ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
bebeğine aşı istemeyen babanın yazdığı dilekçe
-
zamanı gelince bebeğini -erkekse- sünnet ettirecek babanın yazdığı dilekçedir. "kul, eksiksiz ve sağlıklı yaratılmıştır" diyor da.
18 mayıs 2015 beşiktaş torku konyaspor maçı
-
sonunda bu sezonun fatality hareketini de yedik. aslında taraftarı olmasak bu beşiktaş çok komik bir takım.
annenin söylediği unutulmayan sözler
-
uzun seneler boyunca sigarayı bırakmam konusundaki ısrarlarının* ardından nihayet bunu başardığımda geçen şu diyalog:
+ anne nihayet bıraktım ben..
- neyi, o adını bile anmak istemediğim pis şeyi mi
+evet
- allahımmmmmm (çeşitli dualar ve sevinç gösterileri takip eder) dile benden ne dilersen kızım
+heheh saol anneciğim ama biraz sinir yaptı bende
- olsun kızım. beni döv. gel beni döv yavrum.
beyin yakan boşanma planı
-
işinin ehli dürüst bir avukata danışsa, beklediği “sen merak etme, donuna kadar alırız” cümlesini duyamayacağından daha da çirkefleşecek, benzerlerine sık rastlanan bir kadının pervasızca planıdır.
1.mümkün değil.
2.kanıtlarsa alır.
3.hiç çalışmamış olmak maddî tazminatı gerektirmez.
4.bu da mümkün değil.
5.edinilmiş mal olmayıp kişisel mal olduğu, (kocanın ailesinin maddî destek sağlaması suretiyle satın alınmış olduğu) kanıtlanırsa arabanın yarısını alamaz.
edit:başlığa konu sorunun gerçek olup olmadığının bir önemi yok. bu tip taleplerle -ve daha fazlasıyla- her an kaç kadın, avukatların yolunu aşındırıyor, bilen bilir. önemli olan, hakimlerin hakkaniyetli kararlar verebilmesi ve tarafların mağduriyetlerini en aza indirmesi. burada herkese abes gelen talepleri değerlendirirken evlilikte yaşananları bilmediğimiz için objektif olmakta yarar var.
nusr-et
-
hani hamburger söyleip yarısını yemeyen kızlar vardır ya. geçen bunlardan biri ile gittim nusr-et'e. etin yarısını tabakta bırakmaya kalktı. tabağı ağzına soktum. servet yatıyor lan orda.
köpeklerin saldırısıyla korkudan bayılan kadın
-
bir afrika ülkesi olan türkiye'de gerçekleşen olay.
bir insanın bu görüntülere normal demesi için süzme beyinsiz olması lazım. lan yeter artık, madem çok seviyorsunuz alın evinize kendi organlarınızı keserek yedirin can dostlarınıza.
rafael nadal
-
meraktan richard mille marka saatleri hakkında ufak bir araştırma yaptığım tenis oyuncusudur. benim gibi merak edenler için buraya da bırakmak istedim:
richard mille ve nadal ilk olarak 2010 sezonunda işbirliği yapmıştır. nadal french open'a ultra hafif rm 027 ile çıkmıştır. karbon kompozit kasaya ve esnek polikarbonat kayışa sahiptir. saatin makinesi ise titanium ve lital adı verilen (aluminyum/lityum) alaşımdan oluşur. tüm bu malzemeler saatin hafifliğine katkıda bulunmıştur ve saat sadece 19 gramdır. görsel
firma bu saati rafael nadal'a göre özel olarak üretmiş ve 50 adedini de satışa çıkarmıştır. satış fiyatı ise 525.000 usd'dir.
resmi sayfa
_
2011 sezonunda ikili richard mille'in simgesi haline gelen tonneau şeklindeki rm 035 modeli ile kortlara çıkmıştır. bu model başka bir ultra hafif alaşım olan magnezyum ve aluminyum alaşımı ile üretilmiştir. görsel
manuel kurmalı mekanizması chronofiable sertifikasına sahiptir. satış fiyatı 85.000 usd'dir.
resmi sayfası
_
2013 yılında rm 027'nin ikinci nesili ile çıtayı biraz daha yükselttiler. rm 27-01 modeli ilk nesil rm 027'den daha hafif ve 5000 g kuvvete kadar dayanıklı olarak üretildi. ayrıca renk seçeneklerine de mevcuttur. görsel
yine 50 adet limitli olarak üretilen saatin satış fiyatı 690.000 usd'dir.
resmi sayfa
_
2014 yılında rm 035'in ikinci versiyonu rm 35-01 ile işbirlikleri devam etti. saat ilk sürümünde olan tourbillion mekanizma olmadan, manuel kurmalı bir mekanizma ile üretildi. görsel
saatin satış fiyatı ise 130.000 usd'dir.
resmi sayfa
_
2015 rm 027'nin ikinci versiyonu kortlara çıktı. rm 27-02 "king of clay", toprak ağası nadal'ı onurlandırmak üzere kil rengi kayış kullanıldı. bu version unibody (monocoque) olarak bilinen teknik ile üretildi.kasa bandı ve taban plakasının tek parça halinde üretildiği bu model tasarımı sayesinde kortta daha büyük darbelere dayanabilecek hale geldi. görsel
yine 50 adet olarak üretilen saatin satış fiyatı 775.000 usd'dir.
resmi sayfa
ikili aynı yıl sadece amerika pazarı için sınırlı sayıda varyasyon içeren rm 035 koleksiyonunu da tanıtmıştır.
_
2016'da richard mille, nadal koleksiyonunu rm 35-02'yi piyasaya sürerek genişletmiştir.
görsel
modele yapılan en büyük güncelleme otomatik kuvars bir kalibre kullanılmış olmasıdır. parlak kırmızı bir kasa ve kontrast oluşturan sarı kayış ile dizayn edilen saatin fiyatı 145.000 usd'dir.
resmi sayfa
_
2017'de teknik olarak daha da ileriye taşıdıkları rm 27-03'ü piyasaya sürdüler. saat 10.000 g kuvvete dayanabilecek şekilde üretildi ve rm 35-02'de olduğu gibi ispanya bayrağını anımsatan sarı ve kırmızı renkleri ile üretildi. görsel
bu saat de sadece 50 adet üretildi ve 725.000 usd'ye satıldı.
resmi sayfa
_
2020 yılına geldiğimizde rm 27-04 tourbillon rafael nadal modeli sahneye çıkmıştır. saat 12.000 g kuvvete dayanıklı şekilde üretilmiştir. ikilinin ilk işbirliği yaptığı rm 027'den daha ağır olsa da 30 gramlık ağırlığı ile mekanik saatlerin genelinden çok daha hafiftir.
görsel
saat titacarb adı verilen karbon fiber ve poliamid alaşımından üretilmiştir. saatin kasasının altında "rafael nadal", kasasının yanında ise "rafa" yazmaktadır. 50 adet limitli sayıda üretilen saatin satış fiyatı ise 1.050.000 usd'dir.
resmi sayfa
modellerin resmi sayfalarından detaylı görsellerine ulaşabilirsiniz.
yarı karayipli kız ve türk annesi
-
çocuk delisi olmamama rağmen izlerken "böyle bir çocuğum olsun" diye iç çektirmiştir bana! o nasıl tatlı bir huy , ne hafif yürekli, eğlenceli bir çocuk ve ne komik anne!
emma watson
-
bu kız büyüyünce manyak taş olucak. harry potter and the philosopher's stone filminde hermione granger'ı oynadı. yazar j. k. rowling açıkça söylemiş hayalindeki hermione'nin bu kadar güzel olmadığını. henüz 11 yaşında, 90 doğumlu yani.
10 şubat 2014 özgür mumcu'nun rte tespiti
-
özgür mumcu'nun twitter üzerinden yaptığı tespittir.
üzerine fazla yorum yapmaya gerek yok.
(bkz: babasının oğlu)
--- spoiler ---
televizyonda alttan akan yazıyla gazetede kıyıda köşede kalmış haberle uğraşıyorsa ülkeyi erdoğan değil başkaları yönetiyor demektir.
bu kadar boş vaktin başka izahı yok.
--- spoiler ---
https://twitter.com/…umcu/status/432875924976324608
https://twitter.com/…umcu/status/432875987601489920
yurt dışında oy verme oranının %5 olması
-
bu yurtdisindaki insanlar hakkinda yurticindeki herkesin bu kadar bilgi sahibi olmasi goz yasartici. valla bravo.
oncelikle, oy vermek icin randevu alma gerekliligi ve bunun getirdigi zorluklari [bu yuzden egitim duzeyinin cok daha yuksek oldugu abd gibi ulkelerde yasayan turk vatandaslarinin oy verme orani, almanya gibi ulkelerde yasayan ve egitim seviyesi cok dusun turk vatandaslarinin oy verme oranindan daha yuksek zira randevu alma islemi bu insanlar icin pek de kolay bir is degil] vesaire bir yana koyalim.
yurtdisinda oy verme islemi, turkiye'deki gibi herkesin yasadigi sehirde yapilmiyor. turkiye cumhuriyeti temsilciliklerine gideceksiniz. bu da ornegin abd'nin bati yakasindaki eyaletlerde (washington'dan, alaska'ya, colorado'dan hawaii'ye kadar) yasayan herkesin los angeles'a gitmesi demek.
kafanizda canlanmamis olabilir, bahsettigim mesafeler soyle.
- hawaii'den los angeles ~4000km.
- alaska'dan los angeles ~4000km
- denver-colorado'dan los angeles ~1400km
simdi bu mesafeleri istanbul'a uygulayalim
- istanbul'dan madrid 2800km
- istanbul'dan berlin 1750km
- istanbul'dan londra 2500km
umarim mesafelerin buyuklugu hakkinda bir fikir vermistir. avrupa ozelinde, zaten gurbetci adam bu kadar yol tepecegine gider turkiye'de oy verir (sinir kapisinda)
sahsen ben los angeles'a nispeten cok daha yakin olan san francisco'da yasiyorum. kalktim oy kullanmaya gittim. oncelikle haftasonu san francisco'da bulunmak zorunda oldugum icin mecburen bir is gunu izin almak zorunda kaldim. ayni sekilde yine hemen donmek zorunda oldugum icin araba ile degil, ucakla gittim. bunun oteliydi, araba kiralamasiydi, yeme icmesiydi $1000 civarinda para harcamam gerekti. ıki kisi icin $1500 diye dusunun. ben gittim bu parayi harcadim ve oyumu verdim. ama herkesten bekleyemem.
bu baska ulkelerde ayni hesaplamalara yol acmiyor olabilir, her ulkenin karakteristigi farkli lakin hangi ulke olursa olsun, kalkip belki de mahallenizde oy kullanmak gibi bir is olmadiginin farkinda varmalisiniz.