ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
bilgisayar oyununda manzara seyretmek
-
world of warcraft evreninde sık sık yaptıgım eylem. her ay mutlaka grizzly hillse ugrar harika soundtrackiyle beraber güzelim ormanlarda soguk soguk gezerim. etrafta geyikler, kurtlar ve sincaplar. mis. dağ evim sanki..
donut'ın türkiye'de tutmamasının sebebi
-
donut'un dünyanın en dandik tatlılarından biri olmasındandır.
asya ve avrupa kıtaları arasında köprü konumunda olan güzel ülkemiz gerek sütlü, gerekse şerbetli tatlılar açısından zengin yataklara sahiptir.
böyle bir ülkede amerika'nın donutuna kim bakar?
go hom yankis
rotring'lerde anlaşılamayan kırmızı halka
-
rotring kırmızı halka demek olduğundan, aslında anlaşılabilir halkadır
[edit: ulan zamanında azuth bu başlığı açmış böyle bir makale yazmıştı bir sayfalık yok o kırmızı halkanın ne fonksiyonu varmış da bütün kalemlerde varmış filan.. ben de altına bunu girivermiştim. sonra silmiş. sonra yeniden canlandırmış ama sanırım ikinci entrisini canlandırmış benimki de sap gibi ilk entri olarak kalmış]
köpeğini polisin üzerine salan uyuşturucu zanlısı
-
niye vuruyorsunuz diyen bir manyağı içerir.
benim de köpeğim var, ömrümün önemli bir kısmında da birden fazla köpek beslemişliğim var. yalnız şu durumda, bu denli güçlü ve hasar verebilecek bir köpek türünün saldırısında da "ponçik lütfen bırakır mısın, rica ediyorum" denilmez.
doktor hasta diyalogları
-
hasta muayene edilir, durum biraz ağır olduğu için hasta müşahede denen gözlem odasına alınacaktır.
+ne yapıyoruz doktor bey?
-gözleme alacaz şimdi sonrasına bakarız.
hastanın kanları alınır, tedavisi başlanır, sonuçlar bekleniyordur ama bu arada hasta yakınları boş durmamış.
+hocam birşey sorabilir miyim?
-sor bakalım.
+hocam bir tane peynirli bir tane de patetesli aldık yedi ama bir gelişme yok, bir tane de kıymalı mı alsak acaba?
-nasıl nasıl?
+gözleme alın demediniz mi?
-puhahahahahahahaha....
nöbetçi eczane arayan emre belözoğlu'ndan kaçmak
-
ulan aynı şey istanbul'da benim başıma geldi.
hava yağmurlu. trafikten kaçmak için ara sokaklara girdim. millet de bu biliyordur peşime takıldı, abi resmen millet arkamda kuyruk oldu. sokaklar git gide daralıyor, arkamdakilerin sorumluluğu var üzerimde ve ben kesinlikle nereye gittiğimi falan bilmiyorum. balat'ın arka tarafları.
en sonunda yol bitti. evet, yol bitti, çıkmaz sokak. ben ne yaptım?
arabayı park ettim. oradaki apartman benim evimmiş gibi giriş yaptım, arabalara da "la burası benim evim yanlış yaptınız siz dayı" şeklinde el işareti yaptım. isterseniz yukarı gelin çay içelim mk?
hepsi geri geri gittiler. ben de apartmanın içinde saklandım bir 10 dakika. sonra da gerçek evime gittim.
bu da böyle bir anımdır.
masa da masaymış ha
-
edip cansever'in siiri..
adam yaşama sevinci içinde
masaya anahtarlarını koydu
bakır kaseye çiçekleri koydu
sütünü yumurtasını koydu
pencereden gelen ışığı koydu
bisiklet sesini çıkrık sesini
ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu
adam masaya
aklında olup bitenleri koydu
ne yapmak istiyordu hayatta
işte onu koydu
üç ker üç dokuz ederdi
adam koydu masaya dokuzu
pencere yanındaydı gökyüzü yanında
uzandı masaya sonsuzu koydu
bir bira içmek istiyordu kaç gündür
masaya biranın dökülüşünü koydu
uykusunu koydu uyanıklığını koydu
tokluğunu açlığını koydu.
masa da masaymış ha
bana mısın demedi bu kadar yüke
bir iki sallandu durdu
adam ha babam koyuyordu.
vodafone park
-
açıldıktan sonraki yaklaşık dokuz aylık süreçte 1 şampiyonluk, 1 darbe, 1 terör saldırısı gören ancak henüz mağlubiyet görmeyen stadyum.
biraz konuşabilir miyiz
-
vallahi yeni bir alternatif muzik grubu sandim
1 haftalık sevgilinin 17 bin 250 tl borç istemesi
-
bulgaristan'dan bekledigim sevgilim gibi ayni. ver kardes ver, ihtiyaci var kizin.
don't look up
-
işte kara mizah budur dediğim film. milletin ne düşündüğü umurumda değil…
son akşam yemeği ve aslında her şeye sahiptik göndermesi ile beni tavladı..
bir konuya da açıklık getirmek üzere bu yazımı yazıyorum.
hepiniz general neden 10 ar dolar aldı ki diye merak içerisindesiniz değil mi? bu aslında askeriye ye bi gönderme. penatagonun yıllık bütçesi 700 milyar dolar. evet yanlış duymadınız milyar dolar. 350 milyon amerikalı da olduğunu düşünürsek her amerikalı yıllık 2000 dolar günlük ise yaklaşık 5 dolar ödüyor pentagon denen şeye. su ve atıştırmalık 2 ürün toplam maliyet 10 dolar. peki iyi de en doğal hakkı olan yaşama hakkı bedava iken neden bu para veriş?
bizde de diyanet bütçesi 16 milyar tl. yaklaşık 80 milyon kişi olduğumuzu düşünürsek her birimiz yıllık 200 tl veriyoruz. ne için? ama bir imam gelip sizde 10 tl alıp çarpsa bunu sonsuza kadar düşünürdünüz değil mi?