hesabın var mı? giriş yap

  • ''her şeye baş kaldırıyorum. başka insanların kendilerini üzerimde yetke saymalarına, başkaları tarafından egitilmeye, başkalarının bildiklerini bana kabul ettirmeye çalışmalarına baş kaldırıyorum. kendim bulmadıkça hiçbir şeyi doğru kabul etmiyorum. başkalarının benden farkli düsünmesine karşı değilim, ama onların bana düşüncelerini, yaşamla ilgili görüşlerini zorla kabul ettirmeye çalışmalarına katlanamıyorum. daha küçük bir çocukken de baş kaldırıyordum. dinliyor, izliyor, ama bir yandan da sözlerin yanılsamasının ardindaki hakikati arıyordum.”

  • wikipedia'ya bakacak olursanız sırf isim kökeninden esinlenerek "frank"ların mensubu olduğu cermenler'den ileri geldiği öne sürülür ki bu %100 yanlış olan bir önermedir.

    fransa, coğrafi konumu gereği avrupa'nın batısında, atlantik okyanusuna komşu bir alanı işgal etmektedir. fransa tarihini yorumlarken, coğrafi konumunu da göz önünde bulundurmak zorunluluk gereğidir. bunun anlamı, galya ovasına gelen halklar burada kalıcı olmuşlardır. çünkü daha batıda gidecek bir yer yoktur.

    fransa'ya gelen ilk halk toplulukları, m.ö. 5.yy'da, kelt ırkına mensup, ismi romanlara ve filmlere (asterix) konu olan galyalılar olmuştur.

    galyalıların yerleşiminden yaklaşık 500 yıl sonra fransa coğrafyası romalılar tarafından istila edilmiştir. ve burası romalı işgalinin başladığı yıllardan itibaren latinler için kalıcı bir barınak yeri olmuştur. imparatorluk geleneğinden gelen romalı latinler, kendilerinden iptidai olan keltlere kendi kültürlerini asimile edip dillerini benimsetmiştir. böylece günümüzde, latin dilleri ailesinde yer alan fransızcanın temelleri atılmıştır.
    476'da roma imparatorluğu siyasi gücünü yitirmeye başladıktan sonra, 5.yy'dan itibaren germen kökenli franklar galya ovasını istila etmeye başlamıştır ve bundan yaklaşık 300 yıl sonra (800 dolaylarında) fransa'da yönetimi ele geçirmiştir .bu süreçte, dili latince olan gallilere (keltlere) yöneticilik eden frank (germen) aristokrasisi, yönettiği halka adını vererek bugünkü fransa'nın iskeleti ortaya çıkarmıştır. kısaca fransa asla germen bir ahali değildir ama yönetici kesim olan germenler , fransız ulusunu biçimlendirmiştir. neticede, fransa; kültür olarak latin, etnik olarak büyük oranda kelt, yönetim ve idari olarak germen bir ulustur.

    edit-1: mesaj kutuma, ahmakça fransızların frank (germen) kökenli olduğunu iddia edenlere ithafen; fransızların germen ahalisine mensup olmadığının kanıtlarından biri olarak, fransızların ulusal kahraman olarak gördükleri galyalı ( kelt) vercingetorix''in fransa'nın en büyük meydanlarından birinde heykelinin var olduğuna dikkat çekmek isterim.

    edit-2: fransızlara sorun en büyük komutanınız kim? verecekleri cevap, napoleon. kendisi sardunyalı bir latin. ve napoleon'un fransa'yı " gerçekleştirilecek bir roma rüyası" olarak gördüğünü hatırlatırım.

    edit-3: cahillik başa beladır, bir şeyleri eleştirirken, o konu hakkında alt yapınız olmalı, aksi halde hüsrana uğramak içten bile dğeildir.

  • şimdi tüm dünya boku yedi işte.

    arkadaşın biri; ''biri nükleer atmadan diğeri atmaz'' demiş. birinin önce atması gerekiyor zaten. aynı anda düğmeye basacak değiller ya.

  • eski çalıştığım işyerinde bir arkadaşımız vardı. boylu, poslu, yakışıklı manken gibi bir çocuktu. evli biriydi. boğaz köprüsü geçit girişlerinde, arabasından indiği esnada arkadan hızla gelen arabanın çarpması sonucu büyük bir kaza geçirmişti. kırılmadık kemiği, beyin travması, sol kısımda kısmi felç gelmişti çocuğa. tv'de haberlere de çıkmıştı. bu arkadaşın karısı, hastanede bilinci yerindeyken “bundan artık bir şey olmaz” deyip çekip gitmiş hastaneden. arkadaşın o an bilinci yerindeymiş, duymuş bunları. hızlıca boşandılar. sonrasında çocuk aylarca sürecek tedaviler gördü. parası yetmedi, babaları yazlık vs ne varsa sattı. şimdi başka birisiyle evli. çocukları oldu; uluslararası bir firmada üst düzey yöneticilik yapıyor şu an. böyle bir anekdot içindeki kişidir.

    *edit: debe'ye girmiş entry, öncelikle adettendir; kimsesiz çocuklarımıza bağış yapmaya davet ediyorum. bakanlığın ilgili linki: çocuk esirgeme kurumu hakkında

    *edit 2: terk eden kişinin ne yaptığı soruluyor sıklıkla; kadını sormadım. sildi gitti hayatından. biz de acı anısı tazelenmesin diye sormadık..

  • sevgili dedem 90 yaşında, boğazına müthiş düşkün bir adamdır. tatlıyı, tuzluyu, eşkiyi, pastayı, böreği, çöreği buldu mu hayatta affetmeyen bir adam olarak, haliyle de kilo ve sağlık sorunları yüzünden anneannem tarafından sıkı bir perhize maruz bırakılmaktadır.

    bir yaz günü öğle vakti odasındaki kanepeye uzanmış, gözleri kapalı, yüzünde mutluluktan oluştuğu belli olan bir gülümseme ile parmakları ile alnına hafif hafif vurarak bir ritm tutturduğunu gördüm ve aramızda şu diyalog gelişti:

    - dede yatmışsın güzellik uykusuna. maaşallah, keyfin yerinde.
    + öyle öyle (halen gülümsüyor)
    - hayırdır dede ya? niye gülüyosun böyle, ne düşünüyorsun?
    + anneannen yarın kurabiye yapacakmış da, onun hayalini kuruyorum.

    sadece bir kurabiye yemesine izin verildi diye bu kadar mutluymuş meğer adam... ey yaşlılık, bakalım bize neler yaptıracaksın?

  • tam iran islam devrimi’nde kendilerine özgürlük getireceğine inanan mollaları destekleyen solcu kafası vol.2021.

    edit: devamını biliyoruz zaten.

  • refika’nın tarifleri yapınca güzel olmuyor. ben bunu 12. denememden sonra eşim ellerimi tutup gözlerime bakarak “refika ile olmuyor” demesinden anladım. bir süre ona konduramadım ama sonra düşününce kavradım ki cidden güzel olmuyor tarifleri. özel bir aurası var. o etki alanından sıyrıldığınızda bunu fark ediyorsunuz. ülkemiz için kıymetli bir renk ama izlemelik.

    arda ise çok başarılı. ne diyorsa koyuyorum; içime sinen bir lezzete ulaşıyorum.

  • annem babam işsizdi. bir evden başka bir şeyimiz yoktu. aylık gelirimiz 300 lira oluyor belki olmuyordu. cidden yarı aç yaşıyorduk. ve sevgili devlet bana ve kardeşime kredi verirken babası kuyumcu olan arkadaşıma bursu layık görmüştü. neyin ülkesi, neyin adaleti. pırıl pırıl 10000 lira borcum var kendisine.

  • -seni kimseyle aldattım mı, hırsızlık mı yaptım, ayyaşlık mı ettim?
    +hayır asla
    -sahneye çıkıp komiklik yaptım diye mi beni boşadın?

    +hayır sadece o değil, oyunda teknik aksaklıklar da vardı.