hesabın var mı? giriş yap

  • " uşak’ta çalıştığı taş ocağında kum yığınının altında kalarak hayatını kaybeden işçi ismail taran’ı (49), ailesinin elleriyle kumları kazarak çıkardığı anlara ilişkin yürek yakan görüntüler ortaya çıktı.

    babasını kum yığınından çıkaran 20 yaşındaki arafettin taran, “bu anı ömür boyu unutamayacağım. hiçbir yetkili yanımızda yoktu” dedi. aile, şirketin sahibi ve tüm sorumlulardan şikayetçi oldu. şirket tarafından olayın kapatılması için aileye 500 bin tl ‘kan parası’ teklif edildiği ileri sürüldü.

    öte yandan, ölen işçinin otopsisine giren adli tıp doktorunun ise ilk raporunda ‘evde kalp krizi sonucu öldüğü’ şeklinde skandal bir tespitte bulunduğu ortaya çıktı. ailenin doktor hakkındaki suç duyurusuna ise takipsizlik verildi. "

  • bayraksız bir ırkçının yapmaya çalıştığı provokasyonu geri püskürten bir cevaptır. bana kalırsa ilber hoca daha sert bi cevap bile verebilirdi. çünkü önderleri apo'nun da m.ali birand röportajında söylediği gibi bu ve bunun gibiler hoş laftan anlamaz.

    tarihi, bayrağı, vatanı bile belli olmayan, meseleye yekten "dünyada türkler kadar geçmişiyle övünen bir ırk yok, türkler kendi söyledikleri yalana kendileri inanıyor" diye giriş yapması zaten ne denli kompleks sahibi bir ırkçı olduğunu gösteriyor.

  • aci cekerler. etraflarindaki kotulukleri, kotu kalpli insanlari, acimasiz insanlari gordukce bitmez tukenmez bir sekilde aci cekerler. etrafindaki haksizliklardan etkilenmeyen, baskasinin acisini goremeyen insanin ruhu guzel olmaz cunku.

  • karnesini gösteren ilköğretim öğrencilerine yeter ki okusunlar diye ücretsiz kitap dağıtan bir şirkette, elinde pek de parlak olmayan bir karne ile gözüne kestirdiği bir masaya yaklaşıp son derece mahçup bir eda takınarak ''sadece takdir ve teşekkür belgesi alanlara mı kitap veriyorsunuz?'' diyen bir çocuğun; çalışanın ''olur mu öyle şey? ver bakalım karneni? hmm...fena değilmiş. ama bence sen seneye daha çok çalışıp takdir belgesi alacaksın, bana öyle geliyor. al bakalım kitabını.'' demesi üzerine yüzünde açan güllerin sayısına ve elinde kitabıyla sekerek uzaklaşmasına şahit olmak.

  • osmanlı imparatorluğu'nda padişahlarla vezirlere yapılan alkış merasimini yöneten saray memurlarına verilen isimdir. bir nevi şakşakçı başı diyebiliriz. :)

    sefer, cülus, bayram vb. gibi merasimlerde alkış çavuşlarının emrindeki alkışçılar padişahları yahut vezirleri alkışlardı. bu alkış esnasında da ''uğurun açık olsun, devletinle bin yaşa, mağrur olma padişahım, senden büyük allah var'' gibi övgüler sarf edilirdi. bu alkış merasimleri devletin ihtişamlı dönemlerinde oldukça kalabalık ve büyük bir organizasyon olurdu. devletin güçten düştüğü dönemden itibaren ise daha küçük ölçekli törenler yapılmıştır. osmanlı saltanatının sonuna kadar da devam etmiştir.

    tanzimat dönemine gelindiğinde alkış çavuşları lağvedilmiş, yerlerini hassa hademeleri ve mızıka-yı hümayun hademeleri almıştır.

    sultan mehmed reşad'ın başkatipliğini yapan halit ziya uşaklıgil anılarında alkış merasimlerine dair şunları yazmıştır:

    ''hademe arasında bir de alkışçılar diye tabir edilen bir zümre vardır ki sırasına göre altı, sekiz, on kişiden oluşarak, tam hünkarın arabasının geçeceği bir yerde, halka halinde toplanırlar ve gür bir sesle bir şeyler söyleyerek, alkışlarlardı. galiba eski osmanlı padişahlarının haşmet zamanında ''mağrur olma padişahım senden büyük allah var'' diye bağırıldığı hatırımda, belki de yanlış olarak kalmış bu alkışın sözlerini hiçbir zaman anlamak mümkün olmamıştı. böyle sekiz on ağızdan bir gulgule halinde çıkan bu gürültü bende bir merak halinde olurdu. nihayet soruşturmaya mecbur kaldım. sözler: '' yardımcın allah ola. yaşın uzun ola'' diye başlar ve kim bilir nasıl bitermiş.''

    kaynaklar:
    + mehmet zeki pakalın - osmanlı tarih deyimleri ve terimleri sözlüğü - meb yayınları.
    + abdülkadir özcan - ''alkış'' - tdvia - cilt: 2.
    + halit ziya uşaklıgil - saray ve ötesi - yapı kredi yayınları.