ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
buket aydın'ın rolex saati
derin futbol
-
rasim ozan kütahyalı'nın en başarılı programı oluyor.
ahmet çakar:
peruk takan erkekten rahatsızım.
rasim ozan:
oooooooooooooooooooooooo...derhal erol evgin'den özür dile ahmet çakaaaaaar!
-----konu değişir, zaman geçer--------
abdülkerim durmaz:
ben turabi'yi sevmiyorum. oldum olası kısa boylu adamı sevmem.
rasim ozan:
oooooooooooooooooooo...derhal okan bayülgen'den özür dile abdülkeriiiiiiim!
ukraynalı sığınmacıların çöp toplaması
-
muhtemelen suriyeli sığınmacıların attıkları çöpleri topluyorlardır.
babayı tv'de aziz yıldırım'ı omuzlarken görmek
-
tenis maçı seyretmek için tv'yi açmış ergenin halet-i ruhiyesini parçalayan olay.
"sharapova servis mi kıracak acaba?" diye bakarken cart diye "flaş gelişme!!!" giriyor ekrana. aziz tahliye edilmiş, çağlayan karışmış falan. taraftar başkanını omuzlara almış, ağlayanlar var. o sol taraftaki adam... lan?!
bergüzar korel
-
“nezaketsizlik kötüdür. insanlar artık böyle oldu. yapmayın, haddiniz olmayan cümleler kurmayın.” özetli bir dizi cümle haykırmış instagram’dan habere göre.
birkaç sene önce kendisi ile tanışmam tesadüfen bir yazlık yerde oldu. adamın biri dünyada tek bir ürün yapıyor. bergüzar korel, bugün şikayet ettiği hadsizlik ve nezaketsizliğin alası bir yaklaşımla bunu dakikalarca sorguladı. ben de dükkanın dışındayım, sıra bana gelsin diye bekliyorum. o nedenle, her anına şahit oldum.
merak edebilirsin, soru sorabilirsin, anlamaya çalışabilirsin. adamın ilgili insanlara ince ince anlattığına ben şahidim. yaptığını tutkuyla anlatan adamın tüm sakinliğiyle susup karşısında olan biteni izlediğini gördüm. karşısındaki bu kadın “nasıl tek yeaaaniiiaaa?” gibi cümleler kurdu, bu ürüne benzediğini düşündüğü şeyleri anlatma ihtiyacına girdi. adam neden bildiklerine benzemediğini biraz anlatır gibi oldu, kadın hesapta dinledi. aslında yargılamak ve bildiklerini göstermek için fırsat kolluyordu. adam devam etmedi. müşteri değil, yargıç gibiydi. yukarıda biri kezban diye ifade etmiş, ne yazık ki katılıyorum.
sıra bana geldiğinde, adama dedim ki, “ne kadar zor olsa gerek böyle insanlarla karşılaşmanız. yaptığınızı anlamaya yakın bile değil.” “herkes bir dünya.” dedi sakince. nezaket budur.
kıssadan hisse: başkalarının çöplerine laf söylemeden önce kendi çöpüne bakmak iyi fikir olur. bak bu örnek, senin de başkalarınca tam da şikayet ettiğin gibi biri görüldüğünü anlatıyor.
meb'in 24 kasım'da hediye kabul etmeyin yazısı
-
aynı şekilde sadece öğretmenlere değil devletin her kademesinde a'dan z'ye hediye işi yasaklansa. saatler, altınlar, bilgisayarlar falan hediye edilmese...
e:imla
cem yılmaz'ın aylık 10 bin dolar nafaka ödemesi
-
memlekette arabanı, evini dövizle satamazsın fakat nafakayı dolaresle alırsın.
ne iş??
ayrıca memlekette döviz yasak faruk.
emre belözoğlu'nun mikrofona tokat atması
-
https://www.youtube.com/watch?v=lyharxo2oz0
saldırı sonrası şurada görülebilir.
bu arada emre belözoğlu otobüs dışında böyle bir insan değil. otobüste agresif oyun karakterinden dolayı böyle oluyor. otobüsten çıkınca pırıl pırıl bir insan kendisi.
edit: link ölmüş, yenisi için,
https://youtu.be/iozclbys6su
türk televizyon tarihinin en kaliteli dizisi
-
(bkz: ezel)
megafonla adam azarlayan trafik polisi
-
caddebostan - bostanci sahilyolunun lodos sebebiyle sagdaki uc seridinin gole donusmesi sonucu trafik soldan tek serit akmaya calismakta. surucusu cok darlanmis olacak ki bir sahin sag seritten suyu yardira yardira ilerlemekte. bu esnada yurdum trafik polisinin anonsu insanlari kopartir :
"sahin! sahin! soldan git! bogulacaksin.."
uyuşturucu partisi yapan yunuslar
-
ne yalan söyleyeyim, ele geçirdikleri uyuşturucuyla alem yapan motorlu polisler okuyacağımı zannettirmiş durum.
unutulmayan garip arkadaşlar
-
ilkokulda 4. sınıfa kadar birlikte okuduğum erhan'dır benim için. çocuk belki lazım olur diye kocaman bir el çantasına ne kadar alet-edevat bulursa doldurup okula geliyordu. ihtiyaç duyduğum ne varsa erhan'ın çantasında bulabiliyordum. makas, tornavida, conta, maşa, kerpeten bir düşünüşte aklıma gelenler. kendisiyle bir daha irtibat kuramadım. onunla ilgili aklımda tek bir soru var, kaç yaşına kadar o çantayla gezdiği.
bir diktatör halk oylamasına gider mi
-
bakalım gidermiymiş:
http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/165468.asp?cp1=1
http://www.samanyoluhaber.com/…hayir-demedi/903869/
örneklerde görüldüğü üzere cevabının evet olduğu soru.