ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
niye yirmili yaşlarda evlenmedim ki pişmanlığı
-
neden bu kadar eleştiriliyor anlamadım.
babam 18, annem 17 yaşında imiş evlendiklerinde.
erken evlenmenin en güzel kısmının çocuk sahibi olmak olduğunu düşünüyorum erkenden. evet geri kafalı deyin ne derseniz deyin ama düşünüyorum şimdi.
bizi tanımayanlar hiçbir zaman inanmıyorlar baba oğul olduğumuza. bir de ben sakal bırakıyorum, iyice yaşıt gibi duruyoruz.
mahallede halı saha maçı yaptığımızda defansa da dikiyoruz babamı. yani ben oğlumla halı saha maçı yapmayı çok çok isterim. hangimiz istemeyiz?
evet çok sıkıntılı günler de yaşadık ben çocukken. yani düşünün ben ilkokula başladığımda babam 25 yaşında falandı!
lâkin bunların yaş ile ilgili olduğunu sanmıyorum!
sevgi ve saygı!
babam, annemin başında yıllarca ağladı hastalık yılları geçene dek. görüyordum.
şimdi de arada bir tartışıyorlar tabii. ama ne bileyim çocuk kavgası gibi geliyor lan bana*
" valla çekeceğim kulaklarınızı! " diyorum hatta.
yani hayata bu kadar negatif bakmayın arkadaşlar. bu hayatta iyi örnekler de var.
bir evde olması gereken ilk şey huzurdur. gerisi hikâye.
dipçe: kırıcı bir mesaj aldım! yumuşatarak söylemem gerekirse " evlenmişler de ne olmuş? neden okumamışlar! "
arkadaşlar, buradan nasıl görülüyor bilmiyorum ama herkesin şartları aynı değil. önceden de değildi. babam, babasının yani dedemin cenazesine gidememiş bir insan askerde iken. bu yüzden içinde iki acı vardır:
baba hasreti ve okuyamamak!
yoksulluktan okuyamamış köy yerinde ne annem ne babam. fakat bu adam sırf bana yeni önlük alabilmek için hamallık yapmış bir adam. o yüzden laf ettirmem.
okuyamadılar belki fakat beni öğretmen yapan ikisidir. siz dilediğiniz kadar bu hayattan nefret edin ve etrafınıza da bu nefreti kusun. bu hayatta iyi şeyler her daim olacaktır.
ikisine de minnettarım.
bilgisayardan anlamayan bilgisayarcı yalanları
-
- abi ben 40 gb diye almıştım bu harddiski.. evde bios 20gb olarak görüyor?
- onu daha yeni aldın o yüzdendir.. kullandıkça açılır.
(bkz: yuh artık)
yaran facebook durum güncellemeleri
-
i phone 6 plus mı alsam, 92 şahin mi? karar veremedim.
cemaatçi kızla yemeğe çıkacaklara tavsiyeler
-
ona aslında bölge abisi olduğunuzu, bizzat feto'yu pensilvanya'da birkaç defa ziyaret ettiğinizi, aslında abd'de basılmış bir kitabı türkçe'ye çevirip rahatça diploma aldığınızı, her gece teheccüde kalktığınızı, gerçekte solak olduğunuzu ama yemeği sağ elle yediğinizi, said nursi'nin risalelerini sözlüksüz okuyabildiğinizi, hepsini geçtim bu özelliklerinizin hiçbirinden bahsetmeyi sevmediğinizi söyleyin. hüngür hüngür ağlayacaktır.
ssg
-
2011'in mayis'i.. tib'den eksi sozluk'u kapatma emri cikiyor. ortalik biraz karisik. her kafadan bir ses.
olay butonu hep yesil.
4 mayis 2011 - #23338165
5 mayis 2011 - #23363517
7 mayis 2011 - #23395635
8 mayis 2011 - #23407952
bu entry'deki birkac cumleye dikkat:
''...daha kalabalık bir internet kullanıcı grubuyla katılmak. bu yüzden hepinizin (evet sen dahil) orada olması lazım...''
ssg'nin burada bahsettigi kisiler sen, ben, antik'i bugunu kullanmayanlar falan. (evet sen dahil)
9 mayis 2011 - #23416679
11 mayis 2011 - #23447436 (bizden oneri bekleniyor. hani su an hicbir talebi ve onerisi siklenmeyen bizlerden)
12 mayis 2011 - #23465436
12 mayis 2011 - #23468031
12 mayis 2011 - #23468497
13 mayis 2011 - #23485966
sonrasinda dusunen hayvanin onde gideni de bir seyler yazip kafamizi utulemis. ben ozellikle ssg'nin olaganustu cabasini gostermek istedim.
***
konu, eksi sozluk'un kapanmasi olunca, sozluk yazarlari can ciger kuzu sarmasi. onerileri dikkate alinan onemli kisiler ve olay butonu surekli yaniyor. aciklama ustune aciklama yapilabiliyor.
konu, o pek kiymetli yazarlarin basit talepleri olunca, olay butonu hic yanmiyor. taleplerin karsilanmasini geciyorum... karsilanmasa da olur. ancak, o gun o yuruyus'te ssg'yi yalniz birakmayan yazarlara, ssg bugun tek cumlelik bir aciklama yapmaktan dahi kaciniyor.
bakalim... devran donuyor nasil olsa...
sunu ek yapalim: ssg ile ilgili yazilan her entry'den sonra devreye giren ''adam sozlugun sahibi'' refleksine eyvallah. evet, ssg sozlugun sahibi, dusuneni, tasarlayicisi ve sairesi. ancak biz de(yazarlar) kendi sozumuzun sahibiyiz. biz de iki lakirdi edelim arada musadenizle.
survivor all-star
-
koalisyon döneminde olduğunu bilmeyen serenay din istismarıyla oy toplamaya çalışıyor yine :) artık işler değişti sero...
anı yaşamak yerine cep telefonuna kaydetmek
-
insanın ölümsüzlük açlığındandır. üzgünüm dostlar, herşey silinip, bitip, yitecek.
sokaklarda bayağı bildiğin ayıların gezdiği yıllar
-
90lı yılların ortalarına kadar süren acaip bir dönemdi. liseliler bilmez, sokakta elinde tefle çingene bir adam yanında kocaman bir boz ayıyla gezerdi. şimdi 48 ay banka kredisiyle alınmış yüzlerce arabanın doldurduğu sokaklarda kedi görmek bile zorken böyle bir sahneyi tahayyül etmek fazla sürreal kalıyor.
acun ılıcalı'nın sözlüğü satın alması
5 haziran 2017 eskişehir'de veterinere saldırı
-
sadece türkiye'de yaşanabilecek olaylardan bir diğeri. bir velet bahçedeki kediye tekme atıyor, veteriner hekim çocuğu uyardı diye önce çocuğun dedesinin sonra da babasının saldırısına uğruyor.
daha da garip olan ise bu saldırganlardan birinin doktor diğerinin ise mühendis olması.
siz nesiniz ki sizin yetiştirdiğiniz çocuk ne olsun.
kaynak : http://www.internethaber.com/…si-1783222.htm?page=3
edit: birkaç meczup saldırganların doktor ve mühendis olduğunu yazmama bozulmuş, özellikle belirtmemin sebebi nispeten eğitimli olan kişilerin bile hayvan sevgisinden mahrum olması.
çözüm süreci beyanname matbaaya giderken düştü
-
"beyanname dijital ortamda metin baskıya gönderilirken bazı kaymalar olmuş, bir iki sayfa düşmüş."
bu dijital ortam baya rüzgarlı oluyor, sayfalar uçuşabiliyor normal.
zevk alınan ufak sapıklıklar
-
denizden çıktıktan sonra şezlonga uzanınca sıcağın etkisiyle az evvel kulağa kaçmış suyun ılık ılık akması.
fiyatı korkunç bir şekilde artan ürünler
-
bir top a4 kağıt a101 de 19 tl olmuş. kağıt ya kağıt.