ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
şanlıurfa'da iki motorcunun öldürülmesi
-
aslında urfa'nın amsterdam, bern, barselona olduğunu öğrenmemize neden olmuştur.
hee amk heee çok güzel çok misafirperver çok sıcakkanlı yer.
ulan siz bu ülke sınırları içinde akp'nin %60 alıp da insanlarının hoşgörülü, misafirperver, açık fikirli, sıcakkanlı olduğu yer mi gördünüz?
önüne kebap koydu diye neredeyse sevinçten ölecekler amk.
tüm motivasyonu öteki diye adlandırdıkları milyonlarca insana kan kusturmak, bastırmak hatta şartlar gereği öldürmek olan bir ideolojiye ölümüne bağlı bir il bu sıfatların hiçbirinı taşımaz.
hani aralarında yaşamasam inanacağım.
yazdıklarımın konu dışında olduğunu biliyorum lakin olay üzerinden bok çukuru yerleri göklere çıkarmayın amk.
çurablarını çıkra
-
tek eliyle yazan bir sosyal medya kullanıcısının yaptığı yorumdan sonra ülke geneline yayılmakta olan akım. ilk kim başlattı bilemiyorum ama örnekleri sürüyor. bu bir yazım hatası değil. dışa vurumdur. bir çok saçmalama anınızda bu sözü kullanıp söz konusu durumdan yırtabilirsiniz.
hacı moralim çok bozuk.
curablarini çıkra.
umut sarıkaya
-
yarıcı cümlelerin yazarı.
benim de söyleyeceklerim var kitabından:
"aylaklığa övgü kitabından çok etkilendiğini söyleyen bir kadın, şimdi benden set üstü ocak taksidine girmemi istiyorsa ben o kitabı yakarım aga!"
sayın sarıkaya, lütfen çok yaşayın ve çok yazın, çok çizin!
boğaz köprülerinin çift taraflı ücretlendirilmesi
-
peki bu köprülere para ödemek için illa geçmemiz mi gerekiyor? osmangazi köprüsü gibi geçmeden de ödeme kolaylığı neden yok ?
özcan deniz'li coca-cola reklamı
-
koladan soğudum hint filmi izler gibi
9 ay sonra facebook engelini kaldıran eski sevgili
-
on gün sonra daha büyük bir sürprizi ifşa edecektir.
photoshop gazeteciliği
-
efendim artık türkiye'de gazeteciliğin bokunun çıktığının resmidir bu. buyrun önce size bir crespo'nun resmini göstereyim.
http://img209.imageshack.us/…mg209/338/gerek7dr.jpg
şööyle bir bakınız, çok fazla kurcalamayınız dikkat etmeyiniz. şimdi efenim buyrun size bir de fotospor'un yaptığı bomba haberi göstereyim:
http://img92.imageshack.us/…92/6391/yalan2sz7xb.jpg
şimdi efenim önce crespo'nun yanındaki hilekar diye adledilebilecek kişiye dikkatinizi çekerim o da kim? crespo'nun yanında chelsea'li yaşlıca bir bayan taraftar vardı sanki az önce? ha yetmedi. üstüne crespo'nun elindeki fener formasına dikkatini çekerim. o da nesi? sanki crespo'nun elindeki kalem ters duruyor, nasıl imzalayacak fener formasını o kalemle? ama bir şekilde başarmış crespo helal olsun. aaa o da ne crespo bir tshirt giyiyordu hem de chelsea armalı. a a o da nesi chelsea arması yok olmuş birden bire. ha bir de burası arjantin kampıydı di mi?
fotospor de get burdan, ordan bana bir çay koy da gel.
metin altıok
-
yaşamak görevdir yangın yerinde
yaşamak insan kalarak..
dolara müdahale yerine paladin basmak
-
şu şartlarda yapılması en doğru olan eylem. bakın anadolu'da bulunan bir devlet olarak ormanlar, gıda ve et bakımından sıkıntı yaşamamamız gerekiyor.
eğer dolara müdahale etmek yerine odun ve et üretip bunları at arabalarıyla ticarete salıp altın ile dengede tutup sınırsız sayıda paladin basarsak ortadoğu ve balkanlar'daki bütün ülkelere tek atabiliriz. tek attığımız ülkelerin kaynaklarına da çöküp ayasofya kilisesini wonder olarak kullanırsak dolara molara ihtiyacımız kalmaz elhamdülillah.
çare paladin.
düzenleme ile @bz isimli yazarın uyarısı: hazır et ve odun varken halberdier ve skirmisher basalım ki doğu'dan persler fillerle girince "benim halberdierim işini bilir" diyebilelim.
ikinci düzenleme: arkadaşlar dolar kurunun yükseliş hızı yüzünden elim ayağıma dolaşmış şimdi fark ettim. başlık "dolara müdahale etmek yerine paladin basmak" olarak düzeltilirse daha iyi olur. ha böyle iyi akarı kokarı yok denirse beni bağlamaz.
7 mayıs 2020 edit: başlığı açtığım gün yani (tam diyebiliriz) 2 sene önce dolar kuru 4.59 imiş.
hayata dair iç burkan detaylar
-
bir sene evvel kaybettiği babasının pijamasına sarılmadan yatamayan 10 yasında bir kız cocuğu...
bir anne ve iki kızı ile kalıyorum bir süredir.
kızlardan birisi 10 yasında, digeri 6 yasında.
kadın eşini gecen sene kanserden kaybetmiş.
koskoca istanbul'da iki cocukla bir basına kalmış.
ailesi "memlekete don" demiş. donmemiş.
"esimin hatırasını bırakamam, ben burada buyuturum cocuklarımı" demiş ve kalmış istanbul'da.
ne is olsa yapıyor.
hafta sonları temizliğe gidiyor.
hafta ici bir işyerinin yemeklerini yapıyor.
iki haftada bir cocuklarının okulunun camlarını siliyor.
"asla gocunmam, her isi yaparım, istanbul'da is çok, yeter ki gocunma" diyor bana...
zaman zaman sikayetlendigim isim geliyor aklıma...
39 yasında. nasıl güzel, nasıl zayıf ve narin...
ama sacları bembeyaz.
bir senede bu hale gelmiş, eşini kaybettikten sonra.
ama her seye ragmn öyle sıkı tutunmuş ki hayata, öyle sarılmış ki yavrularına, inanın su an itibarıyla canınızı sıktığınız ufacık seylerden utanırsınız.
iste bu kadının 10 yaşındaki yavrusu da, her seyin farkında koskocaman bir insanmiscasina, yatağına sokulur sokulmaz babasının pijamasına sariliveriyor...
10 yasında, kendi minicik ama kalbi ve aklı koskocaman bir kiz cocuğu.
"öğretmen olmak istiyorum abla" dedi bana bu aksam.
sadece kocaman sımsıkı sarilabildim ona.
10 yasında... ve bana hayat dersi verdiler bugün, "hükumet gibi kadın" denilesi annecigiyle.