hesabın var mı? giriş yap

  • garip şekilde hoşlandığım yorgandır. ağır olsun, sıcak olsun hatta bir de kundak olayım oh mis.

  • islam'ın, imanın şartları gibi... çekilmesi usulden ve zaruri birkaç kare var. bunları çekmeyene fotoğrafçı demiyorlar cemiyette.

    - çürümüş ahşap eski ev fotoğrafı
    - ekstra buruşmuş yaşlı fotoğrafı(portre)
    - buruşuk yaşlıyı iş yaparken gösteren bir fotoğraf,
    - gün batımında şehir manzarası,
    - varoş mahalle karesi
    - ufak, pis, sümüklü erkek çocuk fotoğrafı(böyle bana yardım edin gibi objektife baktırarak)

  • bu konu hakkindaki dusuncelerim su sekilde:

    - oncelikle bu konuyu detayli arastirdigimi soyleyeyim. siz olmeden "beni dondurun" demeniz yasal olarak mumkun degil. yani bu islem ancak siz oldukten sonra yapilabiliyor. legally dead oluyorsunuz bu durumda. mirasiniz paylasiliyor. hatta bu sirketlerin odemesini hayat sigortaniz yapabiliyor beneficiary olarak sirketi gosterirseniz. siz aylik bir uyelik ucreti oduyorsunuz ve sirketin istedigi tutarda hayat sigortasi yaptiriyorsunuz. oldukten sonrasi icin 2 dondurma paketleri var biri beyin dodnruma digeri ful dondurma. beyinden de beni uretebilirler diyenler daha ucuz olan bu paketi secebiliyorlar. ful icin 200k$ sadece beyin icin 80k$'lik hayat sigortasi yaptirmaniz gerekiyor.
    - bir gun sadece tek bir kromozomunuzdan sizi tekrar olusturabileceklerine inaniyorum. teorik olarak mumkun. tabii bu bir gun 50 yil sonra mi olur 5.000 yil sonra mi bilemiyorum.
    - bir gun olumsuzlugun de kesfedilecegine inaniyorum. tibbi metodlar ile curumem engellenebilir.
    - ustteki 2 madde nedeniyle olayin teknik yaniyla ilgili bir problemim yok.
    - asil sorun bu sureci kim yonetecegi konusunda. simdi alcor diye bir sirket cikmis. sirket dedigimiz sey 500 yil sonrasi icin pek guvenilir bir sey degil. default risk diye bir sey var bir sirket hissesini alirken, 1-2 aylik zamanlar icin bile bu riski dusunuyorsun. koskoca lehman gitti, alcor mu gitmeyecek? belirsiz bir zaman diliminden bahsediyoruz ne belli 50 yil sonra "battik biz kardesim bu donmus tipleri daha fazla preserve edemeyecegiz" diyerek dukkani kapatmayacaklari. yasal olarak da olusun sonucta. kaldi ki ben bu sirkete kredi veriyor olsam "highly risky" olarak nitelendiririm. benden toplam 200 bin $ para aldi ve bu hizmeti belki de sonsuza kadar sunmak durumunda. e bunun nitrojeni var, elektrigi var :) bu is bekledikleri kadar yakin olmassa ne olacak?
    - hadi daha gencim 30-40 yil filan olmem bir aksilik olmassa. kilo verir, sigara birakir bir de saglikli beslenirsem 50 yil olur belki de. bu surecte bu isler gelisir, devlet garantisi filan olursa, bir de triple a rating'li vs bir devlet garanti veriyorsa belki bu sirketin batma riski goz ardi edilebilir.
    - fakat ayri bir problem hakkinizi savunacak kimse olmamasi. yani resmen olusunuz. atiyorum sirket "ulan 3000 kisi donmus bekliyor, dunyanin masrafi biz bunlardan bazilarini gomelim veya revive process'i basarisiz oldu diyip sallayalim" derse ya da garantor vs olan devlet bir gun cryonics sirketlerine "200 yildan once dondurulmus bu arkadaslari canlandirmaniza gerek yok. zaten nufus problem, bir de bunlar sosyal sorun olacak dil bilmez, yol bilmez" derse oturup sizin adiniza dava acacak, isinizi takip edecek kimse olmayacaktir ortada. kim tarih oncesinden kalma biri icin ugrasir ki? hadi 50-100 yil icinde bu revive teknolojisi gelisse torun torba kucuk bir ihtimal ugrasabilir ama acikcasi hepimiz biliyoruz ki michael jackson vb. degilseniz bundan 200 yil sonra mezarinizin yerini bilen kimse kalmayacak. donmus sizle niye ugrassin herhangi biri?
    - bir de olayin öldüğün an müdahele edilme gereksinimi var. oleceginizi anlayinca arayin gelip bekleyelim diyorlar. yok artik.
    - simdi best case'te 300 yil sonra revive teknolojisi bulundu diyelim, ustune sirket de duruyor, siz de hala donuksunuz. sirket de delikanli cikti, sizi canlandirdi. burada da cok ciddi baska bir problem ortaya cikiyor. simdi 300 yil oncesinden birini sokaga bir salmayi deneyin bakalim :) bu 300 degil belki de 500 olur. bir de teknoloji exponential olarak gelisiyor. son 100 yilda yapilan kesiflerin toplam finansal degeri, son 1000 yildakilerden daha fazladir herhade. bu demektir ki 300 yil sonra resmen hayvan gibisiniz belki milletin evde besledigi maymunlar filan sizden daha zeki vs. yani hadi arkadas yok, aile yok, coluk cocuk yok, anne yok, baba yok, 5 kurus para yok, bir meslek yok is yok guc yok kismini gectim. tekrar baslariz diyebilir cogu kisi. fakat tekrar baslama ihtimaliniz de yok. belki ilk revive edilenlerden olursaniz anilarinizi anlatir ilgi cekersiniz de bu is madem basariyla tuttu sizin gibi cok olacaktir. resmen multeci olursunuz valla. bir de hafizanizi tamamen kaybetmis olarak da geri gelebilirsiniz ki bu en kotusu. resmen bok gibi bir yeni hayata merhaba diyorsunuz.

    acikcasi ilk 2 maddede soyledigim notlardan dolayi kendimi oldukca sanssiz hissediyordum. sonucta olumsuzlugun bulunacagi nesilleri bir kac yuzyilla kacirdigimizi dusunuyorum sadece. bu dusuncem nedeniyle bu olay ilgimi cekmisti. ama biraz alcor'da faq filan okuduktan sonra teorik olarak ok fakat pratikte kesinlikle infeasible gordum bu sureci.

    belki 500 milyon $'im olsa," ne olacak oldugum zaman mezara gömeceklerine dondursunlar hele bir bakalım" diyerekten istedikleri parayi gomerdim buraya. 5 milyon $ da para verip bunu beni canladirana kadar finansal degerini koruyacak sekilde (amerikan hazine bonosu filan alsinlar 50 yillik, maturity'si geldikce yine alsinlar) degerlendirin o zaman alacagim derdim (kesin vardir boyle yan servisleri). ama su an oldukca mantiksiz gorunuyor. zaten faq'larini okudugumda "ruh bedenden ayrilmiyor mu?" "yok ayrilmaz o oldukten 15 dakika filan sonra ayriliyor biz hemen donduruyoruz" seklinde inanilmaz mantiksiz seyler gordum. en ufak bir guven vermediler.

    bu haliyle acikcasi bu islem ve bunu yapan alcor sirketi hakkinda tek bir yorumum olabilir: umut tacirleri

  • yalın'ın yeniden şarkısı altına yapılan yorumdur. bilmeyenler için; klipte otobüste göz göze gelip aşık olduğu kızı arayan ve sonunda kızla buluşan bir çocuğun hikayesi anlatılıyor.

    --- spoiler ---

    aynısı banada olmuştu = bir kez dolmuşa binmiştim dolmuştaydık, kız arka koltukta oturuyordu beni eliyle dürttü arkadan bi öğrenci alırmısın dedi , orda bakıştık sonra şöföre verdim sonra kız beni tekrar dürttü paramın artanı nerde dedi ben de şöför e söyledim 25 krş aldım kıza verdim bi daha bakıştık ben etkilendim kızdan sonra kızın kulaklığından gelen sesi dinledim , her günüm isyanla dolu falan diye bir şarkı dinliyordu onu aklımda tuttum googl a yazdım arsız bela nın şarkısıymış face den arsız belanın beğenilerine baktım 2 saat ugraştım kızı buldum adı neriman mış bunun facesini ekledim 3 gün sonra kabul etti sonra bana bende seni çok aramıştım dedi , ben de niye aradın dedim ben dolmuşta sana 2 milyon vermiştim öğrenci 1.5 milyon değilmi. nerede benim 250 binim dedi. ben şaşırdım dedim buluşalım bir yerde 250 binini vereyim dedim. sonra bi okulun bahcesinde buluştuk. kız abileriyle birlikte gelmiş. hani lan bu kızın 250 bini dedi bi tane abisi, hepsi orada beni dövdüler. cebimdeki 3 milyonumun hepsini aldılar eve yürüyerek gittim
    --- spoiler ---

  • kardeş, sen şirket sahibi olarak kendi kasanda çalışanlarının maaşını ödeyecek kadar kötü gün parası tutmuyorsan kapat git zaten.
    bir de adamlara hain demiş utanmadan. tam kafayı yemelik amk.

  • bizim köpek biz yemek yerken yanımızda bekler. yemeğe falan sulanmaz ama başka bir yere de gitmez. çünkü bilir ki yemeğin sonunda bir ihtimal bir şeyler ona da atarız. çoğu zaman bundan kaçınıyoruz malum bizim yediğimiz yemekler köpeklere pek faydalı değil. bakmayın sokak köpeklerine onlar açlıktan tahta bulsalar yiyecek durumdalar. yoksa çerçöpten bulup yedikleri yemek artıkları da onlara son derece zararlı.

    bizim köpeğin bu yemek sonunu bekleme huyunu bildiğimizden, bir şey verecek olursak öncesinde iki üç hareket yaptırıyoruz. emir komuta zinciri talimi yapsın, eğitimini pekiştirsin diye. mesela "otur, pati ver, afferin" deyip yemeğini veriyoruz. onun da en itaatkar zamanı o zaman oluyor. normalde üç kere tekrarladığın emri çat diye yapıyor. hatta öyle ki patiyi sen istemeden veriyor o kadar alıştı o rutine. ekmeğini patiden çıkarıyor.

    geçenlerde bir şey deneyelim dedik. yemek sonunda artan bir et parçası için sevgilim bana döndü, "sedat otur" dedi, oturur gibi bi kaykıldım. köpek şaşkın şaşkın baktı "noluyo lan?" dercesine. olayı anlamaya çalışıyor. "pati ver" dedi, pati verdim ve...

    havlaya havlaya üstüme koştu. "napıyosun yaaa sen!!? ne ekmeğimle oynuyorsun!!!" der gibi. normalde bize böyle tepkisel havlamışlığı hiç olmamıştı. kırk yılda bir havlasa da bu "hadi gel oyun oynayalım" diye olurdu. hayvan ilk defa adalet için isyan etti. ne de olsa yemeğin başından sonuna bekleyen oydu. halbuki ben sonunda iki üç hareketle ete konmuştum. aklıma bir anda bilim adamının suratına hıyar fırlatan gelir eşitsizliğine tepki veren kapuçin maymunu geldi. (bkz: kapuçin maymununun eşitsizliği reddetmesi)

    gerçi adaletten mi yaptı yoksa bencil bir tekelcilikten mi bilemiyorum onu bak. otopark mafyası gibi yemek sonu artıklarına çöreklenmiş de olabilir. belki arkadaşları olsaydı onlar da ellerinde sopalarla dalardı bana. bak o da olabilir.

    yine de her gün bizi şaşırtıyor adi köpek.

  • koç grubuna bağlı şirketlerden birisinin görüşmelerinde baya baya yazılı sınav yapmışlardı.

    sorulardan birisi şuydu: kendinizi hangi hayvana benzetiyorsunuz?

    ulan zaten insan kaynakları denen oluşuma gıcığım bi de böyle abuk subuk sorularla insanı çığırdan çıkarıyosunuz tövbe tövbee.

    ördek yazdım ben de. çıkarsın bakalım ne anlam çıkarıyosa diyerek.

    1.5 ay sonra aradılar işe kabul edildiniz diye.