ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
şaka maka ekonominin baya sağlam olması
-
hangi ekonomik verilere baktığınız ile ilgili değişebilecek görüş.
http://www.ft.com/…54ac-11e6-befd-2fc0c26b3c60.html
türkiye'nin 2. büyük yatırım firması olan ak yatırım'ın başındaki mert ulker, müşterisi olan yatırımcılarına özel yayınladığı raporda olumsuz görüş belirttiği için lisansı elinden alındı.
böyle bir ortamda türk ekonomisi için herhangi bir türk ekonomistinin objektif bir biçimde olumsuz görüş bildirmesi, işten atılma, hapse girme gibi sonuçları olabileceğinden mümkün değil.
o yüzden şaka maka, herkes titanik batarken keman çalan müzisyenlere dönmüş vaziyette.
not: financial times'ın sayfasını bir kısım arkadaş açamamış. buradan okuyabilirsiniz.
debe sonrası edit: financial times'a "sen kimsin ya!?" diyen arkadaşlar olabilir. sadece 4 milyon okuyucusu vardır. ama bu 4 milyon okuyucu ile, tüm dünyadaki profesyonel yatırımcı ve bankacıların %36'sına ulaşır.
yani demem o ki, bina ve arsa almaktan başka birşey bilmeyen arap yatırımcıyı bir kenara bırakırsak, türkiye'de fabrika kuracak, satış dağıtım zinciri açacak, ve bunu işletecek veya bu bahsedilenleri çoktan yapmış olan yatırımcı bu haberi veya benzerlerini okur. yatırım yapacak olan varsa, yatırım yapmaz. yatırım yapmış olan varsa, yatırımını satıp çıkar.
yaran diyaloglar
-
(aynen yaşanmıştır)
kadıköy-maltepe minibüsü
yolcu: şöför bey müsait bir yerde inebilir miyim?
şöför: inemezsin kardeşim, tek durak maltepe kır kıçını otur adamın asabını bozma!
bütün yolcular: tıssssss......
the
-
the su hallerde kullanilir:
1. belirli bir kisi, sey veya yer hakkinda konustugumuz zaman
ornegin,
i asked the teacher about the date of the exam.
2. konustugumuz sey cok net ve aciksa
ornegin,
they opened the door and came into the classroom.
3. konustugumuz seyden, herkesin bildigi, bir tane varsa
ornegin,
we looked at the moon
4. muzik aletlerinde
ornegin,
i can play the piano but not the violin.
5. deniz, okyanus, nehir, selale, col, yagmur ormani isimlerinde
ornegin,
the pasific ocean
the sahra desert
the amazon rainforest
6. siradag veya takimada
ornegin
the himalayas
the canary islands
the su hallerde kullanilmaz:
1. konustugumuz insanlari ve seyleri genellerken
ornegin,
women are so beautiful. (not the women)
footballers earn a lot of money (not the footballers)
i think love is important than money (not the love)
2. spor, yemek ve okul ile ilgili konulada
ornegin,
i hate football but i love cycling ( not the football)
we always have lunch together (not the lunch)
i am so good at maths ( not the maths)
3. next/last + day/week/monnth/season/year
i went to tokyo last month. (not the last month)
what are you doing next weekend? ( not the next weekend)
4. okul, universite, is, yatak (bed), hastane, ibadet yeri (kilise, cami vs.), cezaevi hakkinda genel icinde konusuyorsak ve bunlarla ilgili be in/at, go to, get to, start, finish, leave fiilerinden sonra sonra the kullanmamaliyiz.
he is at school ( not the school)
i start work at 9. (not the work)
5. gol, beach, tek dag ve tepe olursa
lake van
x beach
karda kışta inatla işe gitmeye çalışanlar
-
"özgürlük, istediğiniz şeyi yapmak değil, istemediğiniz şeyi yapmamaktır." diye bir söz okumuştum.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
fakiriz diye demiyorum ama iki gün önce eve hırsız girdi, hayatımdan yarım saat çaldınız diye not bırakıp gitmiş
bir üniversitede yaşanabilecek en dumur olaylar
-
universite dekaninin ayni okulda gorev yapan esine evlilik yildonumlerinde bolum baskanligi hediye etmesi.
lahmacunu rulo yapıp yiyen insan
-
(bkz: brawler)
arasina bol maydanozu ve limonu da basmissam, lahmacunun hamuru da incecik ve citir citir kenarliysa deme keyfime.
sanki yalida buyuduk mumuna koyim.
25 nisan 2022 boğaziçi'nin mescide çevrilmesi
-
dertleri oruç açmak ya da ibadet etmek değil, dertleri kavga etmek. orucu evinde de açabilir, başka bir yerde de. boğaziçi'ni özellikle seçmelerinin sebebi buraya da hakimiz vurgusu yapmak.
allah akıl fikir versin.