ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
pargalı ibrahim paşa'nın sürekli balkona çıkması
-
muhteşem yüzyıl dizisinden öğrendiğimiz bir gerçek. rahmetli canı sıkıldığında alırmış kemanını çıkarmış balkona, tırmanırmış çatıya. o vernikli kelebek mobilya yemek masası rengindeki gıy gıy kemanıyla haremdekilerin aklını alırmış. alt kat komşusu hatice hanım ve saraydaki diğer kadınlar arasında inanılmaz popülermiş. pargalı çaldıkça onlar coşar, onlar coştukça pargalı vıccırı cıccıııık diye diye öttürürmüş kemanını. padişah sefer hazırlığı yapacak, pargalı balkonda gıy gıy saatinde. alt katta yine kompile harem kadınları toplanmış... şimdinin plajda gitar çalan adamı gibi düşünün:
- akdeniiiiiiiizzzzz akşamlarıııııı bir başkaaaa oluuyooooorrrr....
- pargalı çok tatlısın ya...
- sağolun kızlar.. hadi bu sefer birlikte... heleeee biiiir deeee aylardaaaannn recep (hicri takvime göre yani) ise bir başkaaa ...
kanuni'nin bu duruma bir süre sonra dayanamayıp onu hürrem'e şikayet ettiği, hürrem'in de pargalıyı kemanıyla dövdüğü söylenir. dizinin ilerleyen bölümlerinde buna yer verirler mi bilmiyorum. ama aslında gerçekçi yani. bir pargalıya bakın, bir hürrem'e. lisede sınıfın arkasında oturup sinirlendiğinde erkek döven aşırı gelişmiş kız tipi yok mu hürrem'de? böyle dişlerini sıka sıka sen görücek sülüman gelicik benim olucuk bilmem ne diyor... gözlerini belirttiğinde çok korkunç oluyor, adamı kündeye falan getirse mümkün değil nefes alamazsın. çok güçlü ve sağlıklı gözüküyor maşallah.
iphone 7
-
üç gün önce aldığım, daha dokunmaya bile kıyamazken sevdiceğimle tartıştığım bir anda öfkelenip sevgilimi duvara fırlatmama neden olan canım telefonum:((
sizlere ömür tabi benim sevgili... ama neyse ki en azından telefonuma bir şey olmadı:)) yapacak bir şey yok, yenisini bulacağım bugün. feda olsun telefonuma:))
mackolik.com'un yaran üye yorumları
raftaki fahiş fiyatı durduracağız
-
var ya belki de bu işte en az suçu olan esnafı hedef gösteriyor durmadan. vatandaş da sanıyor ki esnaf 5'e alıp 15'e satıyor. ve aynı esnaf hala bunlara oy veriyor. nasıl bir akıl tutulmasıysa artık
kate winslet'ın çocuğuna bear ismini koyması
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"+ sezar, bütün dershaneler kapatılıyormuş.
- fem de mi brütüs?"
borderline kişilik bozukluğu
-
başıboş büyük bir topsun! duygusal anlamda degilmisin? ruh halin dagilmi$ durumda, probleminin ne oldugu insanların kafasını karıştırıyor..ama bu kadar basit; sen herseyi siyah ve beyaz olarak görüyorsun! ruhsal ı$ıgının yüksegini ve alcagini tutkuyla yasiyorsun...diger insanlar gibi kucuk seylere gıcık olmak yerine, sinir ve öfke nöbetlerine egimlisin ama cogu zaman öfkeni kendine zarar vererek kendinden cıkarıyorsun...kapsamlı bir psikolojik yardıma ihtiyacin var ama deluzyonal olmadıgın icin yada kendini camdan atmadıgın için kimse farketmiyor..kötü dimi?
polislerle girilen ilginç diyaloglar
-
şile'deyiz 5 arkadaş... öğrencilik yılları. kış vakti, açık mekan yok... olanlar da bizi sarmıyor. eski alışkanlık, arabada içelim diyoruz. kimse bilmiyor şile'yi. özellikle kızlar, bulduğumuz yerleri "buranın manzarası yok ki" diyerek beğenmiyor. ortalıkta, "abi bu civarda nerede içilir arabada" diye sorabileceğimiz kimse de yok. polis karakolunun önünden geçerken sağa çekiyorum arabayı... sıkılmışım ring atmaktan. nöbetçi polis ve yanında bir başka polis sohbet etmekteler. camı açıp selam veriyorum polislere.
- memur bey iyi akşamlar.
- iyi akşamlar.
- ya biz yabancıyız da, bu civarda arabayı çekip içebileceğimiz bi yer var mı?
- tabii tabii, hemen şu yokuşu çıkın. solda bir alan var. deniz manzaralı içersiniz.
- çok teşekkürler.
söz konusu yokuşu çıkarken arabadakiler...
- olm manyak mısın, polise içilecek yer mi sorulur?
- bir saattir araba kullanıyorum. ne var işte, mis gibi yardım etti adamlar.
neyse, mekana çekilir araba... müziktir, yıldızlardır falan. geyik yapılır, biralar içilir... biraz zaman sonra ekip arabası gelir. yanımıza gelen, nöbetçi polisin yanındaki diğer polis ve arkadaşlarıdır.
- iyi akşamlar gençler.
- iyi akşamlar memur bey.
- burada içmek yasak.
- abi sen yolladın ya bizi buraya...
- olsun, yasak.
türk polisi eliyle koymuş gibi yakalar diye bir laf var ya... doğrudur o laf.
yurtiçi kargo'nun müşterilerini evde bulamaması
-
bazen de kolinin ağır olmasından kaynaklanan durumdur.
aynı gün, aynı saatte şubeye iki koli ulaşır, biri 500 gram, diğeri 18 kilo.
500 gram olanı aynı gün adrese ulaşır. ağır olan gönderinin âkibeti internetten araştırılınca "alıcı evde bulunamadı" yazısıyla karşılaşılır.
ne güzel lan, koli büyük veya ağırsa dağıtım aracına bile yüklemeden sisteme "alıcı evde bulunamadı" yaz gitsin aliminyum. kim uğraşacak, alıcı şubeye kendi gelsin.
eskiden nerede ne vardı
-
bakkallarda leblebi tozu,
evlerde salçalı ekmek,
sol frame'de bilgi,
türkiye'de de huzur vardı.
öğrenciye 12 yılda ingilizce öğretemeyen sistem
-
sınav kağıdı okuyorum. çocuklar 6.sinifta. elimden geldiğince kolay sordum. bir yerlerden puan verebilmek için. bir soruda çocukların türkçe kelimelerin karşılıklarını yazması gerekiyor. her sınıfta en az 10-15 kâğıt şu şekilde;
anne: çocuklar annesinin adını yazmış (ayşe, fatma gibi)
baba: aynı şekilde
nerelisin: çankırı, niğde
sayıları sordum. ilgilerini çeksin diye resimler var. bi ağaçta 5 elma mesela veya kardan adam elinde 8 rakamını tutuyor. yine çocukların yarıya yakını boşluklara kardan adam, elmalar yazmış. fakat koptugum cevap şu;
öykü: ayaz
tabi ben önce bağlantıyı kuramadim ama mesele şuymus.
kiraz mevsimi diye bir dizi varmış, o dizide öykü adlı kızın sevgilisinin ismi ayaz imiş.
bilemedim şimdi, öğretmeye nereden başlasam? önce okuduklarıni anlamayı öğretmek daha iyi sanki...
edit: imla
aciklama editi: bu okula bir kaç hafta önce geldim. siz mi öğretemediniz diye aklınıza gelebilir.
debe edit'i: 4 yıldır bu öğrencilerle ugrasan, tek dileği onların hayatlarına dokunup, bir ümit ışığı yakmak, bir pencere açmak olan bir öğretmenin, yaşadıklarını dile getirdiği kitaba, lütfen bir göz atar mısınız?
(bkz: ekmek arası ümitler)