hesabın var mı? giriş yap

  • yer bağdat caddesi, starbucks ,19-20 yaşlarında 2 genç kız'ın aralarında geçmektedir:

    k1 - 3 kez öss'ye girdiaam , kazanamadıaam.
    k2 - evet yaa çok zor yapıyolaaar
    k1 - bu sene de kazanamazsam amırikaya gidicıaam.
    k2 - inanmıyoraam
    k1 - ya evet cınaam, beyin göçü böyle oluyo işteaa.

  • hanımefendinin instagramında 5 dk gezince bir arkadaşımı hatırladım. pendikte bir gecekonduda yaşıyorlardı. çok büyük bir şirkete sekreter olarak girdi ne yaptı ne etti 6 ay içinde şirketin sahibini kafaladı evlendi. aynı bu abladaki gibi 20-30 yaş fark var. ondan sonra yüce dağları ben yarattım tribinden çıkamadı. konuşurken ben bu şirkete ömrümü verdim diyor 2 gün gitmesem batar diyor. terfi etti tabi muhasebe müdürü gibi bir şey oldu. en son birlikte happy moonsa gittiğimizde garsona benim yemeğimi herkesten önce getireceksin!!! deyince son görüşmemiz oldu.

    bu ablamızda da onu hissediyorum bir şeyleri hazmedememiş gibi. sürekli tüm postlarda ben buraya tırnaklarımla kazıya kazıya geldim imajı vermeye çalışıyor da içi boş çok belli.

    -yazan arkadaşa telafi edebiliriz bir aksaklık olmuş olabilir deseydi bugün kimse bunları yazmayacaktı ama onun yerine arkadaşın yaşadığı evin neminden( yani sen fakirsin rutubetli evde oturuyorsun diyor ) bahsetmeyi daha uygun görmüş. kibir en büyük günah.

  • yılbaşı geliyor diye kapı süsü aldık ama ödümüz kopuyor çalacaklar diye. sonradan görmelik de pek zormuş.

    evdeyken takalım giderken çıkaralım diyoruz*

    noeliniz şimdiden mübarek olsun*

  • o sıralar leman'da işlenmiş bir konuydu hatırladığım kadarı ile. kozalak tipli bir adam gazeteyi yaymış ve üzerinde pringles yiyordu. yerken de "ulan ne iyi akıl etmişler firingısın yanında gazete vermeyi. yerken yere neyin dökülmüyo" diyordu. bir mehmet çağçağ prodüksiyonu idi evet.

  • kurum: travel şirketi
    görev: otobüs sayma sorumlusu
    mesai: otobüsü saydıktan sonra evime dönüyorum.
    maaş: 300 tl
    işin bana kattığı: ileri seviyede matematik.

  • doksanların sonunda yarısıyla okul kantinlerinden simit ve ayran alınabilen paradır. emektardır. defterin bir alt yaprağına konup üzeri kurşun kalemle hafif karalanarak az kopyası çıkartılmamıştır.*

  • failili yazinca kendi hikayem aklima geldi.
    isteme olduğu gün tam bir faciaydi. hava yaklaşık bin derece, aylardan ağustos. önce eşim ve ailesi evi bulamadi. sonra onlar gelince kahveler yapıldı ve kahve taştı. ateist kayinpederim ve annem tartışti. kayınpederim isterken "allahın emri peygamberin kavli" demeyince, hacı olan annem "sizde allah kitap yok galiba" diyerek meselenin ortasina daldı ; kayinpederimse "genel olarak yoklar zaten" diyerek yangını körükledi. tam tartışma büyüyecekken eniştem "hadi yüzükleri takalim" dedi. yüzük takilacakken elektirik kesildi. mum ışığında yüzük takılırken o zaman ortaokulda olan yeğenim "noluyo amk bu ne kalabalik?" diyerek ter içinde eve daldı.
    sonra elektrik geldi, ikram yapilacakken pasta kuzenimin elinden yere düştü. aksilikler burda son buldu diyorduk ancak öyle olmadı. sıcaktan kayinvalidem koltukta uyuyakaldi. o gece başka bir facia olmadan sonlandi.

    nikah tarihi bulamadığımız için sabahın kör vakti nikah yaptik.*
    dolayısıyla en yakinlarimiz harici kimse yoktu. nikahtan hemen sonra eşimle kavga ettik.

    nasıl başlarsa öyle gidiyor evlilik. evren mesajlari gönderdi ama almadik demek.
    nişanlı olanlara duyurulur.

    edit: sanırım en çok mesaj gelen entryim bu, çoğunlukla sonucu ne oldu diyorsunuz: boşandık sevgili yazarlar.

  • hokus pokus ve abra kadabra gibi ifadeler arkasında hiçbir güç olmayan şakacı bir sihirbazın basit sözleri gibi görünebilir. ancak bu kelimeler son derece eskidir ve başlangıçta mistik güçlere sahip güçlü bir büyücülük sözleri olduğu gerçektir.

    ms. 2 yy'da romalı doktor serenus sammonicus, hasta bir kişinin iyileşmesi için boynuna bir muska takması gerektiğini söyler, abrakadabra kelimesinden türetilen üçgen bir formülle yazılmış bir parşömen parçasını, hastalığı vücuttan atması için muska niyetine kullanır.

    görsel

    abra kadabra ile ilgili başka bir teori; "konuşurken yaratacağım" anlamına gelen aramice "avra kehdabra" deyiminden geldiğidir. büyücülük, sihir bağlantısı yine var.

    hokus pokus'un, latince kutsal bir cümle olan "hoc est corpus meum" ifadesinin saptırılmış hâli olduğuna inanılır. (bu benim bedenim)

    şimdi bu kelimeleri kullanan kişilere bakıldığında ortada çok büyük bir saçmalık var.

    sihirbaz kelimesi ingilizce wizard. wys kökünden türemiş. bilge kişi demek.

    cadı kelimesi ingilizce witch. wicce kelimesinden türemiş. kadın sihirbaz, kadın büyücü demek.

    erkek olan sihirbazlar/büyücüler krallar dahil halkı eğlendiren kişiler iken kadın olan sihirbazları yakmıştır ortaçağ gerici zihniyeti. halbuki kelime kökenlerine bakılırsa iki taraf da aynı işi yapıyormuş. kadın olmak çok zor.

  • yeni olmuş, kötü olmamış.. ama daha iyileri de olmuştu. ilk dinleyişte birazcık hayal kırıklığı yaratıyor sanki... yani sürükleyici şarkılar var ama albümün tamamı eskilerin tadını vermedi.. yine de van leeuwen'nın gitarını duymak her aklı başında insana iyi geliyor olmalı.

    (bkz: queens of the stone age)