hesabın var mı? giriş yap

  • pragmatist bir manifestonun edimsel imgelenmelerine öykünen yaptırımları karakterize eden kuramların tümünü gerçekleyebilme yetisine haiz bir öngörümsel önerme varyantı olarak kabul edilse de, içsel çatışıklıkları pasivize etmenin bilişsel algılanması söz konusu olduğunda pitoresk bir tümevarım sağlayabilecek bir betimlemeyi, en marjinal kulvarlarda, ayrımlanabilir ve determinist bir tarzda angaje edebilme kapasitesine sahip olan nedir?

    toplamda iki kilo fular içerir.

  • grant wood (1891-1942) tarafından yapılan amerikan gotik, amerikan sanatının en yaygın olarak bilinen eserlerinden biridir. resim çoklukla orta amerika’nın bir hicvi olarak görülmesine rağmen, ressamı tarafından öyle olmasına niyetlenilmemiştir.

    wood, 1930'da “marangoz gotik” olarak bilinen bir tarzda inşa edilen bir on dokuzuncu yüzyıl evi ile karşılaşır. evlerinin önünde duran bir çiftçi ile kızını hayal ederek kahverengi kağıt üzerine hızlı bir eskiz yapar ve birkaç fotoğraf çeker. wood, daha sonra kıza karşılık model olarak kız kardeşini, çiftçiye karşılık ise dişçisini kullanarak evde kompozisyonunu tamamlar.

    karakterlerin her ikisi de viktoryen döneminin tipik ciddi giysilerini giymişlerdi. çiftçinin elindeki çatallı uçları, evin pencere çerçevelerini tamamlar ve yuvarlak dibi ise iki yüzün oval şeklini tekrarlar. karakterlerin hareketsiz, taş gibi ifadeleri, erken dönem fotoğraflarda görülen, kişilerin uzun süreler hareketsiz kalmaları istenen anları hatırlatır.

    wood, chicago sanat enstitüsü’nde bir yarışmaya katılmak için resmi tam zamanında bitirir. onu şaşırtan bir sonuç olarak resim, bir bronz madalya ile 300 dolar ödül kazanır. bugün resim sanat enstitüsü’nde sürekli olarak sergilenir.

    * saman tırmığı erkekliğin, kötülüğün ve çiftçiliğin bir sembolü olarak yorumlanır.

    * resimdeki evin panjurları çekilidir ve pencereleri kapalıdır; bu detay, çiftin düşmanca ve korku duyan tavrını vurgular görünmektedir.

  • türkiye'de bir kişinin bireyselliğine saygı gösterirseniz, o kendini "sizi yenmiş" sayar. mesela sokakta karşıdan gelene yol verin, o da iyice üzerinize yürüyüp size sürtünerek geçsin. metroda yanınızdakinin rahat etmesi için bir alan açın, ve o insan sizi daha çok sıkıştırmaya başlasın. bir kişiye karşılıksız bir iyilik yapın, ve karşınızdaki sizin "ondan çekindiğiniz için" bu iyiliği yaptığınızı sansın.
    bu ülkedeki, çok az sayıdaki naif insanın sürekli başına gelen şey budur.

    türkiye, birey olamamış eziklerin ülkesi. birbirine omuz atan kişiliksizlerin memleketi.
    bu ezikler etraflarındaki kimsenin "bireysel alan"ına saygı göstermez. üstüne, gider isveç'teki adamların birbirine saygısını "samimiyetsizlik" olarak tanımlar.

  • açıkçası benim anneannem hiç bir şey öğretmedi bana. kadının hayat felsefesi şu şekilde:

    ''yi, iç, sıcak tut kendini, yi, yat, bismill, yi, çay iç içini ısıt, yimek yi, sıcak tut kendini tirrik olma, bismilll, yi, yavrım, çay iç, bismill, yavrım, foksu aç, bismill...''

    anneanne ne lan öyle? modern gibi takılmalar. bildiğimiz nene bu işte.

  • dünyanın en sikko deyişlerinden biridir.
    ulan zaten dünyada insan hayatının en değersiz olduğu ülkelerden birinde dünyaya gelmişsin. bedava alman gereken (çünkü deli gibi vergi veriyorsun) sağlık, eğitim gibi hizmetlerin hepsi mantar. üstüne üstlük yurtdışı çıkış harcı, deprem vergisi ve parasını çıkardıktan sonra bedava olacağı söylenmesine rağmen paralı kalan köprü geçişlerine kadar devlet eliyle soygunun diğer adı olan daha birçok gereksiz şey ödüyorsun. ondan sonra hıyarın biri çıkıyor ve "vatan borcu, namus borcudur" diye bir laf ediyor. bunu söylerken de kendi çocuğunu askerden yırttırabilmek için amerika'da okutuyor.
    arkadaşlar kimseye borcunuz falan yok. siz zaten vergilerinizle devlete yeteri kadar para kazandırıyorsunuz. dünyanın en pahalı benzinini ve en pahalı pasaportlarından birini kullanıyorsunuz. bir gün biri çıkar da "sen hala vatan borcunu ödemedin mi?" diye sorarsa, ona en okkalısından "hassssktir ulan" demek insani bir görevdir.

  • askinizi gerekirse daglara yazin ama facebook duvarlarina, instagram sayfalarina yazmayin. ayrildiktan sonra tek tek o vicik vicik paylasimlarinizi sildiginizde arkanizdan cok dalga geciyoruz, cok.