ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
oksijen zehirlenmesi
-
normal basınç altında kanda erimiş vaziyette dolaşan oksijen miktarı %1.5 civarı bir orandır. bu şartlar altında hücrelerimiz maksimum kapasite ile hayatını devam ettirebilmektedir.
bildiğimiz gibi gazlar da basınca karşı duyarlı elementlerdir. nasıl ki bünyemiz artan basınca belirgin tepkiler veriyorsa, aynı şekilde oksijen de artan basınç karşısında yoğunlaşarak kendini duruma adapte etmektedir.
örneğin tüplü dalış yapan bir dalgıç düşünelim. normal atmosfer basıncında havadan aldığı oksijen oranı %21'e yakın bir değerdir. vücut emilimini bu düzeye ve bu yoğunluğa göre gerçekleştirir. fakat biz derin sulara doğru indikçe, oksijen basıncın etkisiyle yoğunlaşmaya başlayacaktır. bu nedenle tüpün içindeki karışımdan çektiğimiz bir nefes karışımda, normal atmosfer basıncına göre çok daha yoğun azot-oksijen karışımı vücüda girecektir ve bu nedenle hücrenin absorbe ettiği oksijen yüzdesi artacaktır.
bunun sonuçları vahimdir. nedeni ise yaşamını normal atmosfer basıncında sürdürmeye güdümlenmiş hücreler, yeni değerlerle birlikte kendi kendilerini yok etmeye başlayacaktır. yani vücudumuz içten içe kendini imha etmeye başlayacak ve malumunuz tüm vücudumuz hücrelerden oluştuğu için özellikle akciğer, beyin gibi organlarımızdan başlayarak büyük acılar eşliğinde (ki bu vücudun ölüyoruz lan!! alarmıdır) hayatımız sona erecektir. işte bu tarz bir zehirlenmeye akut oksijen zehirlenmesi denilmektedir.
bir de bunun tam tersi normal atmosfer basıncından daha düşük bir basınç değerinde oksijen oranına maruz kalma vardır. buna da kronik oksijen zehirlenmesi denilmektedir. bu da hemen hemen aynı etkileri göstermekle birlikte etkisi yavaş yavaş açığa çıkar ve uzun süre (örneğin 30 saat) maruz kalmak gerekir
deniz seviyesinde havadaki oksijen yüzdesi yaklaşık % 21 oranındadır. irtifa yükseldikçe hava molekülleri daha dağınık olduğu için, her nefes, vücut için daha az oksijen sağlar. örneğin 3657 metrede aldığınız bir nefes, deniz seviyesine göre % 40 daha az oksijen içermektedir. 5486 metrede % 50 daha az oksijen anlamına gelmektedir. bu sebeple ilgili durum da genellikle alışık olmadan yüksek irtifada uzun süre bulunan insanlarda görülüyor. filmlerde ya da belgesellerde mutlaka denk gelmişsinizdir; everest dağına tırmanan dağcılar (ki yüksekliği 8.848 mt’dir) yanlarında mutlaka yedek oksijen kaynağı taşırlar. işte sebebi de tam olarak yukarıda izah ettiğim husustur. o irtifalarda normal atmosfer basıncına oranla, oksijen oranı neredeyse %65-70 oranında azalmaktadır ve soluma yoluyla alınan oksijen miktarı hücreleri beslemek için yeterli olmayacaktır. bu sebeple vücut çok seri ve sık aralıklarla nefes alma eğilimi gösterip, kalp ritminizi normalin 2 ya da 3 katına kadar hızlandıracaktır. hızlı kan dolaşımı oksijen ihtiyacını arttıracak ve yeterli oksijen olmaması sebebiyle nefes alma sıklığı hızlanacaktır. böylece kişi kendini bu "ölüm paradoksu"na sokacaktır.
tabi zehirlenme durumuna kişinin ne kadar sürede gireceği veya ne kadar dayanacağı büyük oranda yine o kişinin bünyesi ile alakalıdır ama nihayetinde uzun süreli maruz kalınmalarda sonuç hemen hemen her insan için aynı olacaktır.
patiswiss'in ödediği vergi
-
firmanın 3 senede toplam ödediği vergi, maaşlı bir çalışanın 1 senelik ödediği verginin büyük ihtimal yarısı..
öğrenmek ve anlamak için soruyorum. patiswiss veya farklı firmalar nasıl oluyor da dünyanın parasını kazanırken iş vergiye gelince sokaktaki simitçiden, asgari ücretli herhangi birinden bile daha az vergi ödüyorlar?
ne yapıyorlar? evlerine aldıkları çorabı bile şirket yatırımı olarak mı gösteriyorlar? ya da ev, araba, arsa alıp bunları şirket gideri gibi mi gösteriyorlar?
sayın şimşek ,
esnafların iban'a istedikleri paraları takip etmeye gelene kadar öncesinde böyle kurumların vergi matrah doğrulamasını yapmak daha kritik değil midir?
bu bedeli milletimiz ile beraber taşıyacağız
-
akp grup başkanvekili bülent turan ekonomik kriz olduğunu kabul ediyor ve ekliyor:
"şu an krizimiz var kabul ediyorum. bir problemimiz var kabul ediyorum. bu bedeli beraber taşıyacağız milletimizle"
video
ben neden bedel çekiyorum kardeşim? ben mi yedim paraları?
lahanayı yerken kıtır kıtır sapına gelince mee. yok öyle.
hayata dair gülümseten detaylar
-
ben yazları arabama çocuk kitapları stoklarım. ışıklarda su satan veya para isteyen çocuklara veririm. ışığın yanmasına uzun süre varsa hepsini gösteririm, içlerinden seçerler vs.
bir gün bir ışıkta bir oğlan çocuğuna sherlock holmes vermişim. aradan birkaç hafta geçti. başka bir ışıkta baktım yine aynı çocuk. abla sen o dedektif kitabını veren abla değil misin dedi, evet benim dedim. abla kitap çok güzeldi, başka var mı diye sordu. ben de yanımda yok ama alırım dedim. aldım, arabaya koydum ama çocuğu tekrar göremedim maalesef.
bir keresinde de bir çocuğa verdim bir kitap. eve geldim. bizim semtteydi zaten. bi yarım saat sonra arkadaşım aradı, ışıklardaki çocuğa kitabı sen mi verdin, direğin dibine oturmuş okuyor diye.
10 kitap veriyorsam, 2'si okuyor kesin. diğerleri atabilir ya da satabilirler. 2 kişiye hayal kurdurup, gelecekleriyle ilgili bir şeyler düşündürebildiysem yeterli.
debe editi: herkese güzel düşünceleri için çok teşekkür ederim.
organ nakli hayat kurtarır. organlarınız bağışlayın. karaciğer ve böbrek için canlı verici bile olabilirsiniz. korkmayın. hayat kurtarın.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
bir arkadaş:
"istedikleri kadar aerodinamik,termodinamik,akışkanlar,dinamik anlatsınlar. uçak gördüm mü, koca demir havada nasıl duruyor derim."
erkeklerin tek eşli olamaması
-
çoğu sözlük erkeğinin sıfır eşli olarak kanıtladığı tespit.
kendini bir masalın ortasında hissettiren şarkılar
-
harry potter - hedwig's theme
carter burwell - bella's lullaby
david oistrakh - clair de lune (violin)
yann tiersen - la valse d'amelie
midnight in paris - bistro fada
dmitri shostakovich - waltz no. 2
yiruma - river flows in you
brian crain - dream of flying
brian crain - wind
iron & wine - flightless bird, american mouth
jeremy messersmith - a girl a boy and a graveyard
lana del rey - bel air
noir désir - le vent nous portera
coldplay - oceans
plumb - cut
berry - love affair
yolda - yol
ailenin komik kısa mesajları
-
abiden gelen mesajda acık ev adresi yazılmış, kendi evimin adresi. mesaj okunduktan sonra tarafımdan aranır;
-abi birşey anlamadım? yanlışlıkla gönderdin heralde.
-yoo doğru, evin yolunu unuttun da onu tarif edeyim dedim.
yeni neslin terbiyesiz olması
-
metro kapıları açılır açılmaz içeriye dalmaya çalışan arsız yaşlıları gördükçe tersini düşünmeye başladığım iddia.
gökhan zan'ın ayı zannettiği kuğu
-
ahanda bu kuğudur.
[http://i.imgur.com/5qirgsn.jpg http://i.imgur.com/5qirgsn.jpg]
hay allahım ya. gece gece uykum kaçtı yemin ediyorum sinirim bozuldu. ayarsız herif.
ev arkadaşı diyalogları
-
diğer odadaki ev arkadaşı ile icqdan konuşulmaktadır
thuglove: olm bardak yıkada kola içelim aldım gelirken
ev arkadaşı: bardaklar temizken almazsın it herif yıkayamam şimdi kod kasıyorum
thuglove: olm bulaşık zihin açar detarjan koklarsın hadi
ev arkadaşı: sende tasarım yapıcan abi sen yıka
thuglove: tasarım yaparken zihnin açık olmaması lazım
ev arkadaşı: abi yıkanmaz o bardaklar içindeki karıncaları bırak karınca fosilleri var artık
thuglove: eh ben dikiyorum kolayı o zaman
gülbin tosun'un mahra'nın annesine hakaret etmesi
-
evladını feci şekilde kaybetmiş acılı bir anneye arsız sefil demek alçaklıktır.
evrim teorisi
-
camurun insan bedeni haline geldigine inanan ama buna inanmayanlar var, ustelik evrim insanin maymundan geldigini soyler saniyorlar israrla.