ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ösym ava gideni avladı
-
"virgülden sonra ‘that’ gelmez gibi formüller uygulanıyordu. bu adaylar arasında adaletsizliğe neden oluyordu” dedi."
iyi de bunu bilen adam bilmeyenden daha avantajlı olmalı zaten. bilmeyene adaletsizlik oluyor demek de ne demek? sınavın amacı bilenle bilmeyeni ayırmak değil mi zaten?
sultanbeyli'nin hızlıları
-
(bkz: açmayın durex virali)
yaran sahibinden.com ilanları
-
türkiyede tek...batmanin arabasi olarak tasarlanmiş...
http://www.sahibinden.com/…n-arabasi-30683523/detay
türklere sorulan salak sorular
-
online satranc ortaminda brezilya'dan bir ablamizla muhabbet sirasinda gum diye patlayan bir soru beni benden aldi.
"turkler e$$ek zikiyormus dogru mu?" seklindeki soruyu buyuk bir tepkiyle cevaplamis olsam da kendi kendime "oha yani butun dunya duymus anasini satayim" demekten kendimi alamadim (dedim desene kisaca suna hosaf!)...
13 aralık 2017 didi içeceğin bira çıkması rezaleti
-
normal didi fiyatına satılıyorsa kimse çakozlamadan kasa kasa almak lazım. nesi rezalet yahu?
2001 a space odyssey
-
belki de ben bu filmin derinliğine varamadım ama acaip bayik bir film... filmin ilk 5 dakkasında sadece karanlık ve müzik olduğunu da tekrar edeyim, sinema ortamında süper etkileyici atmosfer yaratıcı olabilir {ki bundan şüphe ediyorum} ama evde insanın o bölümleri geçesi geliyor ve hatta geçiyor {ben geçtim mesela} ayrıca acaip temposuz bir film, mesela uzay gemisinin süzüle süzüle on dakikada yere konduğu sahne de aynı şekilde fast forward kurbanı olmuştur... belki ayıyım ama mutlu bir ayıyım...
imamoğlu türk milletinin sinirini bozmaktadır
-
bunu söyleyen şahsın istanbul'un her yerinde boy boy seçmene teşekkür eden afişleri var.
resmi tatilin pazar gününden cuma gününe alınması
-
namaza gitme orani net düşer
aşırı sayko patronlar dünyası instagram hesabı
-
haraçcılar, pezevenkler,tefeciler, onun bunun emeğini çalan at hırsızlarının bulunduğu ınstagram sayfası çok güzel bir tanım oldu.
edit: aslında egm için çok güzel bir katalog seç beğen tutukla. ben polis olsam birazcık da idealist ve yüksek bir mevkide olsam bu at hırsızlarını teker teker alırım. ama ben benim ve yapamam, anca böyle yorum yaparım.
zelenski'nin topuklu ayakkabıyla dans etmesi
-
''asıl salaklık 20 yıl boyunca siyasal islamcı bir şoförü tek adam yapmaktır'' düşüncesine sevkeden başlıktır.
''dingil sen önce kendi kıçına bak'' derler adama.
ilk bilgisayarda yapılan mallıklar
-
skim böyle başak burçluluğu... bilgisayardaki sistem dosyalarını düzenlemek:(
levent diye, o devrin digimon'u bir arkadaş toplamıştı ilk bilgisayarımı. sene 95. ilk günün akşamı evde kurcalıyordum, tek tek bütün klasörlere girip her bir dosyaya tıklıyordum peki buna basınca noluyo, e peki buna basınca noluyo diye diye.. böyle kurcalarken fark ettim ki aynı dosyalardan birden fazla yerde var. bir win32 mi windows mu ne öyle bir yerde var, bir program files diye bir yerde var, içlerinden bazıları başka bi yerlerde daha var... "dağınık levent tabi (anne tonlamasıyla verip de veriştirdim levent'e) elli kez kopyalamış aynı dosyaları bilgisayarın hafızası dolacak boşuna" diyerek kolları sıvadım ve müthiş bir işgüzarlıkla sabaha kadar benzer/aynı adlı tüm sistem dosyalarının eşlerini silip silip tek klasör altına topladım hepsini. sonuç olarak da sabaha bilgisayarı kucağıma almış halde ıkına sıkına 3 otobüsle bakırköy'den hacıosman'a gidip, suratımda takınabildiğim en sempatik "ben bi bok yidim" gülümsemesiyle levent'in ziline basmam gerekti.
yalnız o vakitler bilgisayardan alınan zevk bile başkaydı be... windows plus'ta mı ne gelen, tren istasyonlu wall paper'ı görmek için evden kalkıp 2,5 saatlik yolu tepip sarıyer'deki arkadaşa gitmişliğim olmuştu. wall paper görmeye bak sırf. bu da mallık değil mi? değildi işte. abimden ablamdan çok seviyordum be o ilk bilgisayarımı. ne de güzel bilgisayardı... pentium 133 mmx, 16 mb ram, cücük kadar hard disk. autocad'e tıkladıktan sonra yatardım on dakka uyuyum o açılana kadar diye.
beyaz yakalıların yüzde 90'ı işsiz kalacak
-
1950'li yıllarda ford'un başındaki henry ford ii, dönemin efsane abd otomotiv işçileri sendikası başkanı walter reuther'a robotların çalışmakta olduğu fabrikayı gezdirirken esprili bir tarzda sorar:
"walter, bu robotlardan nasıl sendika aidatı toplamayı düşünüyorsun?"
walter'ı verdiği cevap, bugün kitaplara konu oluyor ve yakın gelecekte de üzerine çok tartışacağız:
"peki sen henry, bu robotlara nasıl araba satmayı düşünüyorsun?"