hesabın var mı? giriş yap

  • bu yere batasıca uygulamayı kerameti kendinden menkul sözlerle ve güya mantık kisvesine sarınmış bir halde savunan kimseler var.. bazılarını takip de ettiğim için yazdıklarını sabırla okuyup "birazdan beni ikna edecek" umuduyla boşa zaman harcıyorum.. bu bendeki de hüsnüzan falan değil artık, bildiğin ahmaklık.. bile bile lades..

    sağduyudan ve irfandan uzak böylesi kimselere acil şifalar diliyor, eğer kısa zaman içinde şifa bulamazlarsa bu uygulamadan kaynaklanan bir problem yaşayarak şimdi anlamamayı tercih ettiklerini zor yoldan kavramalarını temenni ediyorum..

    kendi toplumundan, bu toplumun dinamiklerinden, eğilimlerinden ve bizatihi yaşadığı çevreden bihaber olup böyle mesnetsiz sallamak ancak gözlüklü şirin edasıyla tespit yumurtlayan kimselerin işi.. istisnasız hepimiz sosyolog olmuşuz.. nasıl da inanıyoruz söylediklerimize.. nasıl da kendinden emin ve keskin cümleler kuruyoruz..

    uzun lafın kısası;
    bu kadar cehalet ancak çok okumakla mümkün..

  • 1 sırp, 1 ispanyol, 2 türk, bir dağ evindeyiz. sırp ile ispanyol bir kurusıkı bulmuşlar, uzaktaki bir elmayı vurmaya çalışıyorlar. ben ise sandalyede oturmuş olacakları izliyorum.

    (ortamdaki 2. türk koşarak gelir)

    t: give it to the master. i can shoot anything you show me. [ver bakayım o silahı abine]

    (ispanyolda tepki yok, silahı verir)

    t: i've been to turkish army for one year [ben 1 yıl aztektim orduda]

    (tepki yok, izliyorlar)

    t: look. (çömeldi nişan aldı, yalnız kıç çatalı açıldı adamın, dolunay gibi çıktı ortaya)

    t: yeees **silahpatla** (elmada tık yok)

    (ispanyolla sırp bir çatala, bir de elmaya bakarlar. )

    sırp: that's why they lost whole empire... [işte koca imparatorluğu böyle kaybettiler]

  • her iki dedem de köylü değildi. ikisi de memleketlerinden 4-5 yaş civarı aileleriyle çıkıp başkente gelmiş, her ikisi de memur olmayı seçmiş. hatta bir tanesi 1950 de ankaranin belediyecilik anlayışla yapılan ilk semtinden taksitle ev almış. yanlış duymadınız. 1950 de milletin boş arsaları telle çevirip benim dediği zamanlarda adam gitmiş taksitle ev almış. dedelerden memuruz yani biz. babam da anam da memurdu. hal böyleyken ben de dünyaca ünlü bir tasarımcı falan olamazdım heralde ola ola ben de memurum oldum :)

    ha tabii bir de her iki dedenin de köylü olmaması demek ilkokulda yazin millet köyüne giderken senin gidecek bir köyün olmaması demek o yaşlarda üzülmek demek..

  • sadik han, londrada doğup büyümüştür. bir göçmen değil, ingilizdir kendisi. göçmen olan ailesidir.

    nitelikli göçmen ile, her bir sikimi yaparım ağğbi göçmenini ayırt edemeyecekseniz, bu işlere girmeyeceksiniz.

    adamlar öyle bir sistem kurmuş ki, içeri girebilmek için tanrı olmanız lazım alanınızda. ha yok mu, sistemi kırıp gidebilen, bir şeyler yapabilen elbette var. ama yine de aşırı kontrollü. bizde sınırı aç ağzına kadar, doldur ne var ne yok. sonra eee bunlar göçmen aga. nerden biliyorsun? ajan mı? terörist mi? sabıkası var mı? dökümanları ne kadar gerçekçi? geçmişine dair elinde ne var? nelere ulaşabiliyorsun?

    bunları bilmeden alınan herkes, potansiyel bir tehdittir. yoksa kimse kalifye olan, işine saygısı olan, topluma yararlı bir bireye hayır demez. ama onu satmanın yolunu bulman lazım.

    göçmen alan ülkelerin sistemlerine bak, kendi vatandaşlarına bu durumu nasıl tanıttıklarına, nasıl açıkladıklarına bak, ondan sonra başlık aç.

  • yıllardır istanbul'un nüfus problemini nasıl çözeriz diye, göçü tersine nasıl çeviririz diye düşünüp duruyoruz... bu projenin gerçekleşmesi demek bunun da kendiliğinden çözülmesi demektir.

    her sene 15000 üniversite öğrencisi yurt dışına mastera gönderilecek, 10 senede en az 50000 doktora yapmış beyin yeni kurulacak tesislerde çalışmaya başlayacak.

    ben akp, mhp ve hdp'nin yerinde olsam dükkanı kapatır chp'ye katılıp bu proje için çalışırım. bence ülke olarak yapmamız gereken şey budur. hatta pkk'lı olsam dağdan inerim şu an. musul olsam türkiye'ye katılmak isterim.

  • soyle aciklamaya calisayin bu onermeyi:

    alkol yuksek enerjili bir maddedir. 1 grami yaklasik 7-8 kalori kadar enerji verir.

    kilo alimi bilirsiniz ki, vucutta yag depolanmasi ile olur. fakat yuksek kalorisine ragmen alkol, vucut tarafindan yaga donusturulerek depolanamaz. bu nedenle alkol kullanarak kilo alamazsiniz.

    buna ragmen, alkolun verdigi yuksek enerji vucut tarafindan kolayca ve hemen kullanilir. alkolle (mesela bira) beraber yediginiz yiyecekler ise, (alkol gerekli enerjiyi sagladigi icin) daha sonra kullanilmak uzere depolanir.

    bu baglamda biranin kilo aldirmadigi, yaninda yediginiz seylerin kilo aldirdigi dogrudur.

    birayla beraber yenilen seyler (fistik, patates vs) zaten bol yagli yiyecekler oldugu icin, bunlarin vucutta depolandigini ve kilo almaniza sebep oldugunu soylemek mumkun.

    bu nedenle, eger duzenli olarak bira (veya alkollu herhangi bir icecek) iciyorsaniz, yaninda birsey yememeye ozen gosterin. veya yiyecekseniz yagsiz yiyecekleri tercih edin.