hesabın var mı? giriş yap

  • "internetten film izliyorum altta "filmi lütfen kaynağından izleyiniz, emeğe saygı" yazıyor. ulan emeğe saygım olsa gider sinemada izlerim"

  • . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
    . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . r . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
    . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . /\. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
    . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ./ .\ . . . . . . . . . . . . . t. . . . . . . . . . .
    . . . . . . . . . . p . . . . . . . . . . . ./. . .\. . . . . . . . . . . . . __ . . . . . . . . . .
    . . . . . . . . . __. . . . . . . . . .. . / . . .. \ . . . . . . . . . . . /. . \. . . . . . . . . .
    . . . . . . . . / . .\. . . . . . . . . . /. . . . .. \ . . . . . . . . . ./ . . . \. . . . . . . . .
    ________/. . . . \____. . . . . /. . . . . .. \ . . . ._____/ . . . . .\______. . .
    . . . . . . . . . . . . . . . . . \. . /. . . . . . . . .\. . ./ . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
    . . . . . . . . . . . . . . . . . . \/. . . . . . . . . . \. ./ . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
    . . . . . . . . . . . . . . . . . .q . . . . . . . . .. . .\/ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
    . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .s . . . . . . . . . . . . . . . . .

    p: atrium(kulakçık) depolarizasyonu , artium sistolü (kasılması)

    q,r,s kompleksi: ventrikül (karıncık) depolarizasyonu , ventrikül sistolü

    t: ventrikülrepolarizasyonu, ventrikül diestolü

    atriumların repolarizasyonu q,r,s kompleksi içinde kalmaktadır.

    sooonraları edit: oturup uğraşmış bunu çizmişim ya aklımı mikiyim...

  • proton sayıları aynı, nötron sayıları farklı olan atomlara izotop denir. tridtyum bir hidrojen izotopudur.

    dayanıklı izotoplar doğada kendiliğinden radyoaktivite yani parçalanma göstermezler. parçalanma enerji açığa çıkaran bir olaydır ve atom çekirdeğinde bozunma meydana getirir. trityum izotopu dayanıksızdır ve radyoaktivite gösterir. bundan dolayıdır ki 12.5 senede radyoaktif parçalanmayla kendinden/ışığından kaybeder.

    radyasyon; alfa, beta ve gama ışınlarından ibarettir. radyoaktif parçalanmayla bunların 3'ü de açığa çıkabileceği gibi 1'i veya 2'si de açığa çıkabilir. trityum izotopu beta ışınları yayar. trityum ısı ve kimyasal dayanımı yüksek olan borosilikat tüplerin içine koyulduğunda beta ışınları cama çarpar ve parlar. beta ışınımı insan vücudu hariç aliminyumu, kurşunu ve betonu delip geçemez; ancak trityumun borosilikat tüplerin içinde ışıması halinde insan cildine de nüfuz edemez.

  • kampüsteki köpekler tarafından kovalanan bir kişinin öğrenci kimliğini köpeklere doğru fırlatıp

    ''öğrenciyim lan ben'' diye bağırarak kaçması.

    yer : itü ayazağa kampüsü
    zaman : güz finallari sonrası

    olur arada öyle.

  • 1.75 ve üzeri kadınlar için somalili özgüvenidir.
    hele bi de bunlar yazın deli sikmiş gibi güneşin altında yatıp marsık gibi oluyorlar ya, hepsi birer elvan ebiligeyze oluyor alüminyum...

  • yepyeni bir dil, çok farklı bir ifade tarzı.

    twitter, facebook, ekşi sözlük, friendfeed... gibi ortamlarda yazarken kullanılan dil. kullanılan platformun teknik özelliklerinden kaynaklanan sınırlar var bir yanda. misal twitter'daki 140 karakter, friendfeed'deki 350 karakter sınırı gibi. öte yandan özel hayatı ifşa etmenin de herkes için farklı sınırları var.

    sanırım en tanınanı facebook etkinliğine yurtdışında olacağım yazmak. ama onla da kalmıyor. doğruyu tam olarak ifade etmeye platformun şartları el vermeyince, gerçeği kırpmak zorunda kalıyorsun. işte gerçeği neresinden kırpacağın da sana kalıyor. zaten seni çok iyi tanımayan insanlar var ortamda. eğer makası doğru yere vurursan, hem yalan söylememiş oluyorsun, hem de bu hiç tanımadığın insanlara hava basabiliyor, şanslıysan prim yapabiliyorsun.

    birkaç örnek vereyim:

    "italyancamı ilerletecek zaman bulabilsem keşke."
    takipçinin düşünmesi beklenen: italyancası var. oh oh şahane.
    gerçek: bon corno prinçipessa ve yemek isimleri dışında italyanca tek kelime bilmiyorum.

    "istemediğimi anlatmak için daha ne yapabilirim? bunaldım."
    takipçinin düşünmesi beklenen: vaaaay, peşinde köpek olan erkek/kadın var desene. ben de kimse senle ilgilenmez zannediyordum. peşinde koşanın olduğuna göre fark edemediğim bi şey olmalı. dur az da ben koşayım.
    gerçek: turkcell yeni kampanyasını tanıtacak diye günde 10 tane mesaj atıyor.

    "insan çalıştırmak çok yorucu. o kadar laf anlatacağıma kendim yaparım dediğim oluyor ki bu çok yanlış.
    takipçinin düşünmesi beklenen: ooo adam yöneticiymiş. müdür mü, şef mi neyse artık.
    gerçek: yurtiçi kargo'dan paket gelmedi hala. gidip kendim alasım da yok. öfff.

    "millet kafileler halinde amsterdam'a gidiyor. gidin gidin. benim bulamadığım bir şey bulursunuz belki orada."
    takipçinin düşünmesi beklenen: amsterdam'a gitmiş. beğenmemiş. demek ki daha güzel yerler de görmüş.
    gerçek: değil amsterdam'a, izmit'e bile gitmedim.

    "mmmm kendi tarifimle gnocchi yaptım. nefis."
    takipçinin düşünmesi beklenen: uu hem italyan mutfağını biliyor, hem değişiklik yapabilecek kadar hakim mutfak işlerine.
    gerçek: üç tane patatesi duru suda haşladım. çatalla ezip üstüne tuz biber ektim de yedim.

  • oyun devam ettikçe hanım kızımızın aslında başka bir çocuğa meylettiğini fark etmekle daha da bir dramatikleşen olay.

    şöyle ki kızımız parmak uçlarıyla narin pasları hep o dingile atmaya, saçını bir sağa bir sola atıp gülümsemeye, dingilin de ona karşılık olarak gönderdiği topa düşmesin diye son anda yetişirken cilveli ve minik "ay!" sesleri çıkarmaya başladığında dünya başınıza geçebilir.

    bu gibi durumlarda önce surat asılır, kıza "vay be, bana ha..." diye imalı imalı bakılır (kız bakmaz ama), son çare olarak dönüşüm geçirip payidar demir olunur, herifin kafaya kafaya smaçlar çakılır. ortam elektriklenir gibi olduğu anda ise son smacı da kızın kafasına çakıp "siz oynayın!" diyip basıp gidilir.

    "kız hemen koşarak arkadan gelip "dur, nereye gidiyorsun... neden böyle davrandın ki?" diye sorar. kıskandığını anlamıştır ve sana karşı boş olmadığını göstermek için gülümseyerek gözlerinin içine bakar" diye bitirmeyi çok isterdim ama genelde arkandan "gerizekalı" demekle yetinir sondaki "a" harfini inceltmeyi beceremeden...