hesabın var mı? giriş yap

  • kış uykusuna dalamayan sevimli bir ayı konu edilmişti bir bölümünde. casper ayıyı uyutmak için elinden geleni yapıyordu ama ayı bir türlü uyuyamıyordu. ayı gerçekten çok uykusuz ve çaresiz görünüyordu. sonra tesadüfen, ayıyı uyutmayanın, diğer mağaralarda uyuyan ayıların horlama sesi olduğunu farkediyorlardı. onlar uyanırken bizim ayı henüz yatmıştı kış uykusuna. uyumuştu.

    ne güzel bi çizgi filmdi bu. bir zamanlar her şey ne kadar güzeldi.

    edit: link

  • üzmüştür.
    oğlum ben böyle şeylere çok üzülüyorum lan videoyu izleyemedim bile hemen başında kapadım.
    orada olsam sırf adam yıkılmasın diye tek başıma kahkaha atardım.
    zaten başıma ne geliyorsa bu vicdanım yüzünden geliyor mk.

  • fazıl say'ın instagram hesabından yaptığı paylaşımda “repçinin vatan-millet-sakarya diyen marşı” ve “gülünç influencerların seçimi” diyerek norm-ender'in parla isimli marşını kötülemesidir. linkyahu birader herkes kendince bir katkı sunmaya çalışırken neden adamın yaptığı işi kötülersin? ha bana sorarsan sen kendi yaptığın marşı istediğin kadar öv, norm-ender'in bestelediği marş daha kolay söyleniyor ve daha akılda kalıcı. mesela 10. yıl marşına bak, bestesi ve sözleriyle söylemesi çok kolaydır. seninkinde bir anda üç kere şimşek diye bağırmamız sonra farklı tonlara geçmemiz gerekiyor. tamam sanatsal açıdan çok değerlidir kabül ama dillere pelesenk olacak bir marş değil. madem derdin 100. yıl ve atatürk, kendin besten tutmadı diye adamınkini boklamak neden ?

  • -hayattan beklentin nedir.
    -bir ev, bir araba, mutlu bir aile yasantisi, (omrumun sonuna kadar kiclarini yikayip bakmak zorunda kalacagim) sevimli 2 tane cocuk. yani genel olarak bunlar. (ne bekliycem mina koyiim. yeteri kadar parayi kaldirip istifayi basmak ve sizin gibilerin olmadigi yerlere yelken acmak.)

  • müdürün kürsüden konuştuğu bir sırada, öğrencilerden en çok gözüne batanı seçip, parmağıyla göstererek, müdür yardımcısına mikrofondan "halil ibrahim bey, şu öğrenciyi dövebilir miyiz?" diye ricada bulunması.

  • yer trabzon, şehir merkezinde bir lokanta...

    müşteri- bu laz böreği neden yapılıyor?

    garson- neden yapmayalım?

    müşteri- ???!!!

  • üzücü olay. ama antalya'ya yolum düşse de yardım etmem. amerika'da oyunculuk eğtimi almak isterse amca o zaman düşüncem değişebilir, gözlerim dolabilir.

  • türkiye'de devlet bütçesinin %80'i gereksiz harcamalara gitmektedir. ankapark işte orada. bunun gibi yüzlerce örnek verebilirim.

    durduk yere harcama kalemi oluşturmayın. adam primini ödemiş emekliliğini hak etmiş. size ne!

  • olmayan durum. yarın konut fiyat endeksi açıklanacağı için veriler değişecek o yüzden daha önce yazdığım şu girdiyi silmiştim ama şimdilik buraya kopyalıyayım.

    emlak sektöründe balon var mı sorusu sözlükte daha çok kişisel tecrübelerle tartışılıyor; bu durumu rakamlarla açıklamak istedim. emlak balonunun bilimsel açıklaması emlak fiyatlarının beş sene içinde %50, üç sene içinde ise %35 prim yaptıktan sonra dramatik şekilde değer kaybetmesidir.(en az %35) türkiye’de konut fiyatlarını incelediğimizde en eski verilere ulaşabildiğimiz 2010’dan 2017’e kadar her beş senede konut fiyatları %50 prim yapmış ve 2010’dan günümüze kadar konut fiyatları %140 prim yapmış. bu rakamlar kağıt üzerinde şişmiş bir emlak balonu olarak yorumlanabilir fakat ayrıntıya girince görünüm değişiyor.

    reel olarak(enflasyondan arındırılmış) konut fiyatları yükseliş gösterdiği 2012-2017 arası sadece %29 prim yapmış iken 2017’den günümüze konut fiyatları %20 değer kaybetmiş yani reel olarak konut fiyatlarındaki artış bir emlak balonundan çok enflasyon sorununa benziyor. burada da şu sorun karşımıza çıkıyor; emlak sektöründe belirleyici olan faktör reel fiyatlar mı yoksa naminal fiyatlar mı?

    türkiye’de konut sektörü çok farklı bir konumda; toplumda konutlar bir yatırım aracı olarak değrlendiriliyor, bu başlıkta bile konutlar hakkında yorum yapıp ‘’yatırım tavsiyesi değildir’’ diye yorumu sonlandıran birçok yazar mevcut, konut fiyatları ile ilgili ‘’yatırım tavsiyesi değildir’’ demek ile domates fiyatlarına ‘’yatırım tavsiyesi değildir.’’ diye yorum yapmak arasında bir fark yoktur. türkiye’de konutların bir yatırım enstrümanı olarak görülmesinin en temel sebebi yatırımcı profilidir.

    her toplumda yaş gruplarının ekonomi için farklı anlamları olur; 45-65 yaş grubu ekonomiler için tasarrufu temsil eder ki türkiye’de de sermayenin çok büyük kısmı bu yaş grubunun elindedir. türkiye’de bahsettiğim yaş grubu doksanlı yıllar tecrübesi yaşadığından dolayı emlak sektörünü bir ihtiyaç değil bir yatırım aracı olarak değerlendiriyorlar; dikkat ederseniz çevremizde birden fazla ev sahibi olan ve devamlı olarak konut ticareti ile servet artırmaya çalışan insanların önemli bir kısmı bu yaş grubuna dahildir.

    son yıllarda enflasyonun ekonomi için ne kadar zorlayıcı bir faktör olduğunu yaşayarak öğreniyoruz; doksanlı yıllarda bu durum çok daha ağırdı, bununla beraber yine doksanlı yıllarda bankacılık sistemine güven(dolaylı olarak yatırım araçlarına) günümüze göre son derece zayıftı, bu sebeple toplumumuzda konut veya benzer ürünler ile(araba, yastık altı altın vs.) sermaye koruma veya kazanç sağlama çabası çok güçlüydü. bahsettiğim yaş grubu insanlar size 1 birim fiyata aldığı evi nasıl 5-10 birim fiyata sattığını ve kar ettiğini anlatırlar; bu insanların günümüzde en az 5-10 ev alacak kadar serveti yoksa ki yok, bu kişiler alıp sattığı evlerin 5-10 kat prim yapması reel değer artışı değil, enflasyondur. bir konuta 5-10 kat prim yaptıracak enflasyon yaşanan bir ekonomide evlerin reelde değer kaybettiğini tahmin etmek zor değil.(mb, 2010 öncesi verileri sitesinden kaldırdığı için veriler ile kanıtlayamıyorum.)

    finansal okur yazarlığın da zayıflığı sebebiyle günümüzde birçok insan konutları aldıkları maliyetin çok altında satıyorlar, %19.5 enflasyon ortamında(inşaat maliyetindeki artış manşet enflasyonun da çok üstünde %30 civarında) konut fiyatlarında artış sadece %3.5 bu rakam ciddi bir sorun o yüzden sıfır ev fiyatlarındaki satışlar %30’a yakın düşerken ikinci el konutlarda satışlar sadece %8 düşmüş. bu durumun ana sebebi konutlarını reel maliyetinin altında satıp kar ettiğini düşünen kesimdir.

    konut fiyatları ilk defa düşüş gösterdiği temmuz-2018’den beri yerinde sayıyor ve (sadece %0.03 artış var) trend ise fiyatların zayıflaması yönünde, şu an türkiye’de çok sınırlı bölgede konut fiyatları nominal olarak düşüyor link fakat bu durum kuvvetlenirse konutları yatırım aracı olarak gören kesim (konutlar asla değer kaybetmezciler) kendi bakış açılarıyla da konut fiyatlarının düştüğünü görecekler ki finansal okur yazarlığı zayıf insanların ellerindeki varlıkların değer kaybetmesine tepkileri genelde abartılı olur.

  • camel sigara paketleri üzerinde bir deve vardır, hani arka plandaki piramitlerle poz verir profilden. hani altında da "turkish blend" yazar gocemen. en çok soru bu manzaradan çıkar işte. öyle bir kafaya kazınmış ki, "deve ile mi seyahat ediyorsunuz?", "çölde mi yaşıyorsunuz?" sorularının filan temelinde bu hafıza yatar.

    oraya deve yerine andromeda galaksisinin bir ilüstrasyonunu koysan gelip "uzay gemisine mi biniyorsunuz", "uzayda mı yaşıyorsunuz" filan diye soracak adamlar çıkar kesin.

    on tane eurovision kazansak bu imajı temizleyemeyiz herhalde.

    allah belanı versin camel.

    ..

    eurovision, allah senin de belanı versin.