hesabın var mı? giriş yap

  • #fahişyemeğeboykot hashtag'i ile x platformu üzerinde başlatılmış olan boykot çağrısıdır.

    son yıllarda kalitelerinde ciddi düşüşler olan cafe ve restoranlardaki yiyecek ve içecek fiyatlarındaki fahiş fiyat artışına karşı başlatılan boykuttur.

    mevzu sadece enflasyon değil. bu ekonomik ve sosyolojik şartları fırsat bilip ücretlerde fahiş artış yapan her bir işletme için bir uyarı niteliği taşımaktadır. boykot edilen şey, işletmelerin fırsatçılığıdır.

    hashtag altında bir adet anket ve insanların görüş ve düşüncelerine bakılırsa hızla geniş kitlelere yayılan bir çağrı olmuş durumda.

    yiyecek, içeçecek sektörü için yapılan bu boykot çağrısı, ileride zincir marketler ve akaryakıt sektörü için de uygulanabilir.

    edit: yazar bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine, yapılan anket sonucunu da paylaşmak istiyorum. ilk boykot 20-21 nisan, cumartesi ve pazar günlerini kapsayacak şekilde olacak.

    link

    edit2: ancak, sadece bugünlere bağlı kalınmaması, kayda değer bir sonuç alınıncaya kadar bu boykotun kararlılıkla devam ettirilmesinden yanayım.

    edit3: biz dışarıda yemezsek ölmeyiz. ama bize bunu yapan aç gözlü, fırsatçı esnafın, bu ekonomik şartlarda ne kadar dayanabileceğini hep birlikte göreceğiz.

    edit3: bir yazar arkadaşımın çok güzel bir tespiti olmuş. covid zamanında biz esnafımıza sahip çıktık. onlar ise, ilk fırsatta bizden faydalanmaya çalıştılar. bu ihanetin mutlaka bir bedeli olmalı.

  • +18 başlık: dünyada nesli tükenen bir dişi maymunun devamı

    1. için bir insanla çiftleştirilmesi gerekir ancak dünyada kimse buna yanaşmaz. giderler adanaya. kamyoncu dayının birine derlerki ahanda şu maymunu 40.000 tl ye sik. adam der düşüniim aga. aradan bi saat geçer der tamam. sorarlar nie bu kadar uzun sürdü. 20.000'e kamyonu sattım. 20.000'de arkadaşlardan toparladım.

  • sanırım kariyerimde yaptığım en iyi tercih henüz başlarında (17-20 yaş) az maaşla sadece tecrübe için bir sürü farklı firmada çalışmak oldu. "yeni başlayanlara az maaş verilsin" diye demiyorum: minnet etmeyeceğin para, başka firmaya sıçrama kararını kolaylaştırıyor.

    o sayede bir sürü farklı çalışma ortamı, şirket kültürü gördüm. ne yapmak istediğim, nasıl bir firmada çalışmak istediğim, emeğimin karşılığının ne olduğu gibi konularda zamanla daha iyi fikir edindim. iyi firmayı kötü firmadan ayırabilmeyi öğrendim. ilerde kendi şirketim olursa nasıl olmasını istediğime dair fikirler edindim.

    o firmalardan biri bana ev kirası, araba taksidi, yeme içme masraflarını karşılayacak bir para kazandırmış olsaydı bugün hala eskişehir'de aynı firmada çalışıyor olabilirdim. eminim hayatımdan memnun da olurdum. ancak sağolsunlar, verdikleri asgari ücret beni yeni maceralara itti.

    kariyerimin ilerleyen kısımlarında en uzun süre çalıştığım firmalar bana kendimi geçindirip üstüne biraz kendimi şımartabilecek para ile çok imkan veren ve en rahat çalışma ortamını sağlayan firmalar oldu. en sonuncusu da microsoft. eğer önüme kendi işimi yapma fırsatı çıkmamış olsaydı bugün muhtemelen hala microsoft'taydım ve muhtemelen yine hayatımdan memnundum.

    peki kariyerimin ilk yıllarında o kadar az parayla nasıl yaşadım? eskişehir'de anne/baba evi, ankara'da ofisteki bir yer şiltesi ile makarna günleri, istanbul'da ise ofis mutfağının kalebodur zeminine karton serip üstünde yatma ve boş kola şişelerinin depozitosuyla kokoreç alma* şeklinde. o günlerin hepsi microsoft'a alınmam sürecinde abd'ye giderken sunduğum iş tecrübesi belgelerinin parçası oldular.

    steve jobs'ın "stay hungry, stay foolish" ile vurguladığı da buydu sanırım. kendini hemen bir yere bağlama, gerekirse biraz aç kal, biraz budala kal, biraz keşfet.

  • otobüs camından hızla geriye akan yol kenarı köylerinde, kendi zor mücadelelerindeki başka hayatların, yaşadığım hayatla görece mukayese edilebilir benzerliğinden sonra, köysüz, aşsız, ekinsiz ve tekinsiz geçiş yollarında, bir dağın yamacına kuruluvermiş zorlukla farkedilen bir tek ev görmek, bana hayatımın gereksiz yere ne kadar da karmaşık kurgulanmış olduğunu düşündürüyor.

    bu kurgunun benim seçimim olmadığı gibi, evin kendi halindeki sahibinin de olmadığını, yeryüzüne şansına serpilmiş tohumlar olduğumuzu fark ettiriyor. böylece uzaydan geldiğimize iyice inanıyorum.

  • daha vahimi diğer sınıfın kapısından bakıp sınıfına geri dönen öğretmen. allah herkese sarılı öğretmen vicdanı ve adaleti nasip etsin.