hesabın var mı? giriş yap

  • kendi ulkelerinin anasini s*ktikten sonra ispanya'ya goc ederek oranin da anasini s*kmek isteyen istilacilara ispanya sinir muhafizlarinin mokokoyu gostermesidir.

    van'da, kilis'te buna benzer birkac onleme girisimi olsaydi su an en az 1-2 milyon arap/paki istanbul'un avmlerinde milletin gotunu cekmek yerine lahor veya rakka'da irgatlik yapiyor olurdu.

  • "eğer hepimiz bir yıldızın merkezinden geldiysek, her birimizin atomları da o yıldızın merkezinden gelmiş demektir... o halde hepimiz aynı şeyiz. bir kola makinası veya bir izmarit de, o yıldızın atomlarından yapılmıştır. hepsi de sizin ve benim gibi binlerce kez dönüşüme uğramıştır. bu yüzden, o dışarıdaki şey benim. peki o zaman bunda korkulacak ne var? aradığımız teselli nedir? hiçbir şey...korkacak bir şey yok çünkü, her şey biziz."

  • normalde 98 se ile beraber varolmayacaktı. microsoft, windows 98'den sonra dos tabanlı yeni bir sistem çıkarmak istemiyordu. ancak windows nt 5.0'ın * gelişimi uzadı da uzadı, 1998 başında bitecek sistem 1999 sonuna yetişebildi. ev kullanıcıları için 98 se çıktı.
    windows 2000, aynı zamanda ev kullanıcıları için de çıkartılmak isteniyordu. ne var ki olmadı, bazı programlarla ve oyunlarla çok fazla sorun vardı. nt 4.0'dan beri çok fazla şey eklenmişti ve bazı projeler sonraki windows sürümüne kaydırıldı. önce neptune kod adıyla tasarım başladı, sonra bu proje de iptal edildi ve ocak 2000'de windows xp'nin tasarımı başladı.

    işte me, bunun gibi bir ortamda geliştirildi. 1999 sonlarında gelişimi başladı ve aceleyle yapıldı, kullanıcılar ortada kalmasın diye. yaşlı win9x kerneli de artık yetersiz kalıyordu. bütün bu faktörler birleştiğinde me, yarım yamalak bir iş oldu, kararsızlığıyla ün saldı ve raflarda 1 yıl kalabildi. me test takımının neredeyse hepsinin kovulduğu söylenir. *
    ev kullanıcıları da 98 se'ye dönmüş veya bütün uyumluluk sorunlarına rağmen daha sağlam olan 2000'e geçmiştir. (pratikte 2000 bunu başardı) zulüm xp'nin çıkışıyla son bulmuştur.

  • ara geçiş formudur.

    hem teksas, tommiks gibi çizgi romanları bilir, hem amiga'dır, nintendo'dur bunları bırkalamışlığı vardır. kara şimşek izleyip merdaneli çamaşır makinesinin merdanesinde araba sürmeyi öğrendiği gibi (!) sonraki kuşakla start-up atışması dahi yapar*.

  • bugün, iş başvurusu için çağrıldığım şirketteki ablanın bana dediği eylem.

    pazartesiden perşembeye kadar: sabah 8.30 akşam 7-8
    cuma: sabah 8.30 gece 12-1
    cumartesi: sabah 8.30 gece 3
    pazar: tatilden hallice (yersen)

    ücret: asgari

    mekan: halkalı gümrük(gidenler bilir). tuğlalardan örülü bir odacık ve bir adet kondisyonu iyi konteyner.

    not: üniversite mezunuyuz, tecrübesiziz ama bu kadar da ölmedik mk.

    edit: söylemeyi unuttum. şirketin operasyon işlerinin yapıldığı, tuğla ile örülmüş olan 15 metrekarelik yere bir sıva çekmeyi bile uygun görmemişler. o tuğlalara üzüldüm aslında ben.

  • nedense pek merak edilen bir meseledir ve "o öyle bir ruhtu ki" değildir. gerçek her dem çiğdir. ortamlardaki kadın kıtlığı. o dönemi şöyle anlatırsak eğer durumun vahametini daha iyi fark edersiniz. tomris uyar liseden mezun olduğunda liseden mezun olan öğrenci sayısı 20 bin civarı. bunun dörtte biri anca kadın. yani 5 bin civarı liseden mezun kadın var. bunların sanat sepetle ciddi ciddi ilgileneni birkaç yüz ancadır. bu birkaç yüzden sanat sepet ortamlarında takılanı elli altmış ancadır. bir de bunların istanbul'da takılanı da bir yarısı kadardır. bir de bunların ciddi bir beraberliği ya da evliliği olmayıp ortam simalarıyla yakınlaşma ihtimali olanı da elde kalan yarının da yarısı falandır anca. yani ortamlarda bir düzine kadın ya var ya yok. birkaç yaş genç, birkaç yaş büyük kadınları da ekleyelim. tüm istanbul enteliz danteliz, sürüden farklı yaşarız kafasındaki yüzlerce bohem hayat erkeği eldeki elli civarı kadına bakıyor. ha bu elli kadın da aynı zamanda güzel yahut eli yüzü düzgün kadın olmuyor. yanisi aç kitlenin gözünü diktiği kadın sayısı aslında toplamda 10 falandır. manzara bu özetle.

  • kesinlikle ne kadar giriyor acaba diye cevirip gotune sokmaya calisan ve bu sebeple hastanelik olan turkler cikardi.

  • o yumruğu yedikten sonra geri geri koşarken ki o çaresiz bakış var ya.

    tam orda yumruğu ben vurmuşum gibi derin bir nefes verdim.

    gücü erkeğe yetmeyince maalesef dayağı yediği arkadaşın sevgilisine saldırmış. bu saatten sonra fazlalığı kesip attırsın bence.