz verdigi erkek varisi veremeyen genc karisini ortadan kaldirmak icin bahane aramaya baslar.

    kralin cok sebep aramasina gerek kalmaz, anne'in dusmanlari kisa surede gerekli bahaneleri bulurlar. guzel anne, krali aldatmak ve buyuculuk yapmaktan suclu bulunarak london tower'a kapatilir. kisa sure sonra da fransiz bir cellat tarafindan avluda 5 ft. uzunlugunda bir kilicla kafasi ucurulmak suretiyle idam edilir.

    cellat neden fransizdir ve neden ingilizlerde balta gelenegi olmasina ragmen kilic kullanilmistir? su yuzden. genc anne, olmesi icin sunulan iki secenekten diri diri yakilmak secenegini zaten aninda elemistir. ikinci secenek olan balta ile kelleyi ucurmak yontemi ise cogunlukla beceriksiz cellatlar veya yetersiz baltalar yuzunden cok acili bir olum olmaktadir. kim kafasinin bir yerine birkac darbede koparilmasini ister ki? bu yuzden anne hala kocasi olan henry'ye bir mektup yazarak olumunun fransiz bir cellat tarafindan, kilicla gerceklestirilmesini istemistir. tabi ki anlayisli kocasi henry onun bu istegini geri cevirmemis, olumunun en acisiz sekilde gelmesine calismistir.

    oyle ki fransiz cellada bu isi karisini sasirtarak, hic beklemedigi bir anda yapmasi talimatini vermistir. cellat da cingoz bir planla, idamda hazir bulunanlardan bir bayani diz cokmus dua etmekte olan kraliceyi cagirarak dikkatini baska yone cekmesi icin ayarlamistir. birden kendisine seslenilen anne o yone donmusken cellat arkadan hizla yaklasir ve kralicenin kafasini bir hamlede ucurur. olay o kadar hizli olmustur ki, cellat kralicenin kafasini yerden alip yuksege kaldirdiginda anne'in gozlerinin hala acik ve dudaklarinin hala duasini okuyor oldugu bircok farkli kayda gecmistir. elbette o zaman bu vucut fonksiyonlarina degil, buyuculuge baglanarak anne'in suclu oldugu bir kez daha ilan edilmistir! oysa ki su anda tum ingilizler tarihi belgelere dayanarak anne boleyn'in sucsuz olduguna inanmaktadir. bize de bu entry'yi buraya kadar okuyan tum tarihsever sozlukculere opucuklerimizi yollamak kalmistir.

  • norveç'in kuzeyindeki adalar
    kimyadaydı sanırım kovalent bağlar
    içimde bir hasretlik, yüreğim kan ağlar
    niye gittin klaas-jan huntelaar

  • sıradışı bir araştırma örneği. entry sahibine olumsuz laf söyleyen taş olur. her insanın yapabileceği bir iş değil. araştırma var, sonuçlardan anlam üretme var, bağlantı kurma var. aklına, emeğine sağlık yazar kardeşim. inşallah araştırman ahmet hakan veya tayfası tarafından çalınmaz ve yılın araştırmacı gazetecilik ödülünü alırsın. ne olursa olsun cüneyt özdemir’den iyi araştırmacısın.

  • - yemeğe gidelim mi?

    - ok. gdlm. nry?

    - bilmem... pizza yemeye gidelim istersen...

    - byk by?

    - büyük boy yiyelim tamam... ben ısmarlıyorum.

    - spr... cnmsn...

    - sen de benim canımsın...

    - cok svyrm seni:)

    - ben de seni çok seviyorum...

    - brzdn gdlm?

    - birazdan gidelim tamam. yalnız mesaj atma artık bak rica ediyorum... yanındayım işte... bana söyle ne söyleceksen...

    - özr dlmrm...alşknlk:(((

    - ben ayrılmak istiyorum artık dayanamayacağım...

    - ndn?:(

    - allam çıldırıcam...

  • damadın çok gereksiz bir tepki verdiği görüntü. madem o noktaya geldin sabredeceksin. bilemiyorum ama sanırım pasta imzalar atıldıktan sonra yeniyorsa gelinin " evet" pişmanlığı inanılmaz büyük olmalı

  • kesinlikle budur

    debe editi: biliyorum debe editi konusunda çok rahatsızsınız ama mecburum bunu yapmaya.

    iki gün önce balkonumuzda yavru bir serçe bulduk. yağmurdan ıslanmış. sanırım çatıdaki yuvadan atılmış. yeni yeni uçma antrenmanları yapıyor. aldık bir kutuya koyduk. dinlendi kendine geldi. kurudu. çok fazla yemese de kedi maması, bulgur şeklinde bir karışım yapıp bu karışımı sulandırarak iyice ezdik. sonra şırınga ile besledik. suyunu falanda içti. şimdi evin içinde uçacak konuma geldi. perdelere falan konabiliyor yani uçma yönünden bir sorunu yok.

    size sormak, danışmak istediğim özellikle bu işin uzmanı (bilhassa veteriner) olan kişilere; bu serçeyi bugün çatıya bırakmak istiyorum tekrar yuvasına dönsün diye. ama bazı kaynaklardan annenin ve kardeşlerinin onu artık yuvada istemeyecekleri ve dışlayacakları yönünde. acaba böyle bir şey var mı? yoksa gönül rahatlığıyla yuvasına bırakabilir miyim? ya da tek başına doğaya salsam kendi başına hayata tutunabilir mi? kendine yeni bir yuva kurabilir mi?

    teşekkür ederim arkadaşlar. bir kere daha debe editi yaptığım için herkesten özür dilerim.

    edit2: sanırım kuş yaşabilecek. yuvaya kabul görmese bile uçup kendi başına yaşabilecek durumda. yardım eden yazarlara teşekkür ederim. bu debe editi akşama kadar silinecektir. kuşun fotolarını da ekliyorum
    http://img503.yukle.tc/…age.php?id=2006img_8014.jpg
    http://img503.yukle.tc/…age.php?id=8816img_8015.jpg

    son edit: bu sabah itibariyle kuşu sağ salim uçurduk. korku ve heyecanla başka binaların çatılarına kondu ilk başta ama takip ettim daha sonra yuvasına geldi. yuvadakilerle durumunu bilemiyorum ama zaten yuvadan ayrılabilecek olgunluğa erişmiş. uzman arkadaşların yardımıyla bu işi hallettik. yardım edenlere teşekkür ederiz.

    kuş uçtu beybi :)

  • valla turkiye sinirlarinda hakli olarak kabul edilmeyecek bi tiptir. sebebi sizin(ve bizim) gibi kopeklerinizin de psikolojik sorunlu olmasidir.

    yurtdisinda restorana kopekle giriyor adam. hatta tasmasi dahi yok bak dikkatini çekiyorum, tasma yok, dev gibi köpek. kopek icerde dolaniyor, yanina geliyor. resmen dost arkadas. zerre zarari yok. tek bi havlama yok, huzursuzluk yok. en ufak endişe duymuyorum. muhabbet etsen dinler o derece sakin huzurlu bakiyor gozlerine zerre tanimadigim 1 metre boyunda kopek.

    turkiyede oyle mi? kopek saga cekistiriyor sahibi sola. kendini egitememis ki kopegini egitsin. sokakta dikkat edin tasmali sahipli kopegine bile yön veremez cogu insan. kopek cekistirir sahibini. neden?? egitimsiz cunku. kopekler huzursuz, kavgaci, saldirgan. nerdeyse hepsi psikolojik sorunlu.
    ben de istemem kopekle girmesini burda kimsenin restorana. ama yurtdisinda keyf bile aliyorum.

    gecen gun muglada adamin biri golden ile bi kafeye oturuyor. goldenda sorun yok belki bilmiyorum. bu sefer sokaktan gecen psikolojisini bozdugunuz o sokak kopekleri (3 tane) goldena saldiriyor aniden. mekan darmadagin. tvde de
    gosterdiler. 1-2 kisi de ayirmaya calisirken isiriliyor hafifce.

    ulan yurtdisinda havlayan kopek gormedim ben nerdeyse. italyada kopek sosyallesme parklarina bile gittim. 100 tane kopek birarada keyfle oynuyor sevisiyor opusuyor.

    ulan almanyadayim. 500 kisi var icerde sabah kahvaltisi dev gibi mekan. sadece 1 tane bebek vizildiyor surekli. garsonlar bile susturmaya calisiyor. nereli?? istanbullu bi turk ailesinin bebegi tabiki nereli olcak.

    huzursuzluklar ulkesi burasi. herkes psikolojik sorunlu. hayvanlar dahi.

    ek: bu arada bence her şeye rağmen restorana tasmasını kısa ve kontrollü tutmak kaydı ile köpekle girilebilir ama o köpek bi kişiye saldırdıgında ya da rahatsız ettiğinde onun cezasını en ağır şekilde sahibine verecek yasal düzenlemeler yapılmalı. bu koşulda bence zerre sorun yok.

  • bir aydınlanma halidir ve bu hal başta kısa süreli bir yıkım getirse de sonradan yerini ‘’olsun lan, ben böyle iyiyim’’ demeye bırakıyor. en azından benim hayatımda böyle tezahür etti.

    bir arkadaşımla konuşuyoruz, diyor ki ‘’hatırlıyor musun hani erdal vardı, o da seninle aynı dönem mezun oldu. işte o sonra mimarlığın üstüne antropoloji okudu şu anda meksikada’da zapatistalarla ilgili araştırma yapıyor’’ mideme bir yumruk iniyor ama hala nefes alıyorum.

    başka gün okuldan birine rastlıyorum, ne var ne yok rutininden sonra, nerde çalışıyorsun soruları başlıyor. ben nihayet mesai saatleri insani, maaşı iyi bir işe girmişim, yıllarımı nasıl beş paraya ziyan ettiğimi anlatıyorum, o ‘’evet haklısın, ben de sonunda kendime geldim ve gelecek ay kanada’da sinema okumak için yola çıkıyorum’’diyor. ben buldumcuk olmuşken o bıkmış bile. yolunu çizmiş, hedefe nişan almış. ben hala aybaşına kaç gün kaldığını hesaplıyorum. o an sırtıma bir bıçak saplandı. zar zor çektim, yaşamaya devam ettim.

    en son da bir arkadaşın amerika’da bir üniversitede ders vermeye başladığını öğrendim. benden iki yaş küçük bu adam şu an orda ben de burada onun yazdığı makaleyi okuyorum. bir an kendimden geçmişim.

    ilk şoku atlattıktan sonra, durdum düşündüm. ne ki bu şimdi? tamam, onlar özel ama ben de harika punch yaparım mesela. içen cennete gider gelir. birkaç kişiyi gülmekten işetmişliğim vardır, hep anlatırlar. ne işe elimi atsam öyle veya böyle tamamlamışımdır. belki çok sıradan şeyler bunlar, belki benim gibi milyonlar var ama huzurluyum olduğum yerde.(sanırım hala prozacların etkisindeyim) canım istese ben de giderim*ama ben burada olmayı seçtim. sıradan insanlar ordusunun yıkılmaz bir neferiyim artık. mutfakta punch yapıyorum.

  • rotring kırmızı halka demek olduğundan, aslında anlaşılabilir halkadır
    [edit: ulan zamanında azuth bu başlığı açmış böyle bir makale yazmıştı bir sayfalık yok o kırmızı halkanın ne fonksiyonu varmış da bütün kalemlerde varmış filan.. ben de altına bunu girivermiştim. sonra silmiş. sonra yeniden canlandırmış ama sanırım ikinci entrisini canlandırmış benimki de sap gibi ilk entri olarak kalmış]