hesabın var mı? giriş yap

  • neden takılmasın amk? insanlar cidden delirdi bu salak yerde ya.
    herifin teki gelmiş milletin yazılarını çalıyo insanlar ne var ki abi takılıyo diyolar.

    cidden hastalıklı bi ortam.

    edit: ben bu entriyi yazmadan önce 5 6 kişi falan vardı burda ne var abi yaa hasta mısın asıl sen neden bunla uğraşıyosun işin mi yok falan yazmışlardı başlığı açan arkadaşa. tabi tepki gelince oldukları birer yavşak gibi kaçışmışlar entrilerini silip. keşke ss alsaydım.

  • bakan olan görgüsüz birisi şoförüne sorar:
    'şoför söyle bakalım eşekle şoför arasında ne fark vardır? '
    şoför bir süre düşündükten sonra mahcup bir şekilde;
    'bilemedim bakanım' diyor.
    bakan cevap olarak:
    'eşeğe çüş diyince, şoföre ise dur diyince durur' demiş.
    bunun üzerine şoför çok sinirlenmiş ama karşıdaki bakan olduğu için bir şey söyleyememiş.
    belirli bir süre sonra bu defa şoför bakana:
    bir soru sorabilir miyim bakanım' der. bakan da:
    'sor bakalım' der.
    şoför sorar: 'eşekle bakan arasında ne fark vardır?'
    bakan bir süre sonra:
    'bulamadım şoför söyle bakalım' diyor.
    bunun üzerine şoför de:
    ' vallahi bakanım ben de bulamadım... '

  • çok çok çok eskilere dayanan bir şaman-türk geleneğidir.

    efendim, bilindiği gbi eski türkler'in yaşadıkları bölgelerde oldukça fazla demir yatağı vardır. hatta buralarda yaşayan türkler'e ''altay'ın demircileri' denirmiş o vakitlerde. bu nedenle demir, şaman türkler tarafından kutsal bellenmiştir. demirciler, demir dövenler, silah yapanlar toplum tarafından derin saygı görmüşlerdir. aynı zamanda demirin, kötü ruhları, düşmanları kovduğuna inanılmaktaydı. bu yüzden ölmüş kişinin üstüne kılıç veya bıçak koyarlardı ki, ruhu ülgen'e kazasız belasız, kötü ruhlar musallat olmadan erişebilsin.

  • seneler önce bir furya vardı hani, "ünlülerin maç izleyişleri" diye, sanırsam zamane televolesi (ki o zamanlar spor ağırlıklıydı) önemli maçlarda ünlüleri evlerinde, cafelerde vs. maçı seyrederken çekip yayınlardı. böyle boş, böyle anlamsız bir konseptti.

    yine bu tür programlardan biri, kameraya alınan kişi ise bu sefer "müslüm gürses"... 3 büyüklerden biri avrupa takımının tekine karşı oynuyor, bir kahvehane dolusu insanla beraber maçı tüm dinginliğiyle müslüm gürses de izliyor.

    bizim takım bir noktada atağa kalkıyor, tüm kahvehane ahalisinde heyecan dorukta -müslüm baba sakinliğini koruyor-. atak devam ediyor, millet ayaklanıyor...ve en sonunda gol oluyor.
    ...herkes çığlık çığlığa, ayakta, birbirine sarılıyor, tezahuratlardı, haralasıydı, güreleseydi... lakin müslüm gürses hala oturuyor.?

    neden sonra, golden yaklaşık 1 dakika geçmişken, millet sakinleşip yerine oturmaya başlıyor, ve yüzünde hafif bir gülümsemeyle müslüm gürses o efsanevi repliğini sarfediyor:

    "evet, gol..."

  • kızın durumu: "bedelli askerlik yapanlar dünya ahiret bacımızdır!!!11!"

    yazıldıktan sonra göndermeden silinen yorumum:

    "şimdi sen bacımızdır deyince bedelli askerlik yapanları aşağılamış oluyorsun öyle mi? peki bir kadın olarak kadınlığı aşağılama aracı görmen sence daha aşağılık bir durum değil mi? aklınca bedelli askerlik yapacaklara giydiriyorsun ama lafın hası sana giriyor bilmem farkında mısın? senin gibiler yüzünden kadınlar üstlerindeki ikinci sınıf vatandaş halini atamıyorlar. kaldı ki insanlar sana mı soracak bedelli yapıp yapmayacaklarını? bedelli yapacakların hepsi ağa paşa çocuğu mu zannediyorsun? ailesinin geçimini üstlenmiş ve o askerdeyken ortada kalacak çoluk çocuk sahibi insanlar da var biliyor musun? yaptığın cinsiyetçi ve popülistçe bir şey. bu boktan cümleyi beğenen 52 kişi de senin gibi gerizekalı. güzel bulmuşsunuz birbirinizi. oksijen israfı."

    yazdıktan sonra 10 kere falan okudum ve sildim. hem yazıyı hem de kızı.

    edit: yakın çevremde veya akrabalarımda bedelli yapan yok.

  • mantıku't-tayr'dan "kadın ile erkeğin destanı" gelsin o zaman :

    1.bir erkek bir kadın seviyordu ve onu görmek için çok aceleci davranıyordu.
    2.kadının,duvarları yeşil renkli ve temeli sağlam olan evi dicle'nin karşı kıyısında idi.
    3.erkeğin,altın işlemeli, bahçeli ve çatısı lâle bahçesi gibi olan evi ise dicle'nin beri kıyısında idi.
    4.erkek, ırmağın beri kıyısında kaldıysa da kadının aşkı, onun aklını başından almış idi.
    5.erkeğin gönlü,aşk hevesine kapıldıkça dicle'ye girip karşı kıyıya geçerdi.
    6.kadına der ki "bugün gözünde bir leke gördüm.bu leke dün gözünde yoktu."
    7.kadın der ki "artık geçmek için dicle'ye girme ve ömrünün boynunu vurma!."
    8.erkek der ki "ben on senedir bu ırmağı geçiyorum ve dicle'yi bir damla su gibi içiyorum."
    9.ben bir manda gibi her gün suya giriyorken, şimdi neden " artık girme" diyorsun?
    10.kadın dedi ki "ey canım,bu leke benim gözümde on senedir mevcut."
    11.dicle'ye hiç çekinmeden giren ve baktığında, gözümdeki lekeyi görmeyen , aşk idi.
    12.mâdem aşkın bitti, dicle'ye bir adım atarsan boğuluverirsin.
    13.o adam bu sırrı kavrayamadı ve ırmağa girip boğuldu.
    14.insan aşk evine aklı ile girmez ve sevdiğinin kusurlarını görmez.